menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

´Size İstanbul´u anlatayım hocam…´

11 0
10.12.2025

Bu sözler taa 1954/55 yıllarında St. Michel’deki sınıf arkadaşım Teoman Aksoy’a aittir1. Okulda, okuldan sonra, hiç ayrılmazdık. Adeta içtiğimiz su ayrı gitmezdi. Sınıfın en tembel talebesiydi. Ancak sevimliliği, cana yakınlığı, hoş sohbeti ve şakalarıyla bütün sınıfın ve hocaların, kelimenin tam anlamıyla ‘idolü’ haline gelmişti.

Bir gün coğrafya hocamız onu derse kaldırdı. Dersimiz Balkan ülkeleri idi. Hocamız “Oğlum bana Bulgaristan’ı anlatır mısın?” Cevap, gülümseme ve sessizlik… “Peki. Yunanistan’ı anlat bakalım.” Cevap, “Atinalıların ve Ispartalıların yaşadığı ülkedir. Birbirleriyle savaştıklarından ülke harabelerle doludur.” Sınıf yavaş yavaş hareketleniyor tabii…

Hoca biraz bıkkın ama yarı şaka “Oğlum bana bildiğin bir yeri anlat” der. O anda Teoman’ın gözleri parlar ve “Size İstanbul’u anlatayım hocam” der. O anda artık sınıf, hoca dahil, kahkahalara boğuldu. Ortalık sakinleştikten sonra hoca “Otur rezil. Sana 10 üzerinden 5 veriyorum” demez mi?

Çok erken kaybettiğimiz bu arkadaşın hatırasını anmak için bugün size İstanbul’u çok ilginç bir kişinin, şehrimizi 12. asırda ziyaret etmiş bir Sefarad’ın, Benjamin de Tudela’nın ağzından anlatmaya çalışacağım2. Bakın nasıl başlıyor:

“Es una bulliciosa ciudad. A ella vienen una mercaderia desde todos los paises marititimos y continentales. No hay como ella en ningun pais excepto Bagdad la gran ciudad de los İsmaelites3.”

Bu paragrafı aynen aldım… Bundan daha güzel bir giriş gerçekten bulamadım.........

© Şalom