menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nazım Hikmet'in zamansız oyunu: 'Yolcu'... Kurtuluş'un karanlığında umut hikayesi

6 4
08.11.2025

Seferberlik yılları... Anadolu’da merkezden uzakta ücra bir yerde bir tren istasyonu ve orada kaygı ve kederle kendi dünyalarında yaşayan iki erkek bir kadın. İstasyon Şefi, Karısı ve Makasçı. Ve hikayeye
sonra dahil olan tüfekli atlı, Kuva-yi Milliye Süvari Subayı.

Nazım Hikmet’in ilk defa 1967 yılında İstanbul’da Gen- Ar Tiyatrosu’nda sahnelenmiş olan dramatik yapıdaki Yolcu adlı oyunu şimdilerde Aysa Prodüksiyon tarafından usta yönetmen Rutkay Aziz’in reji yorumuyla tekrar seyirci karşısına çıkarılıyor.

İlk gösteriminden sonra sayısız tiyatro topluluğunda sahnelenen (İstanbul Şehir Tiyatrosu 1977, Ankara Sanat Tiyatrosu 1991), sinemaya da aktarılan Yolcu’da Nazım Hikmet, Kurtuluş Savaşı yıllarında bir tren istasyonunda birbirlerine mecbur üç kişinin dar dünyalarına odaklanır.

Bu şahıslar İstasyon Şefi, Karısı ve Makasçı’dır. Oyunda Nazım Hikmet arka planı güçlü metaforik bir
hikaye anlatır. İstasyon, kış, uzaklık, karanlık, ışık, dama, silah, telgraf direği hem soyut hem de somut anlamda kullanılarak katmanlı bir oyun ortaya koymuştur.

Ülkenin karanlık günleri... İstanbul işgal altındadır. Batı Cephesinde savaş devam ediyor. Fırtınalı bir kış günü, soğuk, ıssız bir istasyon, ortalıkta bir yaşam belirtisi yoktur neredeyse... Adeta dış dünyadan yalıtılmış, yük trenlerinin bile durmadığı istasyon, telgraf direkleri devrilmiş, merkezle iletişim kopuktur.

Rutkay Aziz yönettiği ve İstasyon Şefi rolünü üstlendiği oyunun dekor tasarımı Serkan Kavurt’a, kostüm tasarımı Rabia Kip’e, ışık düzeni ise Mahmut Özdemir’e ait. Müzik düzenlemede ise Mazlum Çimen imzası var.

Dekor, efekt ve türkülerle oluşturulmuş dramatik bir ortam. Bir gözünü savaşta kaybetmiş, İstasyon Şefi duyarlıdır, kaygı içinde cepheden........

© OdaTV