Kültürel İktidarın Kadim Sırrı: Zihniyetin Yeniden İnşası
Elinizde siyasi gücün anahtarı, kasalarınızda ekonomik kudret birikmiş olabilir. Lakin bu, ne bir “iktidar“ kurmanıza yeter ne de bir “medeniyet” inşa etmenize. Zira iktidarın asıl mayası, ne sandıktan çıkan oylardır ne de birikmiş sermaye. İktidar, daima, onu ruhuyla besleyecek bir FİKİR’in etrafında döner.
Sezai Karakoç’un o yıllanmış ve keskin tespiti, bugünün siyasi varlık ile kültürel yokluk arasındaki dramatik uçurumu anlamakta bir mihenk taşıdır: “İktidarı elde etmek zor değil; zor olan, onu bir fikir etrafında sürdürebilmektir.”
Bugün, elimizde tuttuğumuz o siyasi ve ekonomik güç, maalesef ki bir “fikir sistemine” dönüşmediği, toplumu çepeçevre saracak bir kültürel hegemonyaya evrilemediği için, büyük bir gölge iktidarın ağır yükü altındayız. Kitleleri dönüştürme gücünden mahrum, sadece yönetme ve idare etme aygıtına sıkışmış bir hükmetme biçimi.
Mahalle Devlet Oldu Ama Ruhsuz Kaldı
Yıllarca “Mahalle” diye anılan, bir fikir ve aksiyon yatağı olması beklenen entelektüel ve siyasi çevre, nihayet arzuladığı devletleşme aşamasına ulaştı. Kapıları açtı, makamlara oturdu. Ancak bu zafer, aynı zamanda bir hüsranın da başlangıcı oldu. Güç, kültüre, sanata, felsefeye, estetiğe ve en önemlisi eleştirel düşünceye tahvil edilemedi.
- Hilmi Ziya Ülken’in Metot Çığlığı: Bir zümre, eleştirel metottan yoksunsa,........
© Mir'at Haber





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Beth Kuhel