Emperyalizmin ekonomik silahı: Uluslararası yaptırımlar ve kitlesel ölümler
Marksist İktisatçı Michael Roberts, Lenin’in 1915’te ‘emperyalist gruplaşma’ olarak tanımladığı 13 gelişmiş kapitalist ülkenin 2020’lere geldiğimizde benzer pozisyonunu koruduğunu, son 50 yılda emperyalist blokun değişmediğini, dünya sisteminin emperyalist blokun egemenliğine göre şekillenmeye devam ettiğini yazar. Emperyalist blok, ‘küreselin büyük ekonomileri olan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrikanın sömürülmesinden her yıl GSYİH’nin yaklaşık yüzde 2-3’ü kadar fayda sağlarken, bu oran güney yarımkürenin 21. yüzyılda reel GSYİH’deki ortalama yıllık büyümelerine eş değerdir.1
Emperyalist blok, küresel değer aktarımından maksimum faydayı amaçladığı bağımlılık zincirini oluştururken ve korurken sadece askeri güce, bölgesel militarist yığınağa başvurmaz. Jason Hickel, ABD ve Avrupa’nın Batı emperyalist blokun egemenliğinden kurtulmak, bağımsız bir yol çizmek ve egemenlik kurmak isteyen Küresel Güney devletlerini disiplin altına almak ve hatta yok etmek için uzun süredir uluslararası tek taraflı yaptırımları emperyal gücün bir aracı olarak kullandığından bahseder.2
Tek taraflı yaptırımlar geniş bir yelpazeye sahip olup, başlıca yaptırım araçları finansal varlıkların dondurulması, ilaç ve gıda başta olmak üzere belirli mallar üzerindeki ithalat yasakları ve seyahat yasaklarıdır. Başka bir Marksist İktisatçı Prabhat Patnaik yaptırımların küresel sistemde etkili olmasının emperyalizmin gücüyle doğru orantılı olduğunu belirtir. Özellikle dünya ticaret işlemlerinin çoğunlukla ABD doları cinsinden gerçekleşmesi fiyatlar ve meta dolaşımı üzerindeki kontrollerde ABD emperyalizmine avantaj sağlar.
1990’lar ve 2000’ler boyunca her yıl, ağırlıklı olarak Küresel Güney ülkelerinden oluşan ortalama 30 ülke Batı emperyalist blokunun tek taraflı yaptırımlarına maruz kalırken, bu rakam 2020’lerde 60’ın üzerine çıkmıştır. Nicholas Mulder’ın “The Economic Weapon: The Rise of Sanctions as a Tool of Modern War” kitabına göre -2015 verileriyle- dünya nüfusunun üçte birinin Batı emperyalist blokunun ekonomik yaptırımı altındaki ülkelerde yaşadığı bilgisi yer almaktadır.
Emperyalizmin silahına dönüşmüş tek taraflı uluslararası yaptırımlar yoksul ve bağımlı ülkelerde ciddi insanlık krizine yol açmaktadır. Doğrudan ve dolaylı sonuçlara yol açan yaptırımlar nedeniyle çok sayıda insan gerekli gıdaya, ilaca, yaşamsal malzemeye ulaşamamakta,........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein