“Okuma biliyor musun?” diye sordu memurun biri. “Evet, ben insanları ve kâinatı okurum.” dedi meczup.

“Boş zamanlarımda kitap okurum.” dedi biri. “Ben, en dolu zamanlarımı okumakla geçiririm. Bazen de yerim.” dedi meczup.

“Dağda daha Müslümanca yaşamak gerek.” dedi sofu. “Marifet, şehirde insanlara çobanlık yapabilmek. Yani halk içinde Hak’la beraber olabilmektir.” dedi meczup.

“Elimden geleni yapacağım.” dedi biri. “Ayağından, akıl ve yüreğinden gelenin de en iyisini yapmalısın.” dedi meczup.

“Niçin düştünüz bu hâle?” diye sordu biri. “Düşlerde sevdiğim için düştü kalbime sevdam.” dedi meczup.

“Size baktım ama göremedim.” dedi biri. “Kalbini zikirle temizleyip gönül gözüyle baksaydınız benim içindeki beni görürdünüz.” dedi meczup.

“Vicdan yalan söyler mi?” diye sordu biri. “Yalan söylemez ama hakikatten beslenmiyorsa vicdan yanılır.” dedi meczup.

“Siz öğretmen misiniz?” diye sordu biri. “Hayır, ben önce insanım, sonra eğitimciyim.” dedi meczup.

“Çok üşüyorum.” dedi biri. “Öyleyse yakalım kaloriferleri.” dediler. “Hayır, yer değil, yürekler soğuk!” dedi meczup.

“Saçım dökülüyor, kel olacağım.” dedi arkadaşı. “Önemli olan, hayallerinin dökülüp yüreğinin kel olmamasıdır.” dedi meczup.

“Aşk evliliği yapacağım.” dedi biri. “Aklın seyahate mi çıktı? Aklın da olmadığı yuvadan hayır çıkmaz.” dedi meczup.

“Ben, mantıksal evlilik yapacağım.” dedi bir genç. “Anonim şirketi mi kuruyorsun? Gönlün olmadığı yerde mutluluk olur mu?” dedi meczup.

“Kendine iyi bak.” diyen arkadaşına “Çok mu meşgulsün? Ben, başımın çaresine bakarım. Allah’a emanet ol.” dedi meczup.

Çayevinin önünde oturan arkadaşı “Çay alayım size.” diye el salladı. “Hayır, evde çayımız var bizim. Gel, ben sana çay ikram edeyim.” dedi meczup.

“Niçin masal ve çocuk kitapları okuyorsunuz?” dedi biri. “İçimdeki çocuğu yaşatmak için.” dedi meczup.

2/2

“Müslümanlar, dünyadaki zulümlere karşı ne zaman ayağa kalkacak?” diye sordu bir inanan. “Sabah namazında kıyama duramayan Müslümanlar, Kudüs’ü de mazlum coğrafyayı da kurtaracak bir cehdde bulunamaz.” dedi meczup.

“Bu kadar çok kitapta ne arıyorsun?” diye sordu arkadaşı. “Ben, hayatta en çok kendimi, hakikati ve huzuru aradım.” dedi meczup. Arkadaşı; “Peki, bu zamana kadar bunları bulabildin mi?” dedi. “Bulsaydım bunları hâlâ okumaya devam eder miydim kardeş?” diye cevap verdi meczup.

Ham kaba softanın biri; “Benim şeyhimin büyük kerametleri var, uçuyor bile.” dedi. “En büyük keramet, istikamet üzere İslam’ı yaşamaktır. Uçmak, keramet ölçüsüyse en büyük evliyalar, hiç şüphesiz ki kuşlardır.” dedi meczup.

“Akıllı (!) telefonlar çıkalı herkes fotoğrafçı oldu.” dedi arkadaşı. “Evet, her an her şeyin fotoğrafı çekiliyor ama ortada insanın ve varlığın ruh fotoğrafı yok!” dedi meczup.

“Bana gelir misin bu akşam?” dedi bir arkadaşı. “İnsanın kendine gelmesi, başkalarına gitmesinden daha zor.” dedi meczup.

“Çevre kirliliğinden ne zaman nasıl kurtulacağız?” diye sordu bir çevreci arkadaşı. “Kafa ve ruhlardaki kirlilik temizlenmeden tabiat ve çevre kirliliğinden bahsedilmesi abestir.” dedi meczup.

“Bizi hiç fark etmiyorsun, hayrola?” dedi sosyal medyadan bir arkadaşı. “Farkı fark ettiğin zaman fark edileceksin. Yoksa fark etmezsin!” dedi meczup.

“Şuurlu okuma yapılmazsa ne olur?” diye sordu arkadaşı. “Yaratan Rabb’in adıyla okumayanlar, milletin canına okuyor.” dedi meczup.

“Herhangi bir partiye üye oldunuz mu hiç?” diye sordu biri. “Ben, hayatımda tek bir partiye üye oldum: Kitapseverler Partisi.” dedi meczup.

The post Bir Meczuptan Aforizmalar first appeared on İnsaniyet.
QOSHE - Bir Meczuptan Aforizmalar - Ahmet Sezgin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir Meczuptan Aforizmalar

19 22
26.12.2023

“Okuma biliyor musun?” diye sordu memurun biri. “Evet, ben insanları ve kâinatı okurum.” dedi meczup.

“Boş zamanlarımda kitap okurum.” dedi biri. “Ben, en dolu zamanlarımı okumakla geçiririm. Bazen de yerim.” dedi meczup.

“Dağda daha Müslümanca yaşamak gerek.” dedi sofu. “Marifet, şehirde insanlara çobanlık yapabilmek. Yani halk içinde Hak’la beraber olabilmektir.” dedi meczup.

“Elimden geleni yapacağım.” dedi biri. “Ayağından, akıl ve yüreğinden gelenin de en iyisini yapmalısın.” dedi meczup.

“Niçin düştünüz bu hâle?” diye sordu biri. “Düşlerde sevdiğim için düştü kalbime sevdam.” dedi meczup.

“Size baktım ama göremedim.” dedi biri. “Kalbini zikirle temizleyip gönül gözüyle baksaydınız benim içindeki beni görürdünüz.” dedi meczup.

“Vicdan yalan söyler mi?” diye sordu biri. “Yalan söylemez ama hakikatten beslenmiyorsa vicdan yanılır.” dedi meczup.

“Siz öğretmen misiniz?” diye sordu biri. “Hayır, ben önce insanım, sonra eğitimciyim.” dedi meczup.

“Çok üşüyorum.” dedi biri. “Öyleyse yakalım kaloriferleri.” dediler. “Hayır, yer değil, yürekler soğuk!” dedi meczup.

“Saçım dökülüyor, kel olacağım.” dedi arkadaşı. “Önemli olan, hayallerinin dökülüp........

© İnsaniyet


Get it on Google Play