Bismillâhirrahmanirrahîm;

İSLÂM tarihi stratejik olaylarla doludur. Allah Rasülü (S.A.V.), İslâm daveti için Mekkelileri Safa Tepesi’nde toplaması, Habeşistan’a hicret, Sevr Mağarası’na saklanma, Medine sözleşmesi, Uhut, Okçular Tepesi, Tebük Seferi, Hudeybiye Barışı gibi olaylar bunlar arasındadır.

Hz. Peygamber’in hicretinde, Medine’de Beni Kaynuka, Beni Kureyza, Beni Nadir ismiyle, köklü Yahudi kabileleri yaşıyordu. Azınlık da olsalar Hıristiyan ve müşrikler de vardı. Hicret öncesi Medine, Yesrip (kan dökme yeri) olarak anılıyordu. Evs ve Hazreç kabileleri arasında kesintisiz 120 yıl süren Buas savaşları yaşanmıştı. Bunca farklı toplum nasıl bir arada yaşayabilecekti?

Allah Rasülü, sahabesiyle Enes bin Malik’in evinde toplandılar. 47 maddelik “sözleşme” hazırladılar. Medine Sözleşmesi “adalet”i önceledi. Farklı toplumların “güven” içinde özgürce, birlikte yaşamasını esas aldı. İnançlarını yaşamak konusunda kimse birbirine karışmayacaktı. Medine dıştan saldırıya uğrarsa şehri “birlikte” savunacaklardı.

Medine’de Müslümanların sayısı 1.000; gayrimüslimler 9.000 civarındaydı. Hz. Peygamber, her toplumun ileri gelenlerini bir araya getirdi. Onlara bir arada yaşama formülünü anlattı. Allah’ın her insana doğuştan kazandırdığı, 1. Yaşama; 2. İnanma; 3. Aklının, 4. Neslinin ve 5. Malının korunması haklarını verdiğini müjdeledi. Her toplumun ortak çıkarlarının güvence altında olacağını söyledi. Bozgunculuk ve haksızlık yapanlara karşı birlikte mücadele edileceğini duyurdu.

HERKES MEMNUN

MÜSLÜMANLARIN Medine’ye hicretiyle birlikte diğer toplumlar da tedirginlik içindeydi. Özellikle Müslümanlık, Yahudilik gibi birbirine zıt iki toplum nasıl “birlikte” yaşayacaktı! Hz. Peygamber’in “Sözleşme” maddeleri hepsini rahatlattı. “Muhammet bize ne kadar çok hak veriyor!” diyerek memnuniyetlerini belirttiler.

Medine Sözleşmesi, Hz. Peygamber’in karar mercii ve sorunları hukuk içinde çözen devlet başkanı olduğunu ortaya koydu. Sözleşme’nin son maddesi, Müslümanların ipin ucunu ellerinde tuttuğunu gösteriyordu: “Eğer, bu maddelerin uygulanmasında bir anlaşmazlık çıkarsa Allah ve Rasülü’nün karar mercii olduğuna vurgu yapıldı. Medine Sözleşmesi, dünya tarihinin ilk anayasası olarak kabul edilir.

HUDEYBİYE BARIŞI

HUDEYBİYE, İslâm tarihinin en stratejik olaylarından biridir. Mekke’nin fethine giden yolun en önemli kilometre taşıdır. Müslümanlar Medine’ye hicret edeli 6 yıl olmuştu. Kâbe’yi, doğup büyüdükleri Mekke’yi çok özlemişlerdi. Hz. Peygamber’in izin ve öncülüğünde Medine’den Mekke’ye doğru yola çıktılar. Medine, deve yürüyüşüyle 10 günlük yoldu. 9 gün gittikten sonra Hudeybiye mevkiine geldiler. Mekke müşrikleri onları durdurdu. Barış yapmak istediklerini söylediler.

Rıdvan ağacının altında barış şartları görüşüldü. Müşrikler, Müslümanlarla barış masasına oturmakla, ilk defa Müslüman varlığını kabul etmiş oluyorlardı. Bu, Müslümanlar adına siyasi bir üstünlüktü.

Barış 10 seneliğine yapılacaktı. Müşrikler, Müslümanların Kâbe ve Mekke’yi bu sene değil de, gelecek sene ziyaret etmelerinde ısrarcı oldular. 9 gün yol gelip Mekke’ye ulaşmaya 1 gün kalınca, yeniden Medine’ye dönecek olmaları Müslümanlara çok ağır geldi. Barış yapılmasını istemediler. Allah Rasülü’ne itiraz ettiler.

Hz. Ömer sordu: “Ya Rasülallah! Sen Allah’ın Rasülü değil misin? Bizim dinimiz hak değil mi? Böyle bir antlaşmayı nasıl imzalarız?” Allah Rasülü, barış sonrası planını sahabeye açıklayamıyordu. Anlatsa müşrikler anlaşma yapmazlardı. Allah Rasülü, barış antlaşmasını imzaladı. Fakat sahabe Medine’ye geri dönmek istemiyordu.

Allah Rasülü, zor durumda çadırına gitti. Ümmü Seleme validemiz oradaydı. Onunla istişare etti. O da, “Ya Rasülallah! Sen kurbanını kes, tıraşını ol, ihramdan çık. Deveni Medine yönüne sür. Ümit ederim, onlar seni takip edeceklerdir.” Allah Rasülü öyle yaptı. Sahabe de onu takip etti.

FETHE DOĞRU

MEDİNE’YE dönerken yolda Fetih Suresi nazil oldu. 2 sene sonra gerçekleşecek olan Mekke’nin fethi müjdeleniyordu. Barış’ı sağladıktan sonra Allah Rasülü’nün (S.A.V.) ilk icraatı ne oldu biliyor musunuz? Dünyanın bütün devlet başkanlarına İslâm’a davet mektupları gönderdi. Bizans Kralı’na, İran Kisrası’na, Mısır Mukavkısı’na, Yemame Meliki’ne… Elçiler yoluyla hepsini İslâm’a davet etti.

Müşrikler, İslâm davetini 1 sene de olsa durdurabilmek için barış yapmışlardı. Şimdi ise İslâm bütün dünyaya yayılıyordu. Nasıl bir tuzağa düştüklerini anladılar. Anlaşmayı tek taraflı olarak bozdular. Hudeybiye Barışı, lider ve yöneticinin stratejik konularda inisiyatif kullanma yetkisinin olduğunu ortaya koydu. Usta kaptan fırtınalı denizde gemisini selâmet sahiline çıkarabilendir.

AGD’nin yarınki “Mekke’nin Fethi ve Kudüs Gecesi” programları sizleri bekliyor.

QOSHE - Mekke’nin Fethi’ne Doğru: Medine Vesikası ve Hudeybiye - Şakir Tarım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Mekke’nin Fethi’ne Doğru: Medine Vesikası ve Hudeybiye

11 0
30.12.2023

Bismillâhirrahmanirrahîm;

İSLÂM tarihi stratejik olaylarla doludur. Allah Rasülü (S.A.V.), İslâm daveti için Mekkelileri Safa Tepesi’nde toplaması, Habeşistan’a hicret, Sevr Mağarası’na saklanma, Medine sözleşmesi, Uhut, Okçular Tepesi, Tebük Seferi, Hudeybiye Barışı gibi olaylar bunlar arasındadır.

Hz. Peygamber’in hicretinde, Medine’de Beni Kaynuka, Beni Kureyza, Beni Nadir ismiyle, köklü Yahudi kabileleri yaşıyordu. Azınlık da olsalar Hıristiyan ve müşrikler de vardı. Hicret öncesi Medine, Yesrip (kan dökme yeri) olarak anılıyordu. Evs ve Hazreç kabileleri arasında kesintisiz 120 yıl süren Buas savaşları yaşanmıştı. Bunca farklı toplum nasıl bir arada yaşayabilecekti?

Allah Rasülü, sahabesiyle Enes bin Malik’in evinde toplandılar. 47 maddelik “sözleşme” hazırladılar. Medine Sözleşmesi “adalet”i önceledi. Farklı toplumların “güven” içinde özgürce, birlikte yaşamasını esas aldı. İnançlarını yaşamak konusunda kimse birbirine karışmayacaktı. Medine dıştan saldırıya uğrarsa şehri “birlikte” savunacaklardı.

Medine’de Müslümanların sayısı 1.000; gayrimüslimler 9.000 civarındaydı. Hz. Peygamber, her toplumun ileri gelenlerini bir araya getirdi. Onlara bir arada yaşama formülünü anlattı. Allah’ın her insana doğuştan kazandırdığı, 1. Yaşama; 2. İnanma; 3. Aklının, 4. Neslinin ve 5. Malının korunması haklarını verdiğini müjdeledi. Her toplumun ortak çıkarlarının güvence altında olacağını söyledi. Bozgunculuk ve haksızlık yapanlara karşı birlikte mücadele edileceğini duyurdu.

HERKES MEMNUN

MÜSLÜMANLARIN Medine’ye hicretiyle birlikte diğer toplumlar da tedirginlik........

© Milli Gazete


Get it on Google Play