Bir avuç mısır tanesi, horozun gözünde 86 karatlık Kaşıkçı Elması’ndan/pırlantasından daha değerlidir.

Köpeğin gözünde bir kemik, İran’ın Beluga havyarından daha kıymetlidir.

Dünyanın en zenginleri derneğinin başkanı bir zamanlar, “Dünya tek çarşıdır; orada bizim mallarımız, bizim belirlediğimiz fiyattan satılır” demişti.

O günlerde bir televizyon reklamında “Ben televizyonumu Londra’dan aldım” dedikten sonra “Şaka, İstanbul’dan aldım. Nereden alırsanız aynı televizyonu almış olursunuz” anlamında pazarlıyordu.

Sevgili Peygamberimiz de dünyayı tarif ettiği bir hadisinde;

“Yeryüzü temiz ve temizleyici olarak bana mescid kılındı” buyurmuş. (Buhari, Sahih, K. Teyemmüm, bab 1)

Camide haram yenmez, yalan denmez, kimse incitilmez, gürültü olmaz, kandırmak, aldatmak bulunmaz. Kir, pas yakınına uğramaz.

Irk, renk, bölge ve dil farkı olmaz.

Makam, rütbe, statü… geçersizdir.

Yeryüzüne bakışımız bu olduğu gibi, insana bakışımız ise her insan, Allah’ın kulu, hazreti Adem aleyhisselamın çocuğu, yani herkes peygamber neslindendir.

Şu anda yaşayan ve Müslüman olmayan her insan Hazreti Muhammet aleyhisselamın davet ümmetidir; Müslüman olanlar ise icabet ümmetidir.

Özetle bütün insanlar O’nun ümmetidir.

Hz. Adem’in çocukları olan bütün insanların bu dünyada karadan, havadan, denizden gelecek silahlarla yok edilmemesi için, asıl cehennemde yanmaması için çalışmamız gerekir.

Evrensel bakışımızın açısını, doğudan veya batıdan değil, gözü, gönlü, doğuyu, batıyı ve oralarda olanların tamamını yaratan Allah’ımızın indirdiği Kur’an’dan almaya devam edelim.

Konuşmamız zikir, susmamız fikir, bakışımız ibret için olsun.

Kâinat/evren hakkındaki görüşümüzü de Kur’an’dan alıyoruz.

Rabbimiz buyurur:

“Göklerde ve yerde olanlar, her şeyin sahibi, tertemiz, her şeye galip ve hâkim olan Allah'ı tesbih ederler.” (Cuma Sûresi, ayet 62/1)

Denizlere, yıldızlara, çiçeklere, taşlara, kuşlara, yaratılan her şey Allah’ı tesbih eden varlıklar olarak bakarız.

Bütün insanlığı kurtarmak, tertemiz hale getirmek için gönderilen Peygamber Efendimiz’e uyalım,

Kur’an’ı okuyalım ve onunla kendimizi temizleyelim.

Bizden sonrakilere de ulaşması için Kur’an’ı okuyalım, okutalım, okutanlara yardımcı olalım, ona göre hayatımızı düzenleyelim.

“Biz, Allah’a iman ettiğimiz, Kur’an’a iman ettiğimiz halde Allah bize niçin yardım etmiyor?” diye sorulabilir.

Reçete okumakla hastalığımız iyi olmadığı, iyi olmak için reçetede yazılı ilaçları içmek gerektiği gibi, yalnız Kur’an’ı okumakla toplumsal hastalığımız iyi olmaz.

O Kur’an’ın reçetesi uygulanmalıdır.

Aç bir adama en gelişmiş yemek kitabını baştan sona okutsanız karnı doymaz.

Yemek kitabı okuyacağına çeyrek ekmek yese yeterli olur.

Onun içindir ki Kur’an’da imandan sonra gelen kelime “amel-i salih”tir. Yani bilginin eyleme geçmesidir.

Sırtında dünyanın en kaliteli silahlarını taşıyan eşeği kurt yer de o silahların ona hiçbir faydası olmaz.

Rabbimiz buyurur:

“Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların (amel etmeyenlerin) durumu, kitaplar taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah'ın âyetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kötüdür. Allah zalimler topluluğunu hidâyete erdirmez.” (Cuma Sûresi, ayet 62/5)

Faydasız ilimden Allah’a sığınacağız.

Sevgili Peygamberimiz, “Bütün kullar Allah’ın, bütün iller Allah’ın” buyurmuş. (Ahmed, Müsned 1/166)

Yeryüzü mescit, olduğuna göre, bütün kullar Allah’ın olduğuna göre hiçbir kulu, kula kul etmemek bizim görevimiz.

Biz, “Bütün müminler Allah’ın dostudur” deriz ve bunun içine İslâm’a iman etmiş bütün ırklar, milletler, kabileler girerler.

Belirli bir ırkı veya milleti veya şahsı kastederek “Bu veya bunlar Allah’ın dostlarıdır” diyemeyiz. Öyle olmasını temenni etmek başka şey.

Bayram namazı, Cuma namazı tek başına kılınmadığından mescid/camilerde kılınır.

Ezanla beraber camilere koşalım ve halkla beraber Hakk’ın huzurunda el bağlayalım.

İşimiz, namazımıza engel olmadığı gibi, namazımız da işimize engel olmasın.

QOSHE - Bakışımız - Mahmut Toptaş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bakışımız

29 1
15.02.2024

Bir avuç mısır tanesi, horozun gözünde 86 karatlık Kaşıkçı Elması’ndan/pırlantasından daha değerlidir.

Köpeğin gözünde bir kemik, İran’ın Beluga havyarından daha kıymetlidir.

Dünyanın en zenginleri derneğinin başkanı bir zamanlar, “Dünya tek çarşıdır; orada bizim mallarımız, bizim belirlediğimiz fiyattan satılır” demişti.

O günlerde bir televizyon reklamında “Ben televizyonumu Londra’dan aldım” dedikten sonra “Şaka, İstanbul’dan aldım. Nereden alırsanız aynı televizyonu almış olursunuz” anlamında pazarlıyordu.

Sevgili Peygamberimiz de dünyayı tarif ettiği bir hadisinde;

“Yeryüzü temiz ve temizleyici olarak bana mescid kılındı” buyurmuş. (Buhari, Sahih, K. Teyemmüm, bab 1)

Camide haram yenmez, yalan denmez, kimse incitilmez, gürültü olmaz, kandırmak, aldatmak bulunmaz. Kir, pas yakınına uğramaz.

Irk, renk, bölge ve dil farkı olmaz.

Makam, rütbe, statü… geçersizdir.

Yeryüzüne bakışımız bu olduğu gibi, insana bakışımız ise her insan, Allah’ın kulu, hazreti Adem aleyhisselamın çocuğu, yani herkes peygamber neslindendir.

Şu anda yaşayan ve Müslüman olmayan her insan Hazreti Muhammet aleyhisselamın davet ümmetidir; Müslüman olanlar ise icabet ümmetidir.

Özetle bütün insanlar O’nun ümmetidir.

Hz. Adem’in çocukları olan bütün insanların bu dünyada karadan, havadan, denizden gelecek silahlarla yok edilmemesi........

© Milli Gazete


Get it on Google Play