Müstemleke İnsanı
Bir müstemlekede doğmuş ve büyümüş insan bunun farkına varabilir mi? Varamaz çünkü eğitimine, kendisine ezberletilmiş ‘müstakil marşı’ ile başlar, hayatı boyunca bütün önemli toplantılarında bunu ezbere okur. Özellikle hürriyetini kaybettiği zindanda bu marşın ezberlenmemiş kıtaları da ezberletilir ve okutulur. Bu bir ironi gibi görünse de gerçek böyledir.
Müstemleke insanı, kendisini dünyanın en müstakil ülkesinde sanır, diğer ülkelerin de kendilerini örnek almasını bekler. Bu hal onun hâlet-i ruhiyesine de iyi gelir. Narkozlanmış beyniyle tıpkı eşeğin ayağının oluşturduğu bataklık çukurunda göllenmiş eşek idrarında yüzen saman çöpüne konan sineğin; idrar birikintisini derya, saman çöpünü gemi, kendini de kaptan-ı derya sanması gibi kendisi ile gurur duyar.
Müstemleke insanı, zalim bir ağanın çiftliğinde sabahtan akşama kadar (afedersiniz) eşek gibi çalışan işçinin ürettiklerinin babasına ait olduğunu sanan çocuğu gibidir. Çocuk babası ile konuşurken çiftlikteki traktörlerden traktörlerimiz, hayvanlardan hayvanlarımız ürünlerden ürünlerimiz diye bahseder. Doğal olarak hasılatın da kendilerine ait olduğunu sanır.
Müstemleke insanı, kendisine imal ettirilen silahların namlularını kendisine döndüğünde dahi uyanmaz. Çünkü başına gelenlerin........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein