Millet olarak canım Türkiye’min verimli topraklarına betondan yapılar inşa etmekte üzerimize kimseyi tanımayız.

Kuleler, gökdelenler, binalar ve benzeri şeyleri yapmada adeta bir yarış içerisindeyiz.

Ülkemizin onlarca şehrine modern spor tesisleri, statlar yapıldı, yapılmaya da devam ediliyor.

Statlarda locaları, VİP alanları, protokol tribünleri, sosyal donatıları, soyunma odaları gibi yerleri pek de güzel yapıyoruz.

İçlerine kafeteryalar, lokantalar müzeler de koyuyoruz.

Pek de güzel oluyorlar.

Ama gelin görün ki en önemli yeri, oyunun gerçekleştirildiği sahaları ya-pa-mı-yo-ruz.

Yapmasını bilmiyoruz.

Zeminlerin hepsi özürlü, kusurlu, adeta patates tarlası gibi…

Bu durum, sporcu sağlığını da olumsuz etkiliyor.

Hemen her maçta futbolcular zemin kaynaklı sakatlık yaşıyor.

Futbolun seyir zevkine darbe vuran bu durum zaten dip yapmış ülke futbolunu iyiden iyiye aşağıya çekiyor.

Geçenlerde yaşanan komik olayı bir kez daha hatırlatmak isterim.

Bir maç sonrası milyon dolarlar verip transfer ettiğimiz bir futbolcu yem yeşil ellerini kameralara göstererek, hayretler içerisinde, alaycı bir ifade ile konuşuyordu.

Sebebi sonradan anlaşıldı.

Çimden sorumlu firma yeşil görünsün diye zemine boya atmıştı.

Dünyaya rezil olmak budur işte…

Avrupalı futbol yöneticileri bu konuda işi ciddiye alıp sıkı tutuyorlar. Onlarla aşık atamayacağımız aşikar.

Siz hiç bizde şöyle bir şey duydunuz mu?

“Falanca kulüp, falanca kulüpten çimci transfer etti!”

Olur mu böyle bir şey demeyin…

İngiliz ekiplerinden Arsenal, ezeli rakibi Chelsea’dan futbolcu değil, kulüp çimcisini transfer etti.

Yanlış okumadınız…

Adamlar her şeyi en ince detayına kadar titizlikle düşünüyor ve hayata geçiriyorlar.

Biz de kelleşmiş zemine boya atıyoruz.

Allah’ım, Allah’ım sana geliyorum…

Yüzlerce üniversiteye sahibiz, bunların içerisinde de onlarca Meslek Yüksek Okulları yer alıyor.

Duyduğumuzda “Vay be, böyle bir meslek mi varmış memlekette?” diye şaşırdığımız pek çok branşta öğrencilere iş alanı eğitimi veriyorlar.

Ama en çok ihtiyaç duyulan, elaman bulmakta sıkıntı çekilen “Çimcilik” mesleğiyle ilgili tek bir okul yok!

YÖK’de görev yapan üst düzey eğitimciler, proflar falan, her kimselerin aklına böyle bir konu gelmemiştir.

Aha da ben söylüyorum, akıl veriyorum…

Samsun ve Ondokuz Mayıs üniversitelerinin yetkililerine de çağrı yapıyorum.

Bir meslek yüksekokulunda “Çimcilik” bölümünü vakit geçirmeden açınız.

İnanın, buradan yetişen gençler anında iş bulacaklardır.

Böylelikle hem statların zeminleri tarla olmaktan çıkıp, futbolun sağlıklı bir şekilde icra edildiği yerler olacak, hem de gençlere yeni bir istihdam alanı açılacaktır.

Bu sorunu çözmenin başka yolu yok gibi görünüyor.

Benden söylemesi…

QOSHE - ÇİM SORUNU BÜYÜYOR - Resul Akçay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ÇİM SORUNU BÜYÜYOR

3 0
16.02.2024

Millet olarak canım Türkiye’min verimli topraklarına betondan yapılar inşa etmekte üzerimize kimseyi tanımayız.

Kuleler, gökdelenler, binalar ve benzeri şeyleri yapmada adeta bir yarış içerisindeyiz.

Ülkemizin onlarca şehrine modern spor tesisleri, statlar yapıldı, yapılmaya da devam ediliyor.

Statlarda locaları, VİP alanları, protokol tribünleri, sosyal donatıları, soyunma odaları gibi yerleri pek de güzel yapıyoruz.

İçlerine kafeteryalar, lokantalar müzeler de koyuyoruz.

Pek de güzel oluyorlar.

Ama gelin görün ki en önemli yeri, oyunun gerçekleştirildiği sahaları ya-pa-mı-yo-ruz.

Yapmasını bilmiyoruz.

Zeminlerin hepsi özürlü, kusurlu, adeta patates tarlası gibi…

Bu durum, sporcu sağlığını da olumsuz etkiliyor.

Hemen her maçta futbolcular zemin kaynaklı sakatlık yaşıyor.

Futbolun seyir zevkine darbe vuran bu durum zaten dip yapmış ülke futbolunu iyiden iyiye aşağıya çekiyor.

Geçenlerde yaşanan komik olayı bir........

© Gazete Gerçek


Get it on Google Play