Öteden beri söylenir, “Devletin dini adalettir” diye. Yargı erklerinin arasında cereyan eden hadiselere bakıldığında artık adaletin çivisi çıkmış, kimsenin de yargı erkine güveni kalmamış duruma gelmiş ne yazık ki… “Anayasa Mahkemesinin almış olduğu kararlar nihai kararlardır” dense de siyaset öyle nüfus etmiş ki buralara, birinin kararını diğer tanımıyor. İktidar da işine gelmeyen Anayasa Mahkemesi kararlarını yok sayıyor. Anayasa Mahkemesi kurumunu tanımıyor. Hatta iktidarın küçük ortağı kapatılması gerektiğini bile söylüyor. Bu anlamsız kısır çekişmeden yargı organları yara alıyor ve toplumun da hiçbir şekilde güveni kalmıyor. Bugüne kadar hiçbir iktidarın yargı üzerinde bu kadar alenen, açıkça baskı yaptığına rastlanılmamıştır. Sanki bu ülkenin banisi de valisi de kendileri... Kendilerinden olmayanlara ne saygı gösteriyorlar ne de var sayıyorlar. “Yalnız bizim dediğimiz olur velev ki yanlış olsa bile...” Ancak totaliter rejimlerde görülebilmesi mümkün olan bu anlayış, bu zihniyet yapmış olduğu icraatlerin neticesinde gelinen noktada tamamıyla ülkeyi sorunlar yumağına dönüştürmüştür.

Hemen herkes tarafından bilinen, yazılan, konuşulan problemler, sorunlar olsa da bir de biz şöyle bir hatırlatalım: Ücretlerde adaletsizlik var, gelir dağılımında adaletsizlik var, vergide adaletsizlik var, mahkeme kararlarında adaletsizlik var... Bunlarla da bitmiyor. Emeklilerin, asgari ücretlilerin, engellilerin ekonomik sıkıntıları da hat safhada. Deprem bölgesinde ise söylenenlerin aksine sıkıntılar çare bulmuş değil. Hala aradan 9 ay 10 gün geçmesine rağmen enkaz altından cenaze çıkmaya devam ediyor. Bölge insanı kışı nasıl geçireceğinin telaşı içerisinde. Sözü verilen konutların büyük bir kısmı faaliyete geçirilememiş durumda.

Dış politikaya gelince, dünyanın bir numaralı gündemi olan HAMAS- İsrail çarpışmasında gelinen nokta, Müslüman ülkelerin utanç vesikasıdır. Ancak 36 gün sonra “İslam Birliği Teşkilatı ve Arap Birliği Ortak Zirvesi Toplantısı” Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yapılabildi. Alınan kararlara bakıldığında Siyonist İsrail’in bu vahşetinden caydıracak fiili ve etkili bir şey yok ne yazık ki…

Bu arada cani Netanyahu, “Arap liderlerine söylüyorum. Eğer iktidarlarınızı korumak istiyorsanız, yapabileceğiniz tek şey var. O da sesinizi kesmek” diyor. Bu tehdit karşısında hangi Arap lideri ne söyleyecek merak ediyoruz doğrusu? Ama şunu anlamak zor değil, bu Arap liderlerini Siyonistler iş başına getirmiş. Onun için de söyleyebilecekleri söz maalesef ki yok. Hani dünya beşten büyüktü? Neden Gazze’de dünyanın dediği olmuyor? Neden Siyonistlere dur diyemiyor? Demek ki dünya beşten büyük değilmiş. Adamlar orada kimyasal silah bile kullanıyor ama dünya kuru sıkıyor maalesef, vesselam...

QOSHE - Adamına Göre "Adalet" - İsrafil Bayrakçı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Adamına Göre "Adalet"

11 0
15.11.2023

Öteden beri söylenir, “Devletin dini adalettir” diye. Yargı erklerinin arasında cereyan eden hadiselere bakıldığında artık adaletin çivisi çıkmış, kimsenin de yargı erkine güveni kalmamış duruma gelmiş ne yazık ki… “Anayasa Mahkemesinin almış olduğu kararlar nihai kararlardır” dense de siyaset öyle nüfus etmiş ki buralara, birinin kararını diğer tanımıyor. İktidar da işine gelmeyen Anayasa Mahkemesi kararlarını yok sayıyor. Anayasa Mahkemesi kurumunu tanımıyor. Hatta iktidarın küçük ortağı kapatılması gerektiğini bile söylüyor. Bu anlamsız kısır çekişmeden yargı organları yara alıyor ve toplumun da hiçbir şekilde güveni kalmıyor. Bugüne kadar hiçbir iktidarın yargı üzerinde bu kadar alenen, açıkça baskı yaptığına rastlanılmamıştır. Sanki bu ülkenin banisi de valisi de kendileri... Kendilerinden olmayanlara ne saygı gösteriyorlar ne de var sayıyorlar. “Yalnız bizim dediğimiz olur velev ki yanlış olsa bile...” Ancak........

© Milli Gazete


Get it on Google Play