Bu köşede yazılanları takip edenler, Pazartesi günleri yazımın olmadığını bileceklerdir.
O nedenle Pazartesi günü yazım olmayacağı için o gün yayınlanması gereken yazıyı bugün yazacağım.
Pazartesi günü, tarihimizin önemli günlerinden birinin yıldönümüdür.
Ki;
Bu topraklarda dünya tarihinde gördüğü iki önemli savaştan biri olan Çanakkale zaferinin 109 yıl dönümüne denk gelir 18 Mart tarihi.
İstiklal marşımızı da yazan Büyük Vatan Şairi' Mehmet Akif Ersoy, ''Vurulmuş tertemiz anlından yatıyor. / Bir hilal uğruna ya rab, ne güneşler batıyor.'' diye tanımlıyor o büyük savaşı ve sonunda gelen büyük zaferi.
Balkan savaşlarıyla başlayan büyük bozgunun ardından, bir de macera düşkünü İttihat'çı Enver, Cemal ve Talat Paşa'ların bizi sürükledikleri ve sonu yenilgiyle sonuçlanacak Birinci Dünya Savaşı sırasında topraklarımızı işgale gelen düşmanın püskürtüldüğü efsanevi bir zaferdir Çanakkale.
250 bin dolayında şehit vermiştik.
Ki;
''Hey onbeşli, onbeşli, Tokat yolları taşlı. Onbeşliler geliyor, kızların gözü yaşlı'' diye yakılan o türküyle düğünlerimizde oynarız ama Çanakkale'deki cepheye giden ve muhtemelen tamamına yakını da geri dönemeyecek olan 15 yaşlarındaki kınalı kuzular için yakılmış bir ağıttır o türkü.
Ki;
Sahiden gidip de dönmeyenlerin hikayesidir Çanakkale.
En güçlü orduları ve çelik zırhlı donanmalarıyla saldırmıştı düşman.
Payitahtımız, İstanbul'umuzu işgal etmekti amaçları.
Önce donanmalarını gönderdiler ama Seyit Onbaşı gibi kahramanlarımızın doldurdukları toplarımızın kustukları ateşler, Agamennon gibi zırhlılarını Çanakkale boğazının serin sularına gömmüştü.
Zırhlılarıyla boğazı geçemeyeceğini anlayan düşman, bu defa Gelibolu yarımadasına çıkardıkları askerleriyle kara harekatına başlamışlardı.
Ki;
''Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum'' diyen Büyük bir Kahraman'ı çıkaran bu milletin evlatları ki; Mustafa Kemal'di o Büyük Kahraman'ın adı.
18 Mart 1915 günü bütün güçleriyle saldıran düşman geri püskürtüldü.
Göğus, göğüse çarpışmalar oldu.
Bu toprakların evlatları ki, yukarıda da belirttiğimiz gibi aralarında 15'liler de vardı, İstanbul Erkek Lisesinin bir yıl mezun verememesine neden olan lise öğrencileriyle tıbbiyeliler, vurulup o tertemiz alınlarından toprağa düşerlerken destansı bir savaşın kazanılmasını sağlamışlardı.
Geçemediler Çanakkale'yi.
İzin vermedik.
Zira büyük bir felaket olurdu.
Çanakkale’de o destan yazılmasaydı, biz Kurtuluş savaşını yapacak gücü ve cesareti bulmakta da zorlandırdık aslında.
Bu nedenledir ki, 18 Mart 1918 tarihimizin dönüm noktalarından biridir.
18 Mart 1915'i unutmadık.
Unutmayacağız.

QOSHE - Çanakkale geçilmedi geçilmeyecek - Ragıp Göker
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çanakkale geçilmedi geçilmeyecek

2 0
16.03.2024

Bu köşede yazılanları takip edenler, Pazartesi günleri yazımın olmadığını bileceklerdir.
O nedenle Pazartesi günü yazım olmayacağı için o gün yayınlanması gereken yazıyı bugün yazacağım.
Pazartesi günü, tarihimizin önemli günlerinden birinin yıldönümüdür.
Ki;
Bu topraklarda dünya tarihinde gördüğü iki önemli savaştan biri olan Çanakkale zaferinin 109 yıl dönümüne denk gelir 18 Mart tarihi.
İstiklal marşımızı da yazan Büyük Vatan Şairi' Mehmet Akif Ersoy, ''Vurulmuş tertemiz anlından yatıyor. / Bir hilal uğruna ya rab, ne güneşler batıyor.'' diye tanımlıyor o büyük savaşı ve sonunda gelen büyük zaferi.
Balkan savaşlarıyla başlayan büyük bozgunun ardından, bir de macera düşkünü İttihat'çı Enver, Cemal ve Talat Paşa'ların bizi sürükledikleri ve sonu yenilgiyle sonuçlanacak Birinci Dünya Savaşı sırasında topraklarımızı işgale gelen düşmanın püskürtüldüğü........

© Hedef Halk


Get it on Google Play