Bismillâhirrahmânirrahîm;

BATI’DAN 6 ülke, İslâm dünyasından da 6 ülke görmek nasip oldu. Bizim gibi, başka bir ülke var mıdır, bilmiyorum. “Aldanma” özelliğimiz o kadar yüksek ki! Uyanık insanları istisna tutarak diyorum ki; yöneticisinden halkına kadar “aldandım” ifadesini çok sık duyuyoruz. Seçim dönemindeyiz. Seçimler görev başında bulunanların hesap verdiği bir süreç olmalıdır. Bu “sorgulama” yapılmazsa yanlışlıkların sür-git devam edeceği kesin!

Seçim kampanyalarını izliyoruz. Araçlarla miting meydanına taşınan insanlar… Para verilerek götürülenler… Adaleti gözetmeden TV’lerden canlı olarak yayınlanan programlar… Siyasi partilerin akşama kadar giydirilmiş araçlarla müzik eşliğinde dolaşması… Billboardlardaki tanıtıcı portreler… Dijital ortamdaki reklâmlar… Astronomik seçim harcamaları… TRT’de, yandaş medyada tek taraflı yayınlar… Bu hengâmede vaat üzerine vaatler… Bazı adaylar, uçuyor da uçuyor!

Halk, bu havaya kapılarak sorunları unutacak mı? Birileri böyle olsun, istiyor. Sorunlar hep erteleniyor. Birisi çıkıp da, “Dur bakalım paşam, önce son 5 senede yaptıklarının hesabını ver”, demeyecek mi? İhaleler niçin hep aynı kişilere veriliyor? 3-5 yerden maaş alanlar konuşuluyor. Akraba, yandaş kayırma söylentilerini kanıksadık. Belediyede çalışıyor gösterilip de, partide görev yapan insanlar araştırıldı mı?

Basına yansıyıp uzayıp giden benzeri pek çok soru! Bunların cevabını seçim döneminde de mi alamayacağız? Merkezi ve yerel yöneticilerin hepsi birer “emanetçi”dir. Şeffaf olup halka hesap vermek zorundadırlar!

PLANLAMA NİÇİN YOK?

AKP hükûmeti 2011’de en itibarlı kurumlardan Devlet Planlama Teşkilatı’nı (DPT) kaldırdı. Devlet kurumlarının çoğunda planlamadan eser kalmadı. Alın üniversiteleri… Bazı alanlarda haddinden çok yığılma; bazılarında kadrosuzluk var. “Bilim” üretilen üniversitede planlama olmaz mı?

AKP Genel Başkanı’nın, “İstanbul’a ihanet ettik; bundan ben sorumluyum. Yatay mimariye geçmeliyiz” sözünün üzerinden 7 yıl geçti. Bu “ihanet”i ortadan kaldırmak için neler yapıldı? Gökdelen inşası durdurulabildi mi? Sözünü etmek kolay; ya icraat!

Murat Kurum, İstanbul Büyükşehir’e “başkan” adayı… Sayın Kurum, çevre ve şehircilik bakanı olduğu dönemin hesabını verdi mi? Salda Gölü; İmar Barışı; Ayder Yaylası katliamları çok konuşuldu. Erzincan’ın İliç ilçesindeki maden faciası da! Önce, döneminde kararlaştırılan bu facianın hesabını vermeli; sonra “başkan”lığı düşünmelidir.

İliç faciası, toprağın ayağımızın altından kaymaya başladığını gösteriyor. Çalık Grubu’nun da ortağı olduğu Kanadalı Anagold firması, 14 yılda 85 ton altın götürmüş. İş güvenliği uzmanları, facia öncesi oluşan 10-20 cm’lik yarıklar konusunda uyarmasına rağmen dikkate alınmamış. Kontrol ve denetim ihmali olduğu basına yansıdı.

Madenlerimizi çıkaran yabancı firma, altının yüzde 98’ini aldığı halde; devlete bırakılan yüzde 2! Sadaka gibi… Toprak, su akar gibi kaydı. Geriye siyanür, 9 ölü, hastalık, toprak ve tabiatı yok etme kaldı. Olay TBMM’de araştırılmalıdır. Sayın Kurum, bunun hesabını vermeden nereye gidiyor?

SUÇLULAR NEREDE?

NEDENDİR bilinmez; deprem, maden faciası gibi ihmallerde sorumlular ortaya çıkarılmıyor. İliç’teki facianın çevre tahribatı çok yüksek olmasına rağmen sorumlular ortada yok. Abdurrahman Dilipak, patladı: “İtiraf ediyorum. Facianın sorumlusu benim.”

15 Temmuz darbesinin siyasi ayağından da hiç kapak kaldırılmadı. TBMM’ye verilen pek çok “araştırma önergesi” gibi, üzeri örtülmeye çalışıldı. İstihbarat bilgileri elinde olan “yetkili”, “darbeyi eniştesinden öğrendiğini” açıklamıştı. Bir gruba “Ne istemişlerse verilmesi” normal miydi?

Son milletvekili seçimlerinde AKP’liler, “Biz gidersek Gazze düşer” demişlerdi. Onlar gitmedi ama Gazze, dünyada eşi görülmemiş ölçüde katliam ve soykırım yaşıyor. Doktor raporuyla açlık ve susuzluktan ölen çocukların sayısının hızla artması savaş suçudur. ABD’nin soykırım planını bilen 25 yaşındaki pilot, “Soykırıma ortak olmayacağım” diyerek kendini yaktı. Erbakan, Filistin’e “barış gücü” göndermiş; İsrail, Filistin’e tek mermi bile atamamıştı.

AKP’yi çok iyi tanıyanlardan Turhan Çömez, bir TV kanalında yaşanan felâketin tek sorumlusunun AKP olduğunu şöyle anlattı: “140 milyarlık borcu 480 milyar dolar haline getirdiler. Elde ne varsa hepsini sattılar. Gelecek garantili projelerle ülkenin istikbali ipotek altına alındı. Yargıyı, emniyet kurumunu çökerttiler. Kaçaklar ve ilticacılar ülkenin başına en büyük felâkettir.”

Millî Görüş’ün tek temsilcisi Saadet Partisi, geçmişte Türkiye’ye belediyeciliği öğretti. Temiz, dürüst, liyakatli kadrolar efsaneler yazdı. Belediyecilikte adres bellidir. Aldanmaya devam edersek başımıza yeni felâketlerin gelmesi sürpriz olmaz.

QOSHE - Aldanan varsa; aldatan da olur - Şakir Tarım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Aldanan varsa; aldatan da olur

9 0
02.03.2024

Bismillâhirrahmânirrahîm;

BATI’DAN 6 ülke, İslâm dünyasından da 6 ülke görmek nasip oldu. Bizim gibi, başka bir ülke var mıdır, bilmiyorum. “Aldanma” özelliğimiz o kadar yüksek ki! Uyanık insanları istisna tutarak diyorum ki; yöneticisinden halkına kadar “aldandım” ifadesini çok sık duyuyoruz. Seçim dönemindeyiz. Seçimler görev başında bulunanların hesap verdiği bir süreç olmalıdır. Bu “sorgulama” yapılmazsa yanlışlıkların sür-git devam edeceği kesin!

Seçim kampanyalarını izliyoruz. Araçlarla miting meydanına taşınan insanlar… Para verilerek götürülenler… Adaleti gözetmeden TV’lerden canlı olarak yayınlanan programlar… Siyasi partilerin akşama kadar giydirilmiş araçlarla müzik eşliğinde dolaşması… Billboardlardaki tanıtıcı portreler… Dijital ortamdaki reklâmlar… Astronomik seçim harcamaları… TRT’de, yandaş medyada tek taraflı yayınlar… Bu hengâmede vaat üzerine vaatler… Bazı adaylar, uçuyor da uçuyor!

Halk, bu havaya kapılarak sorunları unutacak mı? Birileri böyle olsun, istiyor. Sorunlar hep erteleniyor. Birisi çıkıp da, “Dur bakalım paşam, önce son 5 senede yaptıklarının hesabını ver”, demeyecek mi? İhaleler niçin hep aynı kişilere veriliyor? 3-5 yerden maaş alanlar konuşuluyor. Akraba, yandaş kayırma söylentilerini kanıksadık. Belediyede çalışıyor gösterilip de, partide görev yapan insanlar araştırıldı mı?

Basına yansıyıp uzayıp giden benzeri pek çok soru! Bunların cevabını seçim döneminde de mi alamayacağız? Merkezi ve yerel yöneticilerin hepsi birer “emanetçi”dir. Şeffaf olup halka hesap vermek zorundadırlar!

PLANLAMA NİÇİN YOK?

AKP........

© Milli Gazete


Get it on Google Play