Müge İplikçi yazdı: Şapkamın altındayım!
Rahmetli halamın biz çocuklar için dilinden hiç düşmeyen bir hikâyesi vardı: Tavşan Tonton ve şapkası… Çocukluğumun yorgun ama meraklı çocuğu, hafta sonlarını halasının o eski evinde, onun anlattığı masallarla geçirir dururdu. Cuma akşamlarını cumartesiye bağlayan o uyku eşliğinde gezinen saatler, Tonton’un şapkasının odanın içinde oradan oraya uçuştuğu, benim uykunun, halamın benim, Tonton’un ise ikimizin peşinde olduğu bir kovalamacaya dönüşürdü. O şapka, tıpkı sahibi gibi, masalın canlı bir parçası, Tonton’la bütünleşmiş, onun kişiliğinin bir uzantısıydı. Ta ki huysuz bir rüzgâra kapılıp çiftliğin çitlerine takılana, sonra da uçup bozkırın sonsuzluğunda kaybolana kadar. O zaman Tonton çaresiz ve şapkasız kalır, ben ise onun keyfinin, bir gün yerine geleceği hayaliyle uykunun kollarına bırakırdım kendimi.
Yıllar sonra, yeni yetme bir ruhla edebiyatın labirentlerinde dolaşırken karşıma çıkan Görünmez Adam’ın şapkası ise çok daha farklıydı. Tonton’un şapkası bir kaybın, masumiyetin sembolüyken; bu şapka, altında bir yüz, bir kimlik barındırmayan, bilinmezliklerle dolu, kurgunun merkezindeki bir nesneydi. İlkinde şapka, sevimli bir tavşanın kayıp........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein