menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Skyroad Fotoğraf Yarışması ya da karanlık odadan fotoğrafın aydınlığına…

8 0
yesterday

Işığın ve gözün nitelikleriyle, görmenin mahiyetini karanlık yoluyla keşfetmenin tarihi bizim günümüzden yaklaşık iki bin beş yüz yıl geriye kadar gider.

Yine de ‘karanlık kutu’yu (camera obscura’yı) Çinli Filozof Mozi’nin tasavvurundan, İbnü’l-Heysem’in teknik bir düzeye taşımasına ve Joseph Nicéphore Niépce’nin makineleş-tirmesine kadar geçen bu uzun sürede ışık, göz ve göreme konusunun özü hiç değişmemiştir: İbnü’l-Heysem’in ‘beytü’l-muzlim’inden, camera obscura’ya ve buradan fotoğraf makinasının icadına ve fotoğrafın sanat katına taşınmasına kadar hep mezkur üçlü merkezinde düşünülmüş ve eylenmiştir.

Buna rağmen bilgi olarak konunun tekniği onu özel olarak bilmek isteyenler için var olagelmiştir. Bugün cep telefonuyla aynı zamanda bir fotoğraf makinasına da sahip olan ‘herkes’ içinse tek ve dolayısıyla ortak bilgi fotoğraf makinesinin varlığı ve onunla (sinemaya kuluçka olmasını paranteze alarak söyleyecek olursak) sadece fotoğraf çekildiğidir.

Herkesin elinde olduğu halde tekniğini -birkaç özel ya da bilim ilgilisinin dışında- herkesin elinin tersiyle iterek varlığını ‘sıradanlaştırdığı’ o karanlık kutu ile çekilen fotoğrafların modern Batı’nın ürettiği vahşet özlü şiddetin ifşasına sebep olmasıyladır ki, söz konusu herkesleşme bir mekan, bakış, niyet, düşünce ve eylemle sınırlı da olsa belli zamanlarda toplumsal bir şuurun doğmasını beraberinde getirebilmiştir.

Bunun tipik örneklerinden biri Nazi Almanyası’nın Yahudilere yaptığı zulmün (Holokost’un) Auschwitz toplama kampından çekilen fotoğraflarla........

© Haber Vakti