menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

1 Mayıs’a giderken

14 1
17.04.2025

Türkiye işçi sınıfı, 1 Mayıs 2025’e büyük bir tarihsel sorumlulukla giriyor. Emekçiler yalnızca ekonomik krizle değil, aynı zamanda iktidarın uyguladığı sınıfsal saldırı politikalarıyla karşı karşıya. Erdoğan-Şimşek ikilisinin yürüttüğü neoliberal kemer sıkma programı, son bir yılda milyonlarca işçinin sofrasındaki ekmeği küçültürken, temel yaşam hakkı olan barınma, beslenme, sağlık ve eğitim bile emekçiler için lüks haline geldi. Ücretlerin baskılandığı, sendikal hakların yok sayıldığı, grevlerin yasaklandığı bir düzende, 1 Mayıs sadece bir kutlama değil, iktidarın ve sermayenin siyasal ve ekonomik saldırılarına karşı bir kitlesel itiraz ve mücadele günü olarak tarihsel işlevini yeniden kazanıyor.

2025’e girerken işçi sınıfı bu karanlığı sessizlikle karşılamadı. Türkiye’nin dört bir yanında işçi direnişleri, grevler ve eylemler yaşandı. Metal ve tekstil başta olmak üzere farklı iş kollarından işçiler, sağlık ve eğitim emekçileri başta olmak üzere kamu emekçilerinin farklı kesimleri düşük ücret politikalarına, güvencesizliğe, hak kayıplarına, çalışma koşullarındaki kötüleşmeye karşı seslerini yükseltiler. Son olarak 19 Mart operasyonları sonrasında........

© Evrensel