Çok alametler belirdi
Saray rejimi, demokrasi mücadelesi içindeki güçleri bölmek ve karşı karşıya getirmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyor çünkü varlığını sürdürebilmek için buna ihtiyaç duyuyor.
CHP’nin İmralı görüşmesine katılması, sürecin Saray rejiminin kontrolünden çıkartılması ve demokratik taleplerin Meclise getirilmesi konusunda baskının arttırılması bakımından bir fırsattı. CHP’nin bu fırsatı kullanmaması, iktidarın özellikle CHP ve DEM Parti’yi karşı karşıya getirme politikasına belli bir alan açtı. Devamında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sürecin taraflarından biri olan DEM Parti’ye “Stockholm sendromu” göndermesi yapması, gerilimi daha da arttırıp Saray rejiminin işini kolaylaştırmıştı. Fakat İmralı görüşmesinden beklediği sonucu alamayan Saray rejiminin bu görüşmenin tutanaklarını gizlemeye yönelik tutumu, bu rüzgarın hızla tersine dönebileceğinin işaretlerini vermekle kalmadı, aynı zamanda sürecin ne kadar kırılgan bir hatta ilerlediğini de gösterdi.
Bilindiği gibi ülkedeki iktidar bloku adına sürecin sözcülüğünü yapan MHP Lideri Bahçeli, Öcalan’la görüşme yapılmasının da en kararlı savunucusuydu. Ancak Bahçeli’nin bu kararlılığının arkasında Öcalan’ın SDG’ye (Suriye Demokratik Güçleri) PKK’ye yaptığına benzer biçimde “kendisini feshetme” çağrısını yapması beklentisi bulunuyordu. Çünkü aynı Bahçeli, SDG’nin kendi yapısını koruyarak Suriye ordusuna entegre edilmesini “milli güvenliğe doğrudan bir tehdit” olarak görüyordu.
İmralı’da Öcalan ile yapılan görüşmenin tutanaklarının tam metninin açıklanmaması; sürecin devamı bakımından kritik bir rol biçilen Meclisteki komisyona bile sadece bu görüşme tutanaklarının iktidar tarafından hazırlanmış bir özetinin okunması, bu görüşmeden istenilen sonucun alınmadığını ortaya koyuyor. Yapılan açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla Öcalan bu görüşmede Saray rejimini rahatsız eden iki önemli noktaya işaret ediyor. Bunlardan birincisi, SDG’nin tasfiye edilmesi beklentisine karşılık yerel asayiş ve merkezi orduya katılacak birlikler üzerinden ikiye bölünerek entegrasyonunu önermesiydi. İkincisi ve gözden kaçırılan kısmı da........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein