Suriye’nin geleceği ve Türkiye: Anti-emperyalizm olmadan kurtuluş yok
Başta Suriye’dekiler olmak üzere Ortadoğu’da özellikle son bir yılda yaşananları güncel olarak ele almak gerekirse büyük bir doğruyu birinci sıraya yazmak gerekiyor: Anti-emperyalist mücadele yükseltilmeden barış da kurtuluş da mümkün değil.
Emperyalizmin Suriye’ye dönük müdahalesinin canlı ve yakıcı boyutu son on beş yıllık dönemi kapsasa da bunun geçmişinin 20. yüzyılın neredeyse bütününe yayıldığını söylemek mümkün. Geçtiğimiz yıl bu zamanlarda emperyalistler ve işbirlikçileri muratlarına erdiler. Suriye’deki Baas yönetimi sona erdi, geçmişten bugüne dek Arapların bağımsızlık mücadelesine, devamında ise iki kutuplu dünyada Sovyetler Birliği’ne yakın ülkelere darbe vurmak için başta CIA tarafından örgütlenen İslâmcı örgütlerden bir tanesinin uzantısı iktidara geldi. Ya da iktidara geldiği iddia ediliyor.
Suriye’de kimin iktidara geldiği konusunda rivayet muhtelif gibi görünmekle birlikte kontrolün tamamen emperyalist Siyonist çizgide bulunduğuna dair bir şüphe olmadığının bilinmesi gerekiyor. Merak eden Trump’ın Golan tepeleri hakkındaki son açıklamasına bakabilir. (“Golan Tepeleri’nin haklarını İsrail’e devrettim. Kimse bunun mümkün olabileceğini düşünmemişti”) Şu an AKP iktidarı ya da Türkiye sermaye devleti kendilerini Suriye’nin cumhurbaşkanı olduğu söylenen El Kaide kökenli kravatlı terörist Colani’nin hamisi olarak görüyor olabilir. Emevi Camii’nde namaz kılınmasından tutun, Hakan Fidan’ın Suriye’nin CEO’su gibi davranması vb… başlıklar bunun göstergesi olarak anlatılsa da Suriye’nin parçalanması siyasetine balıklama atlayan AKP iktidarı emperyalizmin taşeronu olarak davranmaktadır.
Oysaki Suriye gündeminde AKP iktidarı varsa yoksa Kürt sorunu üzerinden hareket etmekte, ortaya çıkan yeni pazardan Türkiye burjuvazisi adına pay kapmaya çalışmaktadır.........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin