CHP’NİN ALİCENGİZ OYUNLARI GINA GETİRİYOR
Haftalardır CHP içinde dönen Bizans oyunlarından iğrenir olduk. Hangi TV kanalını açsanız CHP’de dönen dolapları tartışmaktalar. Gazze’deki soykırım tartışılmaz oldu. Filistin ile dayanışma ve İsrail ablukasını kırmak için Gazze’ye insani yardım götüren Sumud Filosu devreye girdi de, tekrar Gazze’yi konuşur olduk. Yoksa CHP ile yatıp CHP ile kalkıyorduk. İşin garibi bu yazının konusu da CHP olacak. Bizler de CHP’nin saçtığı bu pisliklerle ilgili bir şeyler yazmadan edemiyoruz.
CHP, bir taraftan başta İstanbul olmak üzere belediyelerdeki hırsızlıklar, yolsuzluklar ve rüşvetlerle ilgili olarak mahkemelerde hesap verirken, aynı yolsuzluk ve alicengiz oyunlarını kurultaya da taşımış olmanın hesabını da mahkeme salonlarında veriyorlar. İstanbul mahkemesinin verdiği son ara kararla Yüksel Tekin ve altı arkadaşının geçici olarak İstanbul İl Başkanlığını ele almaları, alicengiz oyun kurucularını çok rahatsız etti. “Yollara yatarız, il başkanlığında etten barikatlar oluşturur ve bu kayyum görevlilerini binaya almayız” diye dayılık yapsalar da, sonunda buna engel olamadılar. İl Başkanlığını ilçeye taşısalar da, Gürsel Tekin’i durduramadılar. Bilet alıp tiyatroya gitmenize gerek yok. Televizyon karşısına geçip öğürerek CHP tiyatrosunu seyredebilirsiniz.
Bu adamlar, hukukun müdahalesinden ve yeni il yönetimine geçici heyet atanmasından niye korkuyorlar? Bir sancıları var demek ki! Abdestinden şüphesi olanın namazından şüphesi olmaz. Belki de delege satın alma ve diğer usulsüzlüklerle ilgili halının altına süpürülmüş bilinmeyen birçok pis şey var ki bunların ortaya saçılmasından korkuyorlar. Profesyonel soyguncu Ekrem İbanoğlu’nun çaldığı paralarla satın aldığı delegelerin seçtiği Özgür Özel ve ekibi giderse, hapishanedeki bu profesyonel hırsıza kim sahip çıkacak? Yalnızlığa ve unutulmaya terkedilecek. Satın alınmış delegelere seçtirilen emanetçi Özgür Özel, Ekrem İbanoğlu’na diyet borcunu ödemek için gece gündüz canhıraş bir şekilde çalışmaktadır. Bu hırsıza sahip çıkma adına, saldırmadığı üst düzey yöneticisi yok. Bir bakıyorsunuz İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’in alnını karışlıyor, bir bakıyorsunuz Cumhurbaşkanını ısırıyor, bir bakıyorsunuz İçişleri Bakanına ayar vermeye çalışıyor. Hırsızına öyle âşık olmuş, öyle kendinden geçmiş ki, ne yaptığının farkında değil. Cervantes gibi yel değirmenlerine saldırmakta. Belki de bir soyguncuya, yüzü kızarmaz bir hırsıza bu denli sahip çıkma olayı, dünya tarihinde bir ilk olarak yaşanmaktadır. Yani tam bir klinik vakıa. Özgür, acilen psiko-patolojik tedaviye alınmalıdır.
CHP bu… Selanik’te İttihat ve Terakki/Jön Türkler olarak peydahlanıp CHP olarak siyasi parti olana kadar tarihî süreç içerisinde hep karıştırmış, fitne çıkarmış, Müslümanlığı yok etmek için bütün şer güçlerini devreye sokmuş, “Varlık Vergisi” adıyla vatandaşın kümesteki hayvanlarına kadar soymuş, Hindistan Müslümanlarından savaş yardımı olarak gelen altın, mücevherat ve paralara el koyup İş bankasını kurarak kendi zimmetlerine geçirmiş, camileri ahır, gazino, genelev yapmış, İslamî ne kadar kurum ve kuruluş varsa hepsini kaldırıp yerine Avrupa’dan ithallerini getirmiş bir harekettir.
CHP ile ilgili yazdığım bütün yazılarımda belirttiğim gibi Merhum Necip Fazıl Üstadın ifadesiyle; “CHP bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir.” Nuh Albayrak’ın........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden