menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

BİR MEDENİYET MASALI

11 8
previous day

Tarih dediğimiz şey, çoğu zaman bir “hikâye yarışıdır.”
Kimin hikâyesi daha baskınsa, dünya onu gerçek kabul eder.

Mesela Roma, büyük bir medeniyet olarak anlatılır;
ama Roma’nın yükselişi iki temel üzerine kuruludur:
köle emeği ve sömürge yağması.

Bu örneği şunun için verdim;
Batı da bugün benzer bir hikâye anlatıyor.
Kendi “erdemlerini” parlatırken, geçmişindeki karanlığı saklıyor.

Bir Avrupalı düşünür şöyle der:

“Biz tarihimizdeki suçlarla değil, başarılarımızla övünürüz.”
Bu cümle Batı’nın zihinsel çerçevesidir.
Başarılarını büyütür, yaptıklarını küçültür.

Biz ise, çoğu zaman onların yazdığı bu masalı gerçek sanıyoruz.

Bugün bu masalı değil, gerçeği konuşacağız.

Çalınmış Hayatlar: 15 Milyon İnsan

Afrika’dan çalınan 12 milyon insan ve saldırılarda, gemilerde ölen 3 milyon Afrika’lı…
Ama gelin bunu bir örnekle daha somutlaştıralım:

Gorée Adası – Senegal
Bugün UNESCO mirası olan bu ada, köle ticaretinin ana merkezlerinden biriydi.
Milyonlarca insan, “dönüşü olmayan kapı”dan geçirilerek gemilere bindirildi.
Bu kapıdan çıkan biri bir daha asla geri dönmedi.

Bir mahkûm şöyle anlatır:

“Bizi zincire vurduklarında değil; annelerimizi elimizden aldıklarında öldük.”

Bu feryat, bugün Avrupa’nın bankalarında hesaplanmış servetin hammaddesidir.

Haiti örneği ise daha da çarpıcıdır:

Köleler isyan edip özgürlük kazandığında Fransa,
“Özgürlüğünüz yüzünden doğan zararımızı ödeyeceksiniz” dedi.

Haiti, 122 yıl boyunca tazminat ödedi.
Bugünün parasıyla yaklaşık 100 milyar dolar.

Yoksulluğunun sebebi tembellik değil; köleliğin faturasıdır.

Sanayi Devrimi’nin Gizlenen........

© Pusula Gazetesi