menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Limited Şirket Ortaklığından Ayrılan Ortağın Vergi ve Kamu Borçlarından Sorumluluğu

8 3
02.11.2025

Limited şirket ortaklarının hisselerinin devri halinde amme borçlarından sorumlulukları ve özellikle vergi borçlarından sorumluluklarının ne olduğu hususu tüm limited şirket ortaklarının ve hisselerini devreden eski ortakların bilmesi gereken bir husustur.

Amme alacağı, genel bir kavram olmakla birlikte vergi kavramını da karşıladığını belirtmek gerekir. Vergi usul kanunu hükümlerine göre hangi amme borçlarının 213 sayılı VUK hükümlerine göre, hangilerinin 6183 Sayılı kanun hükümlerine göre değerlendirileceği önemlidir. Çünkü, 6183 sayılı kanuna göre daha özel bir kanun olan 213 sayılı kanun, kendi kapsamına giren amme alacaklarında yani 213 sayılı kanun kapsamındaki yükümlülüklere aykırılık kapsamında tahakkuk ettirilen amme alacaklarında uygulanacak kanun olup, 6183 sayılı kanun, bu kanun hükümlerinde bulunmayan hususlarda devreye girer. Ancak vergilerin 6183 sayılı kanuna göre yani amme alacaklarının tahsili usulü hakkında kanuna göre tahsil edileceğini belirtmek gerekir.

Şirket Yöneticilerinin Sorumlulukları

AATUHK 3.maddede, bu kanun içerisinde geçen amme borçlusunun "alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini...." ifade ettiği belirtilmiştir. Bu madde hükmünden anlaşılacağı üzere ve limited şirketler özelinde belirtecek olur isek, limited şirket tüzel kişiliği ve kanuni temsilcileri amme borcunu ödemede sorumlu kişilerdir. O halde limited şirketlerdeki müdürleri, amme borçlusudur. Ancak ilerleyen maddelerde görüleceği üzere şirket tüzel kişiliği birinci sırada amme borçlusu olup, kanuni temsilciler fer’i nitelikte yani ikincil sorumludurlar. Limited şirketlerin amme borçlarından sorumluluğu, 6183 Sayılı Amme alacaklarının tahsili usulü hakkında kanunun mükerrer 35.maddesi ve 35.maddesinde açıklanmıştır.

Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu

Mükerrer Madde 35 – (Ek: 25/5/1995 – 4108/11 md.)

Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye’deki mümessilleri hakkında da uygulanır.

Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz.

Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler.

Görüldüğü gibi tüzel kişilikten kısmen veya tamamen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme borçlarının, şirketin kanuni temsilcilerinin şahsi mal varlıklarından tahsil edileceği belirtilmiştir. Mükerrer 35.madde, kanuni temsilcilerin sorumluluğunu kusursuz sorumluluk olarak kabul etmiş ve herhangi bir şarta bağlamadan ve herhangi bir kusur aramaksızın veya böyle bir defi imkanı bırakmaksızın kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından tahsil edilemeyen tüm amme alacağının tahsil edilebileceğini belirtmiştir. AATUHK 35.maddesi ise limited şirketlerin kanuni temsilcilerinin değil ortaklarının sorumluluklarını açıklamıştır.

Limited şirketlerin amme borçları

Madde 35 – (Değişik: 22/7/1998 – 4369/ 21 md.)

Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.

(Ek fıkra: 4/6/2008-5766/3 md.) Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.

(Ek fıkra: 4/6/2008-5766/3 md.) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.

6183 Sayılı Kanunun mükerrer 35.maddesinin amme borçlarından dolayı kanuni temsilcilerin sorumluluğunu düzenlemiş olduğunu, 35.maddesinin ise limited şirketin ortaklarının amme borçlarından dolayı sorumluluğunu düzenlemiş olduğunu, her iki maddenin ise benzer ve ortak yanları olduğunu görmekteyiz.

Yukarıdaki maddeleri birlikte yorumladığımızda, limited şirketlerin kanuni temsilcilerinin ve ortaklarının amme borçlarından sorumluluğu için birtakım ön şartlar verildiği görülmektedir. Buna göre, Bir limited şirketin kanuni temsilcisinin amme borcundan sorumluluğuna gidilebilmesi için;

- Öncelikle amme borcunun tahsili için tüzel kişiliğe gidilmesi gerekmektedir. Yani doğrudan doğruya veya tüzel kişilik ile birlikte amme borcunun tahsili için şirket ortaklarına başvurulamaz. Ancak tahsil imkanının mümkün olmadığı açıkça anlaşılan durumlar bunun istisnasıdır.

- Amme borcunun kısmen veya tamamen limited şirketten tahsil imkanının kalmamış olması gerekmektedir.

Şirket kanuni temsilcisinin amme borcundan sorumluluğuna gidilirken de aşağıdaki kurallara uyulmalıdır:

- Amme borcunun limited şirketten tahsil imkanının kalmadığı, ancak, 6183 Sayılı Kanunun 54.maddesinde yöntemlerine başvurulması ve bir sonuç alınamaması şeklinde olmalıdır.

- Amme borcunun tahsili için, limited şirket kanuni temsilcisine, tüm amme borcuna karşılık şahsi mal varlığına gidilebileceği halde, limited şirket ortağına karşı ancak tüm amme borcuna karşılık sermaye hissesi oranında başvurulacağıdır. Amme borcunun külliyen tek bir ortaktan istenmesi ise hukuken doğru değildir.

- Amme borcuna karşı kanuni temsilcilerin sorumluluğu müştereken ve müteselsilendir. Aynı anda tüm borca karşılık tüm kanuni temsilcilere gidilebilir.

Yukarıdaki 1.maddede belirtilen ve kanuni temsilci ve ortaklara başvurmadan önce limited şirketin mal varlığından amme alacağı için cebren tahsil yöntemlerine başvurulmuş olması şartı AATUHK 54.maddesinde açıklanmıştır.

Cebren tahsil ve şekilleri:

Madde 54 – Ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Cebren tahsil aşağıdaki şekillerden herhangi birinin tatbiki suretiyle yapılır:

1. Amme borçlusu tahsil dairesine teminat göstermişse, teminatın paraya çevrilmesi yahut kefilin takibi,

2. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi,

3. Gerekli şartlar bulunduğu takdirde borçlunun iflasının istenmesi.

Yani görüldüğü gibi 54.maddede belirtilen cebren tahsil yöntemlerine başvurmadan şirket kanuni temsilci ve ortaklarına başvurulması -istisna haller dışında- mümkün değildir.

Burada sorun hem mükerrer 35.maddede belirtilen, tüzel kişilikten tahsil imkanı kalmayan amme borcuna karşılık kanuni temsilcilere başvurulacağı, hem de 35.maddede belirtilen limited şirketlerde amme borcunun tahsil imkanının kalmadığı durumlarda limited şirket ortaklarına sermaye payları oranında başvurulacağı hususundaki çelişkili bir durumun ortaya çıkmasıdır. Esasen şirket müdürleri her zaman şirket ortakları olmayabilecekleri gibi, şirket ortakları içinden de olabileceği gerçeği ortadadır. Salt şirket ortaklarını sorumlu tutmak amme alacağını tehlikeye düşüren bir durum olabilir idi. Veya sadece şirket kanuni temsilcilerinin amme borcundan sorumlu tutulması,........

© Hukuki Haber