Demokrasinin ve hukukun işlerliğini kaybettiği ülkelerde, sorunların çözümü için başka güçler devreye girer.

Ülkemizde de son yıllarda bu sorunlar kişisel ise, kişiler ne yazık ki kendi yöntemleri ile çözmeye başladı.

Ama bugün sizlerle paylaşacağım, toplumsal bir başka konu.

Konum, ülkemizdeki kentlerin yaşanan kentsel sorunlarını demokratik ve eşitlik ilkeleri ortamında çözüp, çözememeleridir.

Kentlerin sorunlarını çözebilmeleri için çok güçlü lobileri olması gerekiyor. Güçlü lobi sahibi olmak için ise, kentlerin sosyal yapısını değiştirecek oranda göç almamış olması önemlidir.

1965’li yıllardan sonra özellikle Doğu ve İç Karadeniz Bölgesi’nden çok fazla göç aldığı için Samsun adına bunları söylemek çok olası değildir.

Aslında kentlerin göç alması, göç alan kentler için değişik kültürlerin kaynaşması ve zenginleşmesi açısından bir şanstır.

Ama bunun için göç alan kentleri yönetenlerin, bu göçlerin kentinin sosyal dokusunu bozmaması için bu göçleri çok iyi yönetmesi gereklidir.

İşte Samsun’un sorunu tam da budur.

Çünkü Samsun’un göç aldığı yıllarda Samsun Belediye Başkanı olan K.Vehbi Gül, özellikle Doğu Karadeniz Bölgesinden gelen insanlarımızı siyasi geleceği için bölgecilik anlayışı ile ayrıştırmıştır.

Aynı belediye başkanı sonraki yıllarda da bu tavrını sürdürmüş ve Doğu Karadenizlilerin oyları ile uzun süre belediye başkanlığını sürdürmüştür.

Üzülerek söylemek gerekirse, bu kentte o yıllarda atılan ayrılık tohumları, sonraki yıllarda artarak sürmüş ve Samsun belki de üç büyük şehirden sonra en fazla il ve ilçe derneği olan sosyal yapısı parçalanmış bir kent haline gelmiştir.

Daha da kötüsü bu bölgecilik anlayışı, sonraki yıllarda siyasi kazanımlar için de en büyük koz haline getirilmiştir.

Değişen sosyal doku, Samsunluların kentlerinin çıkarlarını korumak için diğer birçok ilin başardığı gibi kendi kentlerinin lobisini (Samsun Lobisini) oluşturmasını engellemiştir.

Açıkça söylemek gerekirse, kurucusu olduğum SAM-SEV ile bu konuda ben ve benden sonraki başkanlarda çok çaba gösterdik. Ama kentimizin sosyal yapısı öylesine parçalanmış ve kemikleşti ki, bunu başaramadık.

Bunu başaramadığımız gibi geçen süreçte bölgemizdeki bazı illerin oluşturduğu güçlü lobilerde, Samsun’u etkilemeye başladı.

Üzülerek söylemek gerekirse iş öyle bir noktaya geldi ki, Samsun’da ki Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarının ve milletvekillerinin zaman zaman çoğu Samsunlu olmayanlardan seçilir hale geldi.

Bunları yazmamın nedeni, diğer kentlerin güçlü lobilerinin etkisi ile olmalı ki, Samsun’da görev yapan Samsunlu olmayan bürokratların sayısı çoğalırken, Samsunlu bürokrat sayısı yok denecek seviyelere düştü.

Sonuçta Samsunlular olarak ne kentte ne de, TBMM’de etkin olamıyoruz. Samsun en haklı olduğu konularda dahi kaybetmeyi sürdürüyor.

Her seçim öncesinde verilen vaatlerin hepsi, seçim sonrası unutuluyor.

Samsunspor ise, hemen her konuda haksızlığa uğrarken bu kenti yönetenlerde, temsil edenlerde seyirci kalmayı sürdürüyor. Bunun örneklerini yazmaya kalksam bu sayfalar yetmez.

Samsun’un böylesine bir yalnızlığa mahkûm edilmesi, tam anlamıyla siyasi iradenin ve atadıklarının tükenişinin ilanıdır.

Bu konuda Kayseri, Konya ve Trabzon’u takdir etmemek mümkün değildir. Bunlar içinde Trabzon öylesine güçlü bir lobiye sahip ki, bu lobi hem TBMM’ de hem de İstanbul, Ankara ve Samsun’da dahi gücünü her alanda Trabzon’un çıkarları yönünde kullanabilmektedir.

Samsun’da olimpiyatlar için yapılmış Türkiye’nin çok az ilinde bulunan çok donanımlı okçuluk salonu varken, iki yıldır Samsun’a turnuva verilmiyor.

Okçuluk federasyonu, 2023 de olduğu gibi 2024’ de de Samsun’u program dışında bırakmış. Neden mi? Bilmeyenler için söyleyeyim;

Neden, Samsun Spor İl Müdürü Feyzullah Dereli ’nin basına yansıyan haberlere göre, göreve başladıktan bir süre sonra Okçuluk Federasyonu Başkanı ile bir sorunda ters düşmesi ve bunu inatla sürdürmesidir.

Sayın İl Müdürü, böylece hem müdürlük yaptığı kente gelecek yüzlerce sporcu ve yöneticinin Samsun’a kazandıracağı ekonomik katkıyı engelliyor, hem de Samsun’un prestij kaybına neden oluyor. Olağan olan bu müdürün görevden alınması değil midir?

Güçlü bir lobisi olmayan Samsun’un ne yazık ki, böyle bir gücü yok. Tabii, Gençlik ve Spor Müdürü Sayın Feyzullah Dereci ile Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Osman Aşkın Bak’ın Rizeli iki bürokrat olduğunu söylersek, sanırım cevabını da bulmuş oluruz.

Sonunda Samsunlu hakem Mete Kalkavan da hedefe kondu. Trabzonspor Kulübü Başkanı’nın Gençlik Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ve TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin de olduğu bir toplantıda, TFF Başkanının “Bu tartışmanın yeri burası değil” Uyarılarına rağmen, “Bize söz vermiştiniz, Mete Kalkavan’ın işini bitirecektiniz” diyebilmesi ve daha sonra Mete Kalkavan’ın hakemliği bırakması bir tesadüf olabilir mi?

SONUÇ:

Samsunlu, hangi siyasi görüşe sahip ve doğum yeri neresi olursa olsun, bu kentte yaşamını sürdüren ve Samsunlu olmayı özümsemiş insanları belediye başkanı ve milletvekili seçebildiği ve seçtiği yönetici ve milletvekillerini sorgulamaya başladığı gün, Samsun bu sorunlarını çözecektir.

Yazımı bitirirken gelen şehit haberleri nedeniyle aziz şehitlerimize rahmet, acılı ailelerine sabır diliyorum.

Sorunsuz ve keyifli bir hafta diliyorum.

QOSHE - BU ÜLKEDE LOBİSİ OLMAYAN KENTLERİN İŞİ ZORDUR - Sadi Subaşı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

BU ÜLKEDE LOBİSİ OLMAYAN KENTLERİN İŞİ ZORDUR

12 0
16.01.2024

Demokrasinin ve hukukun işlerliğini kaybettiği ülkelerde, sorunların çözümü için başka güçler devreye girer.

Ülkemizde de son yıllarda bu sorunlar kişisel ise, kişiler ne yazık ki kendi yöntemleri ile çözmeye başladı.

Ama bugün sizlerle paylaşacağım, toplumsal bir başka konu.

Konum, ülkemizdeki kentlerin yaşanan kentsel sorunlarını demokratik ve eşitlik ilkeleri ortamında çözüp, çözememeleridir.

Kentlerin sorunlarını çözebilmeleri için çok güçlü lobileri olması gerekiyor. Güçlü lobi sahibi olmak için ise, kentlerin sosyal yapısını değiştirecek oranda göç almamış olması önemlidir.

1965’li yıllardan sonra özellikle Doğu ve İç Karadeniz Bölgesi’nden çok fazla göç aldığı için Samsun adına bunları söylemek çok olası değildir.

Aslında kentlerin göç alması, göç alan kentler için değişik kültürlerin kaynaşması ve zenginleşmesi açısından bir şanstır.

Ama bunun için göç alan kentleri yönetenlerin, bu göçlerin kentinin sosyal dokusunu bozmaması için bu göçleri çok iyi yönetmesi gereklidir.

İşte Samsun’un sorunu tam da budur.

Çünkü Samsun’un göç aldığı yıllarda Samsun Belediye Başkanı olan K.Vehbi Gül, özellikle Doğu Karadeniz Bölgesinden gelen insanlarımızı siyasi geleceği için bölgecilik anlayışı ile ayrıştırmıştır.

Aynı belediye başkanı sonraki yıllarda da bu tavrını sürdürmüş ve Doğu Karadenizlilerin oyları ile uzun süre belediye başkanlığını sürdürmüştür.

Üzülerek söylemek gerekirse, bu kentte o yıllarda atılan ayrılık tohumları, sonraki yıllarda artarak sürmüş ve Samsun belki de üç büyük şehirden sonra en fazla il ve ilçe derneği olan sosyal yapısı parçalanmış bir kent haline gelmiştir.

Daha da kötüsü bu bölgecilik anlayışı, sonraki yıllarda siyasi kazanımlar için de en büyük koz........

© Hedef Halk


Get it on Google Play