Gazze’nin kadınları, 8 Mart’ın kadrajının dışında kalamaz..

Sağlık Bakanlığı’nın son açıklamalarına göre, bölgede 60 bin hamile kadın yetersiz beslenme ve uygun olmayan sağlık koşulları ile mücadele ediyor.

İşgalci İsrail 7 Ekim’den beri Gazze’de katliama devam ediyor. Gazze’de on binlerce kadın eşini, çocuğunu, ailesini kaybetti.
Nerede kadın haklarının savunucuları kadın kardeşler, sizler mangalda kül bırakmayan söylemleri ile medyayı inleten feminist ruhlu kaharaman(!) zümreler? Nerede basın açıklaması, yürüyüşler, direnişler? Neden hiç konuşulmadı Gazze’nin kadını?

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ ya da 8 MART DÜNYA YALANLAR GÜNÜ!

Gazze’nin kadınları, 8 Mart’ın kadrajının dışında kalamaz,
Gazze’de sağlık bakımı verilemediği için 60 bin hamile kadının ve ilaç eksikliği nedeniyle de kronik hastalığı bulunan 350 bin kişinin hayati tehlikesinin olduğu belirtildi. Son saldırılarda 9 bin kadının hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.
Gazze nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar, savaşın getirdiği en ağır yükleri omuzluyor iken bu mazlum kadınlar kişisel bakım ürünlerine dahi ulaşamıyor.

Gazze’de hamile kadınlar yeterli beslenememe ve hijyen eksikliği sebebiyle sağlık sorunları yaşıyor.
Gazze’de emziren anneler açlıktan süt salgılayamadıkları için küçük çocuklarını emziremiyor.
Peki, Gazzeli kadınların bu yaşadıklarına göz yumulurken hala “Dünya Kadınlar Günü’nden söz edebilir miyiz?
‘’8 MART DÜNYA YALANLAR GÜNÜ’’ diyelim rahat edelim.

Fatma el-Sersek 3 oğlunu kaybetti. Hatip İsrail saldırısında yıkılan evini terk etmek zorunda kaldı. Reba Halid el-Acrami isimli kadın gazeteci saldırılara rağmen gazetecilik mesleğine devam ediyor. Safaa Salah Savaş ortasında zor bir doğum gerçekleştirdi.
Al Ömer 14 torununu İsrail saldırısında toprağa verdi. Casir el-Hur çocuklarının enkaz altından çıkarılmasını bekliyor.
Emine Ebu Hamad eşini ve 3 çocuğunu kaybetti. Zehra el-Kehlut 3 çocuğu ile ortada kaldı. 60 yaşındaki El Ömer Filistin Kızılay’ında hala gönüllü çalışıyor. Henadi El-Kefarna, 6 çocuğu ile yaşam mücadelesi veriyor. Fatma Abdullah Hüseyin Şebab, bir kızını ve bir oğlunu kaybetti. Doaa Albaz, zor şartlar altında görevini yerine getiriyor. Gazze’nin kadınları, 8 Mart’ın kadrajının dışında kalamaz..

Nerede kadın haklarının savunucuları olduklarını iddia eden kadın kardeşler, sizler mangalda kül bırakmayan söylemleri ile medyayı inleten feminist ruhlu kahraman(!) zümreler ? Yine de Gazze soykırımında canına kastedilen on binlerce kadın, canına kıyılan on binlerce bebek, çocuk, yavruları ile tüm değerleri katledilen, mahremiyetiyle oynanan Gazzeli kadın kardeşlerimizi anacak kadar iyi yürekli ve cesur, kadının hakikatinin; üreten, iyilik doğuran cevherinin fitilini ateşleyebilen kadınlara selam olsun fakat Erkek kardeşlerimize de sitemlerimiz ve Allah aşkı için ahiret endişesi ile vebalden kurtulmak adına söylenecek meramımız var. Prof. Dr. Erol Göka Beyefendi der ki:

‘’Aşk; kendisi olağanüstü, fevkalade bir olgu olmasının ötesinde insanı gündelik hayatın dağdağasından, maişet derdinden kopartan, daha doğrusu gündelik hayatı da fevkalade dinamik hâle getiren bir şeydir.’’

İnsan ve aşk denkleminde sonucu fevkalade olan, maişet derdinden koparan, gündelik hayatı fevkalade hale getiren o mucize iksiri yüreğimizde ne zaman yitirdik sorusunu gizemi burada gizli. İslam ümmetinin ‘’Kadın üzerinden başına gelen bu denli afeti ve kadın üzerinden gerçekleşen bu denli zilleti üzerimize çekecek fena kaderin gayretini ne vakit hak ettik?’’ sorusunu sorma zamanı artık geldi ve asla geçmemeli. Sevgi yukarıdan aşağı tezahür edermiş. Önce, Allah ﷻ kulunu sever, sonra kul Rabbini… (Yuhıbbühüm ve yuhıbbûnehü) ama terk ediş, unutma aşağıdan yukarı doğru işlermiş. ‘’Onlar Allah’ı unuttular, O (Allah) da onları unuttu. (nesûllâhe fenesiyehum.)’’ Vedüd olana ilahi sevgi unutulunca erkek kadını, kadın erkeği gerçek bir sevgi ile sevmeyi unuttu. Kadın bu dünyada sevginin, aşkın ve muhabbetin en yüksek cevherlerini kendinde taşır. Kâinata rahmet Hz. Muhammet Mustafa SAV efendimiz buyurur ki:

‘’Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi:
Güzel koku, Gözümün nuru namaz ve saliha kadın.” (Nesâî, Işretü’n-Nisâ, 10)
Sevilenler listesinde ne yüksek bir makamda saliha kadın. Özgür ruhların farkındalığı ve tercihi olan güzel koku, göz nuru edilen namaz ve saliha kadın.
Dünya sevgisi aldatınca er kişiyi, dünya bahçesinin güzelliğini araç değil amaç edindi. Maişet derdi cihada değil zevki sefa yoluna heba edildi. Gerçek aşka değil, yalan aşka hayatını feda edenlerin diyarında kadın kimliğini yitirdi. Masume, safiye, merziyye makamlarının itibarını kaybetti. Korunmayan, kıymeti azalan, kimlik karmaşası yaşayan kadın kendini korumaya aldı. Ya erkeksi ruhun sahibi, erkek gibi kadın ya feminist görüşün rüzgarlarında alabora olan kadın ya da modernist izmlerle gardını alan fıtratı bozulan mutant kadın doğdu. Huzuru, sekineti bulamadan hayat sermayesinde iflas eden kadını kaçınılmaz bir hüsran ve bunun doğal sonucu nisyan bürüdü.
Vedüd olana sevgi unutuldu. Erkek kadını, kadın erkeği içten sevmeyi ve onu muhafaza etmeyi unuttu.
Kadın,Efendimiz as döneminde hakkında vahiy indirilir korkusuyla hanımlarına karşı söz söylemekten ve istediği gibi davranmaktan çekinilen bir makamda idi. Aynı kadın Efendimizin as ahirete intikali ile de hızla başlayan derin hüznün hikâyesi oluverdi.
İbn Ömer (radıyallahu anh) şöyle demiştir:
“Biz Peygamber zamanında hakkımızda vahiy indirilir korkusuyla hanımlarımıza karşı söz söylemekten ve istediğimiz gibi davranmaktan çekinirdik. Ancak Peygamber vefat edince istediğimizi söylemeye ve rahat davranmaya başladık.” (Buhârî, Nikâh, 81).

Ne muhteşem bir güven iklimi ve ne muhteşem bir kadir kıymet bilme mertebesi!
Kadın hakları ve islamofobik algıları darmadağın eden nebevi ruhun mirasını, ‘’Biz Peygamber zamanında hakkımızda vahiy indirilir korkusuyla hanımlarımıza karşı söz söylemekten ve istediğimiz gibi davranmaktan çekinirdik.’’ diyen sahabenin bakışı ile okuyalım.

Kimi erkek kardeşler bu mirası hakkıyla okudu ve tuttu, kimi ise ne yazık ki unuttu.
Oysaki kötülük, kötülüktür. Azı, çoğu, ortası fark etmez. Derecesi keyfi, tanımı bulanıktır. Eğer bir kötülük ile başka bir kötülük arasında seçim yapmam gerekirse hiçbirini seçmemeyi tercih edenler nerede?
Enes bin Mâlik (radıyallahu anh) anlatıyor:
“(Veda Haccı yolculuğu esnasında) Ümmü Süleym, Hz. Peygamber’in eşleriyle beraberdi. (Enceşe isimli) bir kılavuz onların develerini yönlendiriyordu. (Enceşe söylediği ezgilerle develeri hızlandırınca) Hz. Peygamber ona şöyle seslendi: ‘Ey Enceşe, kristalleri taşırken yavaş ol!’ (Müslim, Fedâil, 72)’’ demiş fahri kâinat efendimiz.
Yiğitçe sahip çıkan, merhamet ve sevgi ile adilce saran, şefkat gösteren ve insan olma gerçeğine yakışır ruhla Allah’tan emanet olarak verilen anne, eş, kız çocuk, kız kardeş, mümin kadınlar zümresine kristaller gibi muamele edebilenlerin sayıları ne kadar azaldı.
İslam ümmetinin ‘’Kadın üzerinden başına gelen bu denli afeti ve kadın üzerinden gerçekleşen bu denli zilletin sonunda ne mi olacak?

GAZZE KAZANACAK

“Galip gelenler kesinlikle bizim ordumuz olacak.” (Sâffât / 173.) diyen ve tefsirinde “Allah’ın ordusu peygamberler ve onların yolundan gidenlerdir.” gerçeğini ferman buyuran Hakk Teala’nın sözü apaçık yaşanacak.
Kucaklayan, saran, şefkat ve anaç ruh ile sarmalayan gerçeğine yakışır durmaya çalışan insan evlatları da mutmaince Rabbinin ‘’OL! ‘’ emrinin geleceği o vakit için umudu taşıyacak. Biz bir kelebek timsali kanat çırptık. Çöl fırtınasını çıkaracak Rabbimin ol emrini bekliyoruz.

Sana gelince zalim Siyonist katil İsrail:
Saklanabileceğin hiçbir yer yok. Seninle gerçek arasına istediğin kadar mesafe koy, bu hiçbir şeyi değiştirmez. Olmadığın her şey olarak numara yapabilirsin: Öğretmen, eş, baba… fakat kaçamayacağın mutlak bir gerçek var: “Sen ve taraftarların her zaman zalimin önde gideni olarak tarih aktıkça insanoğlu tarafından konuşulacaksınız.” Ebu Leheb timsali iki eliniz kuruyacak. Kurudu da!
“Rabbim, beni, annemi, babamı, Mü’min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlere yıkımdan başkasını arttırma.” (Nuh suresi 28)
Amin…
Selam ve dua ile kalın.

Hatice Şebnem Diktürk

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

#gazze #8mart #8martdünyakadınlargünü
#gazze #filistin #kadınlargünü #8martkadınlargünü #haber #gündem
#ElKassamTugayları #Hamas #Şırnak #deprem #Israel Gazze #gazze #filistineışıkol #gazzeyanlızdeğildir #islamiyet #imangücü #kuranheryerde #gazzeölüyor #gazzetta #gazzedeçocuklarölüyor #filistin #filistinhakkındakonuşmalıyız #gazzeyanlızdeğildir #dinvideolari #din #hasbunallahivenimelvekil #allahekber #lailahaillallah #elhamdülillah #sesizkalma #dünya #gazzal #filistineözgürlük #gazzettadellosport #gazzedezulümvar #gazzeyesahipçık #gazzecaddesi #filistineışıkol #özgürfilistin #iman #islamdaily #islamiyet #anadoluajansi #anadolu #HandsOffRafah *#RefahtanElleriniÇek #OpenRafahBorder #FreePalestine #GazzedeSoykırımVar #FilistiniUnutma #freepalestine #rochelcorrie #aaronbushnell
#28şubat #postmoderndarbe #başörtü #cumhurbaşkanıerdoğan #ISRAELTERRORIST #GazaStarving #RafahUnderAttack #CeasefireForGaza #ibadet #çocuk #eğitim #keşfet #reelsinstagram #islam #filistin🇵🇸 #filistine #filistinbaba #filistinçocukanne #plastine🇵🇸 #plastinelivesmatter #filistinanne #filistineözgürlük🇦🇪 #KassamTugayları #IsraelTerrorist #Gaza #FreePalestine

QOSHE - GAZZE’DE 14 BİN ANNE EVLADINI KAYBETTİ❗ - Hatice Şebnem Diktürk
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

GAZZE’DE 14 BİN ANNE EVLADINI KAYBETTİ❗

12 9
09.03.2024

Gazze’nin kadınları, 8 Mart’ın kadrajının dışında kalamaz..

Sağlık Bakanlığı’nın son açıklamalarına göre, bölgede 60 bin hamile kadın yetersiz beslenme ve uygun olmayan sağlık koşulları ile mücadele ediyor.

İşgalci İsrail 7 Ekim’den beri Gazze’de katliama devam ediyor. Gazze’de on binlerce kadın eşini, çocuğunu, ailesini kaybetti.
Nerede kadın haklarının savunucuları kadın kardeşler, sizler mangalda kül bırakmayan söylemleri ile medyayı inleten feminist ruhlu kaharaman(!) zümreler? Nerede basın açıklaması, yürüyüşler, direnişler? Neden hiç konuşulmadı Gazze’nin kadını?

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ ya da 8 MART DÜNYA YALANLAR GÜNÜ!

Gazze’nin kadınları, 8 Mart’ın kadrajının dışında kalamaz,
Gazze’de sağlık bakımı verilemediği için 60 bin hamile kadının ve ilaç eksikliği nedeniyle de kronik hastalığı bulunan 350 bin kişinin hayati tehlikesinin olduğu belirtildi. Son saldırılarda 9 bin kadının hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.
Gazze nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar, savaşın getirdiği en ağır yükleri omuzluyor iken bu mazlum kadınlar kişisel bakım ürünlerine dahi ulaşamıyor.

Gazze’de hamile kadınlar yeterli beslenememe ve hijyen eksikliği sebebiyle sağlık sorunları yaşıyor.
Gazze’de emziren anneler açlıktan süt salgılayamadıkları için küçük çocuklarını emziremiyor.
Peki, Gazzeli kadınların bu yaşadıklarına göz yumulurken hala “Dünya Kadınlar Günü’nden söz edebilir miyiz?
‘’8 MART DÜNYA YALANLAR GÜNÜ’’ diyelim rahat edelim.

Fatma el-Sersek 3 oğlunu kaybetti. Hatip İsrail saldırısında yıkılan evini terk etmek zorunda kaldı. Reba Halid el-Acrami isimli kadın gazeteci saldırılara rağmen gazetecilik mesleğine devam ediyor. Safaa Salah Savaş ortasında zor bir doğum gerçekleştirdi.
Al Ömer 14 torununu İsrail saldırısında toprağa verdi. Casir el-Hur çocuklarının enkaz altından çıkarılmasını bekliyor.
Emine Ebu Hamad eşini ve 3 çocuğunu kaybetti. Zehra el-Kehlut 3 çocuğu ile ortada kaldı. 60 yaşındaki El Ömer Filistin Kızılay’ında hala gönüllü çalışıyor. Henadi El-Kefarna, 6 çocuğu ile yaşam mücadelesi veriyor. Fatma Abdullah Hüseyin Şebab, bir kızını ve bir oğlunu kaybetti. Doaa Albaz, zor şartlar altında görevini yerine getiriyor. Gazze’nin kadınları, 8 Mart’ın kadrajının dışında kalamaz..

Nerede kadın haklarının savunucuları olduklarını iddia eden kadın kardeşler, sizler mangalda kül bırakmayan söylemleri ile medyayı inleten feminist ruhlu kahraman(!) zümreler ? Yine de Gazze soykırımında canına kastedilen on binlerce kadın, canına kıyılan on binlerce bebek, çocuk, yavruları ile tüm değerleri katledilen, mahremiyetiyle oynanan Gazzeli kadın kardeşlerimizi anacak kadar iyi yürekli ve cesur, kadının hakikatinin; üreten, iyilik doğuran cevherinin fitilini ateşleyebilen kadınlara selam olsun fakat Erkek kardeşlerimize de sitemlerimiz ve Allah aşkı için ahiret endişesi ile vebalden kurtulmak adına söylenecek meramımız var. Prof. Dr. Erol Göka Beyefendi der ki:

‘’Aşk; kendisi olağanüstü, fevkalade bir olgu olmasının ötesinde insanı gündelik hayatın dağdağasından, maişet derdinden kopartan, daha doğrusu gündelik hayatı da fevkalade........

© Mir'at Haber


Get it on Google Play