İnsan, insanın yurdu olmalıydı
Geçtiğimiz günlerde hassas içerikli notuyla bir görüntü yayıldı haber sitelerinde. Bir amca, başka bir amcayı otobüste durduk yere bıçaklıyordu. Ürpertici bir haber… Ama ne yazık ki artık şaşırtıcı değil. Çünkü her geçen gün bu ve benzeri haberler duymaya devam ediyoruz. Toplu taşımada güvende değiliz. Kapkaça uğrasak neyse ki canımıza zarar gelmedi diye şükredecek haldeyiz. Kiminle karşılaşacağımız belli değil. Tacize mi uğrayacağız, bir kavganın ortasında mı kalacağız bilmiyoruz. Kendi aracımıza binsek, trafikte hangi magandayla göz göze geleceğimiz belli değil. Sokakta birini uyarmaya, yanlış park eden birine “kardeşim şöyle yapsan” demeye çekinir olduk. Yanlışlıkla birine baksan bile “niye baktın” diye kavgaya dönüşebiliyor.
Okulda çocuğumuzun başına ne geleceği belli değil artık. Akran zorbalığı öyle bir boyuta geldi ki, ölüm haberleriyle sarsılıyoruz. Komşularımızla bile mesafeli hale geldik. Eskiden “komşu komşunun külüne muhtaçtır” derdik; şimdi birbirimizin gözünü oymaya hazırız. Ev sahibi kiracısıyla, kiracı ev sahibiyle dertte. Herkes birbirine potansiyel tehdit gibi bakıyor.
Ekonomi, eğitim, aile, iş hayatı... Her kurumda güven........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein