İstikrar adına tek başına iktidar olmanın getirdiği avantajlar neticesinde kalkınmada çağ atlayacağımızı, devletin hemen her biriminde çalışma ahenginin yüksek düzeyde olacağını mevcut iktidar hemen her platformda topluma anlattı ve kabul ettirdi. Bu da yetmedi Partili Cumhurbaşkanlığı Başkanlık Sistemi’ni getirerek söz konusu ideallerini pekiştirdiler. Aradan yirmi bir yıl geçti. 2002’de doğan çocuklar şimdi yirmi bir yaşında. Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçenin 10.3 milyar TL’den, 652 milyar TL’ye çıktığını övünerek söyleyen iktidar, aynı zamanda şunu da söylemiş idi: “Biz maneviyatçı gençlik yetiştireceğiz.” Rakamsal olarak Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi artmış görünse de maneviyatçı gençliğin oranında artma mı yoksa azalma mı var? Bir de buna bakmak lazım. Maalesef üzülerek belirtelim ki, İslam karşıtı ve din karşıtı gençliğin oransal olarak bizi endişeye sevk edecek derecede artışı var. Bu da demek oluyor ki, bütçeyi ne kadar artırırsanız artırın, maneviyatçı gençlik yetiştireceğiz sözünün kıymet-i harbiyesi yok. Üniversitelerde eğitim seviyesinin düştüğünü bilim adamları da söylüyor. Ayrıca mezun olanların da iş bulamadıklarından, işsizlikten muzdarip oldukları da görmezden gelinemez. Bu demektir ki rakamların büyümesi müspet manada bir şey ifade etmiyor.

Geçen yirmi bir yılda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi topluma ne kazandırdı? Yoksulluk, fakirlik arttı. Engellilerin hakları birer birer ellerinden alındı. Hafif engelliler 1.874 TL, ağır engelliler ise 2.811 TL gibi komik bir aylıkla sadakaya, fitreye muhtaç oldular. Emeklilere verilen 5.000 TL iyileştirme, çalışan emeklileri kapsamamıştı. Şimdi gerek muhalefetin eleştirileri gerek de emekli örgütlerinin baskıları neticesinde bu 5000 TL’lik iyileştirme onlara da veriliyor. Ama ne yazık ki, engelliler bu kapsamda hiç düşünülmüyor. Peki, bu ayrımcılık, bu ötekileştirme neden? Onlar ekmeği daha ucuza mı alıyorlar ya da marketten alışverişi bedava mı yapıyorlar? Şimdiki pahalılık karşısında pek de bir yarayı saramayacak bu para, engellilerden neden esirgeniyor? Ne iktidarın düşüncesinde ne de muhalefetin gündeminde engelliler için bu 5000 TL iyileştirme yok.

Şimdi 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne 3 gün var. Bakalım iktidar partileri ne ile övünecek ya da muhalefet partileri neleri vadedecek? Aralık’ta Engelli Kamuya personel ataması yapılacak mı? İstihdamda engelli kotası artırılacak mı? TBMM’de muhalefet parti gruplarının vereceği önergeler, kanun teklifleri iktidar partileri tarafından önemsenecek ve kabul edilecek mi? Saçımız ak mı kara mı? Önümüze döküldüğünde göreceğiz.
“Görmüyoruz ama kör değiliz.
Bizler Yaradan’ı yüce görürüz.
Gündüz değil ama gece görürüz.
İsrafil der: Daha nice görürüz.
Görmüyoruz ama kör değiliz.”

QOSHE - “Görmüyoruz ama Kör Değiliz” - İsrafil Bayrakçı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Görmüyoruz ama Kör Değiliz”

7 0
29.11.2023

İstikrar adına tek başına iktidar olmanın getirdiği avantajlar neticesinde kalkınmada çağ atlayacağımızı, devletin hemen her biriminde çalışma ahenginin yüksek düzeyde olacağını mevcut iktidar hemen her platformda topluma anlattı ve kabul ettirdi. Bu da yetmedi Partili Cumhurbaşkanlığı Başkanlık Sistemi’ni getirerek söz konusu ideallerini pekiştirdiler. Aradan yirmi bir yıl geçti. 2002’de doğan çocuklar şimdi yirmi bir yaşında. Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçenin 10.3 milyar TL’den, 652 milyar TL’ye çıktığını övünerek söyleyen iktidar, aynı zamanda şunu da söylemiş idi: “Biz maneviyatçı gençlik yetiştireceğiz.” Rakamsal olarak Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi artmış görünse de maneviyatçı gençliğin oranında artma mı yoksa azalma mı var? Bir de buna bakmak lazım. Maalesef üzülerek belirtelim ki, İslam karşıtı ve din karşıtı gençliğin oransal olarak bizi endişeye sevk edecek........

© Milli Gazete


Get it on Google Play