Yazlık evimin olduğu Gölcük’te Yüzbaşılar Mahallesinde ki Subay Orduevinde zaman zaman genç subaylarla konuşuyorum.

Genç bir yüzbaşının söyledikleri beni öyle derinden etkiledi ki, yorum eklemeden, hiç değiştirmeden yazmayı uygun buldum.

"Bizce asker olmak, sadece bir meslek değil, aynı zamanda onur ve vatanseverlik göstergesidir.

Ülkenin güvenliğini sağlama, vatanı koruma amacıyla hem kendimizden hem ailemizden fedakârlık yapma anlamına da gelir.

Bizim için askerlik mesleği, vatanseverlik, disiplin, dayanıklılık, kişisel gelişim, ekip çalışması ve karakter olgunlaşmasıdır.

Sadece bizim için değil her Türk genci için askerlik yapmak, millete onurla hizmet ederken, olgunlaşmasını da sağlayan bir süreç olarak görülür.

Hal böyle iken, bazıları askerleri,belirli zamanda ihtilal yapan, öldüren,zulmeden kişi olarak görür.

Bizce asker olmak öldürmeye karşı olmaktır.

Biz asker olmayı, hem vatana hem millete hem de Allah'a kulluk borcunu ödemenin bir aracı olarak görürüz.

Ülkemiz tehdit altındayken,üstümüze bombalar, mermiler yağarken, ölüm bir an meselesi iken yürümeye devam etmek, saldırmak, savunmak, durdurmak, gerekirse öldürmek elbette benim görevim.

Bizler,sizlerin ve bu ülkenin güvenliği için ölüyor ve öldürüyorken çoğu kişinin oturduğumuz lojmanları, kantin, spor salonu vb mekânların, daha birçok şeyin bedava olduğunu sanması, çok çarpıtılan bir durumun tartışılması ne kadar doğru?

Siz bir çatapat patlasa kaçacak yer ararsınız ama askerlerin merminin üstüne gitmesini de çok normal karşılarsınız.

Bir devlet büyüğümüzün dediği gibi işin fıtratında var dersiniz.

Biz asker olduğumuzda o kutsal üniformayı giydiğimizde herkesin sandığı gibi biz öldürmeye hazırız diye yemin etmiyoruz tam tersi biz bu vatan için ölmeye hazırız diye yemin ediyoruz.

Elbette biri benim vatanıma saldırır, tehdit ederse,bölmeye kalkarsa, vatanımı savunmak, saldırıyı durdurmak benim görevim.

Peki askerlik sadece bu mu?

Bazende bizim

için askerlik, barakadan biraz hallice karakollarda her an duvarı delecek roketleri beklerken dağda terörist kovalarken, kendinden çok sana emanet edilen kınalı kuzuları düşünmektir.

Bazı askerlerin çay içecek parası yokken, bedelli askerlerin en lüks yemekleri ısmarlayıp yemelerini çaresizce seyretmektir.

Mühimmat deposunda hala çözülemeyen bir nedenle 25 arkadaşınla havaya uçmaktır.

Şehit olunca TV kanallarında 45 saniyeliğine haber olup, klavye silahşörlerinin yorumlarının nedeni olmak ve sonrasında unutulmaktır.

Bu vatan için kendini feda etmenin hiç kimsenin umurunda olmadığını, oradan oraya tayin olmaktan dikili ağacının olmamasını, çocuklarımızın sık sık okul ve arkadaş değiştirmeleri sonucu yaşadıkları travmalara rağmen başarılı olduklarını görmektir."

Hiç yorum yapamadım.

Yorum yapabilseydim, bir asker eşi olarak;

Aylarca görmediği babasının yüzünü unutmasın diye onlara gösterilen fotoğrafları, anlatılan hikayeleri, eşleri görevde iken bir yaşındaki çocuğunun nefesinden cesaret alma çabalarını, eşinin görevden dönüp dönmeyeceğini bilmemenin kaygısıyla, bitmek bilmeyen geceleri ve bir türlü olmayan sabahları, eşlerimiz bu vatan için görevdeyken, akılları evde kalmasın diye evimizde çocuklarımızın başında nöbette olduğumuzu, bir gün sonsuza gittiklerinde "Vatan sağ olsun" diyerek, çocuklarımız için dimdik ayakta durduğumuzu anlatmak isterdim.

Üzülme yüzbaşım,

Türkiye'de askeri kurumların yapısında ve işlevlerinde değişikliğe gidilse de askerlik hala Türk Milletinin gözünde saygın bir statü

dür.

Vatan savunmasında çok önemli bir yeri olan ordunun güçlenmesi, askerlerin fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanması ve psikolojik desteğin sağlanması güçlü bir ordu için çok önemlidir.

Askerlerin motivasyonunun yüksek tutulması ve sağlık sorunlarına duyarlı olunması, askeri hastanelerin gündeme alınması, onları anlayacak, askerliği ve zorluklarını anlayan hekimlerin olması bir gerekliliktir.

Asker eşleri, eşlerinin askerlik sürecinde kendileri de bir çok duygusal, ve zorlayıcı deneyim yaşarlar.

Asker eşleri, eşlerinden ayrı kalmalarından kaynaklanan endişe, yalnızlık ve özlem gibi duyguları yaşayabilirler. Aynı zamanda, evdeki sorumlulukların tek başına üstlenilmesi ve belirsizliklerle başa çıkma gereği de arttırıcı unsur olabilir.

Asker eşlerinin desteklenmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması da önemlidir.

Bu destek, duygusal olarak destek sağlamak şeklinde olabilir.

Ayrıca, asker eşleri için sosyal destek grupları, sosyal ve kültürel aktiviteler da önemli bir destek kaynağı olabilir.

Sosyal destek grupları benzer deneyimler yaşayan diğer asker eşleriyle bağlantı kurma ve deneyimlerini paylaşma imkanı da sağlar.

Her Türk genci için askerlik sadece bir görev veya zorunluluk değil, aynı zamanda bir gelenek ve onur meselesi kabul edilir.

Asker olmak, hem bireysel hem toplumsal bir sorumluluktur. Askerlerin hakları ve insan onuru her zaman korunmalıdır. Askerlik, bireyin kişisel gelişimine katkıda bulunmalı ve toplum için faydalı beceriler kazandırmalıdır.

Askerlik, herkes için,

Gururdur.

Saygıdır.

Kutsaldır.

Toplum şehitlerin ölmediğine ve onların cennetin en güzel yerinde olduğuna inanmaktadır.

Lütfen asker ocağının kutsallığının ve saygınlığının bozulmasına izin vermeyelim.

SERPİL GÜLEÇYÜZ

QOSHE - GÖZLERİMİ DOLDURAN,ANILARIMI CANLANDIRAN SÖYLEŞİ - Serpil Güleçyüz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

GÖZLERİMİ DOLDURAN,ANILARIMI CANLANDIRAN SÖYLEŞİ

20 0
03.05.2024

Yazlık evimin olduğu Gölcük’te Yüzbaşılar Mahallesinde ki Subay Orduevinde zaman zaman genç subaylarla konuşuyorum.

Genç bir yüzbaşının söyledikleri beni öyle derinden etkiledi ki, yorum eklemeden, hiç değiştirmeden yazmayı uygun buldum.

"Bizce asker olmak, sadece bir meslek değil, aynı zamanda onur ve vatanseverlik göstergesidir.

Ülkenin güvenliğini sağlama, vatanı koruma amacıyla hem kendimizden hem ailemizden fedakârlık yapma anlamına da gelir.

Bizim için askerlik mesleği, vatanseverlik, disiplin, dayanıklılık, kişisel gelişim, ekip çalışması ve karakter olgunlaşmasıdır.

Sadece bizim için değil her Türk genci için askerlik yapmak, millete onurla hizmet ederken, olgunlaşmasını da sağlayan bir süreç olarak görülür.

Hal böyle iken, bazıları askerleri,belirli zamanda ihtilal yapan, öldüren,zulmeden kişi olarak görür.

Bizce asker olmak öldürmeye karşı olmaktır.

Biz asker olmayı, hem vatana hem millete hem de Allah'a kulluk borcunu ödemenin bir aracı olarak görürüz.

Ülkemiz tehdit altındayken,üstümüze bombalar, mermiler yağarken, ölüm bir an meselesi iken yürümeye devam etmek, saldırmak, savunmak, durdurmak, gerekirse öldürmek elbette benim görevim.

Bizler,sizlerin ve bu ülkenin güvenliği için ölüyor ve öldürüyorken çoğu kişinin oturduğumuz lojmanları, kantin, spor salonu vb mekânların, daha birçok şeyin bedava olduğunu sanması, çok çarpıtılan bir durumun tartışılması ne kadar doğru?

Siz bir çatapat patlasa kaçacak yer ararsınız ama askerlerin merminin üstüne gitmesini de çok normal karşılarsınız.

Bir devlet büyüğümüzün dediği gibi işin fıtratında var dersiniz.

Biz asker olduğumuzda o kutsal üniformayı giydiğimizde herkesin sandığı gibi biz öldürmeye hazırız diye yemin etmiyoruz tam tersi biz bu vatan için........

© Haber Ege


Get it on Google Play