Bu hayatta en çok anneme kızgınım…
Bu hayatta en çok anneme kızgınım bedeninin içinden ayrı bir beden yaratıp kendi bedenine davrandığı kadar hoyrat davrandığı için.
Ben bu hayatta en çok anneme kızgınım, daha küçük yaşta büyüyünce ne olacaksın sorusuna ’anne olacağım’ cevabını vermeme vesile olduğu için.
Ben bu hayatta en çok anneme kızgınım. Annesizliğinin acısını en zayıf, en güçsüz ya da en asi ve en yırtıcı en deli olandan çıkardığı için.
Ben bu hayatta en çok annem ve ona çocukluğunu yaşatmayan analığına kızgınım. Bir zincir misali, sevgisizlik devam ettiği için.
Çocukken ‘büyüyünce ne olacaksın?’ diye sorduklarında ‘anne olacağım’ dermişim. Hayatında en büyük ideali anne olmak olan bir çocuk için hayalimi gerçekleştirdim diyebilirim. Anne olmayı sadece doğurmaktan ibaret sayarsak, doğurma eylemini gerçekleştirmiş ve bitiş çizgisini en önde göğüslemişim. Nasıl bir arzu ile istediysem anne olmayı daha kendim büyümeden yeni bir insan çocuğu aldım kucağıma.
Aile dediğimiz ve herkesin aile kelimesini farklı yorumladığı bir toplumda, aile olmayı başarmanın sadece üst tabaka insanlara kısmet olduğunu, altta kalan insanlara ise zorla dayatılan ve olmak için çabaladığı garip bir mertebe gibi görüyorum. Benim annem için kurduğum cümlelerin çoğunu benim oğlum da farklı gerekçelerle bana ya kuruyordur ya da gelecekte kuracaktır belki de. Her birimizin annesine kızması için farklı gerekçeleri var bu hayatta. Öyle ki hayat dediğimiz şey bir tekerlek misali. Karadeniz tarafında çok kullanılır bu cümle ‘ön teker nereye giderse arka teker de oraya gider’ diye özetlemiş aslında canım insanlar.
Benim ‘çok kızgınım’ diye yazdığım annem üç çocuktan birinin doğum sancısını tarla çapalarken çekiyor, bir diğerini evde çekiyor........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin