Biz imanımızı yolda bulmadık ve İslam sırtımızda bir yük, başımızda bir ağırlık değil.
Bilakis omuzumuzda şeref libasımız, başımıza ebedi asalet tacımızdır.

Müslümanlara has bir özellik ve bir sosyal davranış şeklidir; “Onlar yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaz, ıslah ederler.” Müslümanların halis olanları toplum içerisinde bu farkındalık ile hareket ederler. Furkan suresi 63. ayette de belirtildiği gibi, müminler yeryüzünde vakarla yürürler ve kendilerine cahillerden bir söz geldiğinde, selamı yaygınlaştıracak davranışlar sergileyerek yine kendilerini ayırt edici seçkin bir makama yerleştirirler.

Huzeyfe b. Yemân’dan rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Huzeyfe b. Yemân’dan rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Bu canı bu tende tutan Allah’a yemin ederim ki ya iyiliği emredip/teşvik edip kötülükten sakındırırsınız uzaklaştırırsınız ya da Allah size bir ceza gönderir de O’na dua edersiniz ama O, duanıza karşılık vermez.” (T2169 Tirmizî, Fiten, 9)

Öyleyse hayat içerisinde kin, nefret ve öfke, kısa ya da uzun emellerin peşine düşüp dünyevî zevk ve meşgalelere dalarak asıl amacımızı bir kenara atmayanlardan olmalıyız. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan, ıslah eden kulların farkındalığı ile yürümek biz Müslümanlara yakışan haldir ki birbirimize bunu hatırlatmalı ve bu hususta da ısrarcı olmalıyız. Biz imanımızı yolda bulmadık ve İslam sırtımızda bir yük, başımızda bir ağırlık değil. Bilakis omuzumuzda şeref libasımız, başımıza ebedi asalet tacımızdır. Bu sebeple imanın gereği ne ise yapılır. Kimse de istisna tutulmamalıdır. Yoksa ehl-i kitabın düştüğü hataya düşmüş oluruz. Kalbimiz katılaşır ve bunun sonucu olarak da yoldan çıkmak, gazaba uğramak ihtimallerini kader programımıza ellerimizle yazılır.

Bizler ne kadar kaldığını bilmediğiniz bir ömürde bir sınav içindeyiz. Kâinatın matematiği bu dünyada kimseye torpil geçmiyor. Elimizle edilen başımızla çekiliyor. Samimi duygularla yola çıkar iken; yolumuzun üzerinde bizdenmiş gibi görünen, gerçekte karanlığa hizmet eden kişiler tarafından aldatılma ihtimalimiz her vakit mevcuttur. Asla gafil kalma lüksümüz de yoktur. Gerçekte böyle bir lüksümüz hiçbir zaman da olmadı. Hayat tecrübesizlikler içerisinde, kullara kişisel menkıbelerinin bir gereği olarak bu gibi acıları yaşatabilir. Fakat, biz Türkiye sınırlarında, acı hatıralarımız eşliğinde, her ırktan oluşmuş eşsiz kültürel çeşitlilikteki insan mozaiği ile görmüş geçirmiş bir milletiz.

11 Eylül, 28 Şubat,31 Mart, Gezi Parkı, Kaz Dağları, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü meselesi, Van Belediye seçimleri ve daha niceleri ile defalarca sınandık. Şimdi de en masum kaygımız, evrensel yaramız Gazze üzerinden provoke edilip durulan bir ortama sürüklenyoruz. Yeryüzünde bozgunculuk çıkaran ve ıslah etmeyen güruh hiç durmadılar ve durmayacaklar. Burada çok net bir hadise var ki, sinsi tezgâhlar kurup sokakları karıştırmadan, Türkiye’ye zarar veremeyeceklerini anladılar. Hamdolsun bu bilinci bize verene. Fakat şimdi de efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin; “Müminin ferasetinden korkun. O Allah’ın nuruyla görüyordur.” hadisini ihya etme zamanıdır.

O Nuru görmek için bize verilen bunca nimetlerden sonra, Beyyine suresinde belirtildiği gibi, bazı gruplarımızın arasındaki çekememezlikler yüzünden, ya da kendini müstağni gören enaniyet sahibi kimselerin geçirdiği asabiyet nöbetlerinden etkilenerek hatalı adım atacak hallerden korunmak zorundayız. Çünkü bu durum berrak bir su timsali, imanı içirmemiz gereken ve şifa bekleyen kalbimize darlık verir. İnsanın kalbi İnşirah üzere, ruhu da huzuru ilahide havlet içinde olacak ki zafer olsun.
Rabbim kalplerin katılaşmasından muhafaza edecek nimeti bizlere bahş eylesin. Her daim kendisinin zikrine ve indirmiş olduğu Kur’an’a karşı kalplerimizi yumuşak ve duru eylesin..

Bu kez sağlam adım gelmek üzere kararlılar. Çünkü muhafazakâr insanları sokağa sürmeyi başardılar. Son seçimlerin sonucunda da birbirine sitem eden kimselerin, nasıl da kopan bir gerdanlık gibi, İnci tanelerinin, pırlantalarının, birbirlerinden ayrıldığını gördüler. Milletimin içindeki, cevheri saklı, sağduyulu kimselerin, zaafına nasıl yenik düştüğünü öğrendiler. Tekrar bu yolu tekrar deneyecekler.

Allah Filistin ve Gazze hususunda samimi duygular ile çabalamaya çalışan kimseleri korusun.
Çünkü onlar gerçek muttakiler ya da birliği muhafaza etmeye çalışan onurlu ve erdemli kişilerdir.
Onları, türlü türlü provokatif faaliyetlere itecek olan,kendi kötü emellerine malzeme etmek için yanlarında duran birçok kişinin şerrinden korusun. Feraset nasip etsin. Bizi de o farislerden eylesin.

Masum Ehlibeyt halkının başına gelen onlarca ciddi imtihandan sonra, hassaten Kerbela olayının mahsun halleri üzerinden kurgulanan bir yığın provokatif senaryonun İslam tarihinde yaşandığı gibi, Gazze soykırımı üzerinden, siyasi amaçların, kötü emellerin, Gazze için üzülen kimseler hedef alınarak kullanılmasına acı ile şahit olduğumuz büyük oyunlar oynanıyor.
Tahriklerine kapılarak, sokaklara çıkmak suretiyle Türkiye’nin hızına zarar verecek olan herkes maalesef suçludur.
Masum duygular ve davranışlar ile protesto edenleri hanım kişi demeden tokatlayan ve insani davranışlara aykırı davranan güvenlikçiler suçludur.

Her biri ateşe körük atan ve milletimin içerisindeki yangını harlayan planın tuzağına düşmüştür.
Karabağ’a, Libya’ya, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’ye müdahale eden Türkiye, Gazze’ye de müdahale edecek gücü elbette bulabilir. Bunun için milletimin birliği, çok konuşan kavga eden değil, çok iş yapan, çalışkan kimliği lazım. Kendine yakışan asaletin diriliği, yüzyıllar boyu milletleri bir araya getiren ferasetin ihya edilmesi lazım. Başka bir şeye ihtiyacımız yoktur.
Ama bu müdahalenin zamanını ve şeklini Türkiye ve O’nu bugüne kadar pek çok parametrede dünya milletleri üzerinde daha iyi bir noktaya getiren, aklıselim düşünen kimseler elbette belirleyecektir. Bu meyanda sokakların ve tahriklerin etkisine kapılıp sağduyusunu kaybetmeden teenni ile en uygun zamanı kollayan kişilerin artmasını diliyoruz. Devletimiz içerisinde sağduyulu yöneticilerin ve de her birimden çalışanların nitelik ve niceliklerinin ziyadeleşmesini temenni ediyoruz. Halkımızın, kısıtlı imkânlara rağmen Hamas’a destek veren ve böylelikle tüm dünyaya başkaldırarak yenilmeyen, O yüce halk Gazze’ li Müslümanlardan ve onların ferasetinden nice ibretler almasını temenni ediyoruz.

Gazze‘de bulunan mazlum halkın kurtuluş günü yakın görünüyor. Filistin bir daha asla gölgelere dönmemek üzere özgürlüğünü kazanacak ve adı tanınacak bir devlet olmaya doğru yürüyor. “Hamas kazandı” diyen biz değil Avrupalı, İsrailli ve Yahudi kimselerden ileri gelenler. Net ve delillerle bu gerçeği konuşarak İsrail’i tenkit edip, Hamas’ı ve halkı Gazze’yi yüceltmekteler.
İsrailli yazar Alon Mizrahi bu durumu fevkalade izah ediyor. Buyrun:

‘’Bu benzersiz anda daha da netleşen şey, Hamas’ın, küçük bir Filistin hareketi olarak, sadece İsrail’i değil, bütün Batı’yı mağlup ettiğidir. Hepsini… Savaş alanında ve kamuoyunda zafer kazandı. İsrail zihniyetini okuma biçimini muhteşem bir şekilde kullandı ve sahip olduğu her kaynağı son derece etkin bir şekilde kullandı.
Dünya çapında Filistin davasına gönüller kazandı.

Yok edilmedi veya dağıtılmadı. Altı ay önce aldığı tutsakların hemen hemen hepsini elinde tuttu. Hiçbir baskıya boyun eğmedi. Kuşatılmış ve bombalanmış küçücük bir toprak şeridinde işlevsel ve ölümcül kalmayı başardı.
Tarih, son altı ayı tüm askeri tarihte en dahi ve inanılmaz başarılar arasında değerlendirecek. Bu, kavranması zor bir durum.
Bu savaşı bu şekilde yürüterek, düşünmeden ve hissetmeden, İsrail Hamas’ı yüzyıllar boyu kültürel hafızada yaşayacak bir direniş efsanesi haline getirdi.

Kimse bunu başarabileceklerine inanmamıştı. Ama başardılar. Ve tarihi sonsuza dek değiştirdiler. Filistin bir daha asla gölgelere dönmeyecek. Hamas kazandı.’’
Sonuca geldiğimiz zaman, izzetli Gazze halkı ve Filistin bu mücadeleyi kazanırken, biz kaybolan bir millet mi olacağız?
Ya da Gazze ve Filistin halkı mağlup olursa biz kaybolan bir millet olarak ve devlet olarak son kalesi de yıkılmış ümmeti Muhammed’in kaderini mi yaşayacağız?
Allah muhafaza!
O vakit tüm samimi duygularımız ile şu güzel ve mübarek bayram günlerinde fiil-i ve dil-i duamızı yapalım.
Allahümme amin.
“Allahım! Oruçlarımızı, namazlarımızı, zikirlerimizi ve dualarımızı dünya ve ahirette kötülüklerden korunmamıza vesile eyle. Orucu, kulluk bilincimizin ve İslami duyarlılığımızın artmasına aracı kıl. Sana gönülden yönelmeyi ve hükümlerine içtenlikle boyun eğmeyi nasip et.
Mazlum coğrafyalarda, hassaten Gazze’de bulunan mazlum halkın Kurtuluşunu an itibariyle bizim elimizle var et.
Milletimin içinde yanılan ve delalete düşen hangimiz olur isek, elinden tut ve kaldır onu Ya Müin.
Bize verdiğin bu kadar nimet, bu kadar izzetten sonra, hidayetin ve İslam’a hizmet etmekle taçlanmış muhteşem bir tarihin hazinelerine kavuştuktan sonra, topuklarının üstüne geri dönen nankör ve delalete sapmış zümrelerden eyleme bizi.

Ya İlahi! Ya Rabbi!
Bize veda etme ve darılma!
Bizim için sonu önünden (ahiret dünyadan) daha hayırlı kader yazgısından bizi mahrum bırakma!
Şimdi ve İleride bize ver ve de biz de hoşnut olalım daima!
Ümmetin içinde yetim idik sen bize sahip çıktın elhamdülillah!
Bizi, yol bilmez iken (doğru) yola koydun istikamet nasip et fadlınla!
Belimizi büken yükümüzü kaldırdın, koştur, coştur bizi ilay-ı kelimetullah yolunda!
Yoksul iken zengin ettin, o mülkü azametin ile taşıyalım nefes aldıkça!
Yetime kahretmeyen,El açıp isteyeni azarlamayan,
Fakat Rabbinin nimetini anlattıkça anlatan Duha suresinde övdüğün Resulün ümmeti olarak bizi haşreyle ba’sü ba’del mevt günü fadlınla .Senin gücün yeter.Amin
Selam ve dua ile kalınız.

Hatice Şebnem Diktürk

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

#haber #gündem
#ElKassamTugayları #Hamas #Şırnak #deprem #Israel Gazze #gazze #filistineışıkol #gazzeyanlızdeğildir #islamiyet #imangücü #kuranheryerde #gazzeölüyor #gazzetta #gazzedeçocuklarölüyor #filistin #filistinhakkındakonuşmalıyız #gazzeyanlızdeğildir #dinvideolari #din #hasbunallahivenimelvekil #allahekber #lailahaillallah #iman #islamdaily #islamiyet #anadoluajansi #anadolu #HandsOffRafah *#RefahtanElleriniÇek #OpenRafahBorder #FreePalestine #GazzedeSoykırımVar #FilistiniUnutma #freepalestine #rochelcorrie #aaronbushnell
#28şubat #postmoderndarbe #başörtü #cumhurbaşkanıerdoğan #ISRAELTERRORIST #GazaStarving #RafahUnderAttack #CeasefireForGaza #ibadet #çocuk #eğitim #keşfet #reelsinstagram #islam #filistin🇵🇸 #filistine #filistinbaba #filistinçocukanne #plastine🇵🇸 #plastinelivesmatter #filistinanne #filistineözgürlük🇦🇪 #KassamTugayları #IsraelTerrorist #Gaza #FreePalestine

QOSHE - İSLAM SIRTIMIZDA BİR YÜK, BAŞIMIZDA BİR AĞIRLIK DEĞİL! - Hatice Şebnem Diktürk
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İSLAM SIRTIMIZDA BİR YÜK, BAŞIMIZDA BİR AĞIRLIK DEĞİL!

5 0
13.04.2024

Biz imanımızı yolda bulmadık ve İslam sırtımızda bir yük, başımızda bir ağırlık değil.
Bilakis omuzumuzda şeref libasımız, başımıza ebedi asalet tacımızdır.

Müslümanlara has bir özellik ve bir sosyal davranış şeklidir; “Onlar yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaz, ıslah ederler.” Müslümanların halis olanları toplum içerisinde bu farkındalık ile hareket ederler. Furkan suresi 63. ayette de belirtildiği gibi, müminler yeryüzünde vakarla yürürler ve kendilerine cahillerden bir söz geldiğinde, selamı yaygınlaştıracak davranışlar sergileyerek yine kendilerini ayırt edici seçkin bir makama yerleştirirler.

Huzeyfe b. Yemân’dan rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Huzeyfe b. Yemân’dan rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Bu canı bu tende tutan Allah’a yemin ederim ki ya iyiliği emredip/teşvik edip kötülükten sakındırırsınız uzaklaştırırsınız ya da Allah size bir ceza gönderir de O’na dua edersiniz ama O, duanıza karşılık vermez.” (T2169 Tirmizî, Fiten, 9)

Öyleyse hayat içerisinde kin, nefret ve öfke, kısa ya da uzun emellerin peşine düşüp dünyevî zevk ve meşgalelere dalarak asıl amacımızı bir kenara atmayanlardan olmalıyız. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan, ıslah eden kulların farkındalığı ile yürümek biz Müslümanlara yakışan haldir ki birbirimize bunu hatırlatmalı ve bu hususta da ısrarcı olmalıyız. Biz imanımızı yolda bulmadık ve İslam sırtımızda bir yük, başımızda bir ağırlık değil. Bilakis omuzumuzda şeref libasımız, başımıza ebedi asalet tacımızdır. Bu sebeple imanın gereği ne ise yapılır. Kimse de istisna tutulmamalıdır. Yoksa ehl-i kitabın düştüğü hataya düşmüş oluruz. Kalbimiz katılaşır ve bunun sonucu olarak da yoldan çıkmak, gazaba uğramak ihtimallerini kader programımıza ellerimizle yazılır.

Bizler ne kadar kaldığını bilmediğiniz bir ömürde bir sınav içindeyiz. Kâinatın matematiği bu dünyada kimseye torpil geçmiyor. Elimizle edilen başımızla çekiliyor. Samimi duygularla yola çıkar iken; yolumuzun üzerinde bizdenmiş gibi görünen, gerçekte karanlığa hizmet eden kişiler tarafından aldatılma ihtimalimiz her vakit mevcuttur. Asla gafil kalma lüksümüz de yoktur. Gerçekte böyle bir lüksümüz hiçbir zaman da olmadı. Hayat tecrübesizlikler içerisinde, kullara kişisel menkıbelerinin bir gereği olarak bu gibi acıları yaşatabilir. Fakat, biz Türkiye sınırlarında, acı hatıralarımız eşliğinde, her ırktan oluşmuş eşsiz kültürel çeşitlilikteki insan mozaiği ile görmüş geçirmiş bir milletiz.

11 Eylül, 28 Şubat,31 Mart, Gezi Parkı, Kaz Dağları, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü meselesi, Van Belediye seçimleri ve daha niceleri ile defalarca sınandık. Şimdi de en masum kaygımız, evrensel yaramız Gazze üzerinden provoke edilip durulan bir ortama sürüklenyoruz. Yeryüzünde bozgunculuk çıkaran ve ıslah etmeyen güruh hiç durmadılar ve durmayacaklar. Burada çok net bir hadise var ki, sinsi tezgâhlar kurup sokakları karıştırmadan, Türkiye’ye zarar veremeyeceklerini anladılar. Hamdolsun bu bilinci bize verene. Fakat şimdi de efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin; “Müminin ferasetinden korkun. O Allah’ın nuruyla görüyordur.” hadisini ihya etme zamanıdır.

O Nuru görmek için bize verilen bunca nimetlerden sonra, Beyyine suresinde belirtildiği gibi, bazı gruplarımızın arasındaki çekememezlikler yüzünden, ya da kendini müstağni gören enaniyet sahibi kimselerin geçirdiği asabiyet nöbetlerinden etkilenerek hatalı adım atacak hallerden korunmak zorundayız. Çünkü bu durum berrak bir su timsali, imanı içirmemiz gereken ve şifa bekleyen kalbimize darlık verir. İnsanın kalbi İnşirah üzere, ruhu da huzuru ilahide havlet........

© Mir'at Haber


Get it on Google Play