İsmail Fatih Ceylan yazdı: Tarihi çizgi roman kahramanları
Resim ya da çizgi, Türk edebiyatının yaygınlaşmasında önemli bir faktör olmuştur. Romanın konusuyla ilgili resimler serpiştirme tutumu Tanzimat döneminde başlar. Recaizade Ekrem’in Araba Sevdası romanı Servet-i Fünun’da tefrika edilirken, devrin tanınmış ressamlarından Halil Paşa tarafından resimlendirilmiştir. Halid Ziya’nın Mai ve Siyah romanı da resimlenerek yayımlanmıştır.
Romanı okutan çizgidir, tek görselliktir çünkü. Servet-i Fünun mecmuasının sahibi Ahmet İhsan Tokgöz, Jules Verne romanlarını resimli olarak yayımlamak için teknik ve maddi imkânsızlıkları zorlayarak Paris’ten bu romanların Fransızcadaki orijinallerinde yer alan resimlerin klişelerini yayınevinden isteterek getirttiğini hatıralarında yazar.
Resim ya da çizgi, o dönemin en önemli olgusudur. 1880 ve 90’lı yılların matbuat piyasasında “resimli” anlamına gelen “muvasser” kelimesi, ürünlerin satışı için çok önemlidir. Roman, mecmua muvasser ise bu bir prestij ve kalite ölçüsüdür.
Haftada bir kere on altışar sayfalık cüzler hâlinde forma forma neşredilen “musavver romanlar” kapış kapış satılmaktadır. Hüseyin Cahit Yalçın, gazete bayileri önünde epeyce “musavver roman” müşterisinin olduğundan söz eder.
Gazete ve mecmualar içinde bir imtiyaz ölçüsüdür musavver olmak. Bu kelime, dergilerin sıfatı hâline de gelir: Musavver Malumat, Musavver Muhit, Musavver Terakki, Musavver Cihan.
Resim ve çizgi, ünlü şiirlerin muhayyel aracıdır aynı zamanda. Şiirler tablo gibi resimler eşliğinde yayımlanır ve şiir resimle bütünleşir okuyucunun zihninde.
Romanlarda sayfaların arasına serpiştirilmiş resimler, çizgiler romanı hayali olmaktan çıkarır âdeta. Romandaki resimler, okuyucuları romanın dünyasına sokmayı kolaylaştırır. Radyonun, televizyonun yerindedir o dönemde resim ve çizgi.
Robinson Crusoe, Jules Verne tercümelerinde, Hüseyin Rahmi’nin romanlarında, Aptullah Ziya Kozanoğlu’nun Kızıltuğ, Gültekin gibi tarihî romanlarında resimler hüküm sahibidir. Çizgi ya da resimler, bu hâkimiyetlerini yerini fotoğrafın alacağı 1970’li yıllara kadar sürdürürler.
Roman resimleri ve çizgiler bağımsızlıklarını kazanmakta gecikmezler.
Yine tercüme çizgi romanlar sayesinde olur bu. İtalyan ressamların ürünleri Tommiks ve Teksas 1950’li yılların sonunda ülkemize girdiğinde, çizgi roman bir salgın hastalık gibi toplumu etkiler. Bir bakıma romanların sayfa aralarından çıkan çizgilerin kendi başına ortaya çıkması, romanları olumsuz etkiler.
Kendi başına çizginin resim veya karikatür hâlinde etkisi zaten büyük iken, çizgi romanların ortaya çıkması bu etkiyi daha da güçlendirir. Öyle ki kitap okuma, yerini çizgi roman okumaya bırakır.
“Roman okuyacağına ders çalış!” diye çocuklarını romandan korumaya çalışan ebeveynlere şimdi romanseverler de katılmıştır: “Çizgi roman okuyacağına roman oku, çizgi roman bir şey vermez!”
Çizginin ve resmin romanı öldürdüğü tartışmaları yapılır. “Roman okuma!” diyenlere inat roman okuyanlar, öğretmenler bu süreçte “çizgi roman okuma!” tehditlerine sarılırlar.
Öğrenciler ve gençler, evde olduğu gibi okullarda da çizgi roman yüzünden dayak yerler, disiplin cezası alırlar.
Tepkinin mahiyeti aslında aynıdır ama başka yönleri de vardır. Ülkemize dışarıdan gelmiştir çizgi roman ve başka ülkelerin kahramanları bizim kahramanlarımızmış gibi benimsenmektedir. Özellikle EsseGesse’nin Tommiks ve Teksas çizgi roman kahramanları artık gençliğin ideal kahramanlarıdır. Gerçekten de bu çizgi romanlar sayesinde Amerika’nın tarihi didik didik öğrenilirken, Amerika sanki bizim ülkemizmiş, onların ordusu bizim ordumuzmuş, kahramanları da bizim kahramanımızmış gibi görülür. Bunlara “kovboy filmleri” de eklenince etki daha da tesirli olur.
Tommiks ve Teksas, deyimlerimize de girer: “Tommiks-Teksas okuyan bir tip”, “İşi gücü Tommiks-Teksas okumak”, “Tommiks-Teksas okuyacağına roman oku, ders çalış” o dönemlerde en sık kullanılan cümlelerdir.
Çizgi en çok çocukları etkilemektedir. 1929 yılında Çocuk Sesi dergisi yayımlanır. Onu Afacan dergisi takip eder. Mandrake, Kızılmaske, İki İzci gibi çizgi romanlar Afacan’da tefrika edilir. 1944 yılında yayına başlayan Doğan Kardeş dergisi, çocuklara çizgiyi sevdirmede en etkili dergi olur.
1955 yılında kurulan Ceylan dergisi, bünyesinde Ceylan Yayınlarını oluşturarak çizgi roman yayıncılığının öncüsü olur ve bu salgın hastalığı başlatır. Samim Utku’nun kapaklarını çizdiği, Vehip Sinan’ın kaligrafistliğini yaptığı (konuşma balonlarındaki........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel