Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan Kurultayını geçtiğimiz hafta sonu yaptı. Medyasından bilim insanlarına, siyasetçisinden analistlere kadar eleştirel sesleri bastıran koronun marşını bir kenara bırakacak olursak, bu kurultay siyaset sosyolojisi açısından çok önemli konulara, sorulara ve analizlere kapı açtı. Her bir soruyu bu yazıda tartışma olanağım yok. Zira, liste çok uzun, ancak bir yerlerden başlamak lazım.

Siyaset bir meslek mi? Birtakım meslek gruplarının siyasetteki ağırlığı düşünüldüğünde siyaset mesleklerin mesleği mi? Partilerde yöneticilik görevlerini üstlenenler ve özellikle seçilmişler yönetilenleri temsil ediyorlar mı? Parti içi siyasal ittifaklar, siyasette dost ve düşman ayrımı, siyasal parti ve toplumsal hareketler ilişkisi, siyaset bir gösteri mi? Siyasette söylemler, roller, ritüeller, siyasal travma (Nasıl oluyor da kısa bir süre önce kurtarıcı olarak görülen(ler) kurtar(a)mayınca lanetleniyor?) Siyaset bir kurtarıcı ile mi yapılır, tabandan örgütlenme ile mi?

Bu hafta tartışmaya birinci madde ile başlayalım. CHP kurultayı her şeyden önce temsil sorunu ve siyasetin bir meslek haline gelmesi ile ilgili çok önemli şeyler söyledi. Bu profesyonelleşme ne bu kurultayla ne de CHP ile sınırlı. Bu nedenle de bir değişimi/kopuşu değil, aksine bir sürekliliği gösteriyor.

Siyasetin profesyonelleşmesi yeni bir olgu değil. Temsili demokrasinin tarihi bir anlamda siyasetin bir meslek haline gelmesinin de tarihi. Daha on dokuzuncu yüzyılın sonlarından itibaren siyasi görevler “Özgün toplumsal özellikler gösteren” ve “siyasette uzmanlaşmış” aktörlerin tekeline girmeye başladı. Seçim işleri ile merkezi ve yerel yönetim görevleri esas olarak üst sınıflara mensup bir grup siyaset profesyoneli tarafından üstlenildi. İstisnaları olmakla birlikte. Sosyolojinin en önemli isimlerinden Max Weber siyasetin profesyonelleşmesini anlatmak için “siyasetle ve siyaset için yaşayan kişiler” ifadesini kullandı. Bu söz bize siyasetin bir meslek haline gelmesinin iki boyutunu anlatır.

İlki, meslekten olmak, yani siyaset yapan gruba ait olmak, siyaseti mesleği haline getirmek, kariyer mantığına sahip olmak, dolayısıyla da maddi ve sembolik karşılığını almak şeklinde özetlenebilir. Bugün siyaset sahnesinde yer alan her bir aktörün bir kariyer planı var. Bu kariyer bazen yerelde başlıyor, bazen de doğrudan merkezde. Kariyer hesapları kimi zaman gerçekleşiyor, kimi zaman başarısızlıkla sonuçlanıyor, ancak her siyasetçi bu hesaplarla yarışa başlıyor. Bunu yaparken de hayatlarını buradan elde ettikleri maddi kazançlarla sürdürüyorlar. Yani siyaset sayesinde yaşıyorlar. Bu durumu sadece milletvekili maaşları, belediye başkanlarının maaşları, belediye meclis üyelerinin huzur hakkı vs. çerçevesinde düşünmemek lazım, siyasal partiler toplumsal ağlar inşa eden birer “şirkettir” ve insanlar bu ağlara dahil olarak kazançlar elde ederler. Eczacı Özgür Özel, Avukat Sezgin Tanrıkulu, Bürokrat Emmanuel Macron, Avukat Marine Le Pen, Finansçı Rishi Sunak, Hekim Murat Emir, Avukat Meral Danış Beştaş, Mühendis Fuat Oktay artık hayatını siyasetten kazanır. Siyasette bu mesleklerin alan kazanmaya başlaması da yeni değil, yirminci yüzyılın başlarına kadar geriye gider. Tanınmışlıkları ve saygınlıklarının kaynağı, belki de onların siyasi kariyerini mümkün kılan ilk meslekleri değil, esas meslekleri haline gelmiş olan siyasetçilik/particiliktir.

Siyasetin profesyonelleşmesinin ikinci göstergesi, meslek sahibi olmakla ilgili. Bu durum siyasetçilerin bazı özgün yetkinliklere ve bilgiye sahip olmasına gönderme yapar. Özellikle ilk zamanlarda hitabet yeteneği bazı kişileri siyasi kariyerde hızla yükseltti. Hitabetle kasıt Türkiye’de particilerin sıklıkla anladığı gibi avazı çıktığı kadar bağırmak değildi tabii. Zamanla hitabet yeterli bir yetkinlik olmaktan çıktı. Ekonomi, finans, işletme, hukuk bilgilerine sahip olmak, başka faktörlerle birlikte siyasi kariyerde yükselmeyi kolaylaştırdı. Bugün, bu meslekleri icra edenlerin siyasetteki ağırlığı bir tesadüf değil yani.

Eczacı Özgür Özel beş dönemdir milletvekili, hayatını siyaset mesleğinden kazanıyor, siyasi kariyeri onun mesleği. Üstelik mesleğin profil özelliklerini de ziyadesiyle taşıyor: Erkek, eğitimli, profesyonel meslek sahibi. Vurgu yaptığı gençliği de Türkiye siyasetinin yaş ortalamasının altında değil. Özel, kurultaydan önce ve kurultay esnasında sık sık meslek ve uzmanlıktan hareketle eski yönetimi eleştirdi, yine aynı mantıkla birlikte çalışacağı ekibe dair ipuçlarını verdi. Dekanlık yapan bir maliyeci, uluslararası ilişkilerci, ekonomi uzmanı, vs. Siyasetin uzmanlık gerektiren ve meslek esasına dayalı bir “iş” olduğunu teyit edercesine. Burada temsil tartışması yoktu, uzmanlık tartışması vardı. Sınıfsal temsile ise hiç yer ayırmadı. Toplumsal cinsiyet temsiline konuşmasında sınırlı yer verdi, ama hemen ertesi günü Parti Meclisi anahtar listesini hazırlarken buna riayet etme gereği duymadı.

Sözün kısası, “değişime”, spor müsabakalarının tarafgirliği ile değil de siyaset biliminin kavramlarıyla ve muhakemeleriyle bakmakta fayda var sanki. Naçizane.

QOSHE - Siyasetle ve siyaset için yaşayan kişiler - Ayşen Uysal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Siyasetle ve siyaset için yaşayan kişiler

13 1
08.11.2023

Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan Kurultayını geçtiğimiz hafta sonu yaptı. Medyasından bilim insanlarına, siyasetçisinden analistlere kadar eleştirel sesleri bastıran koronun marşını bir kenara bırakacak olursak, bu kurultay siyaset sosyolojisi açısından çok önemli konulara, sorulara ve analizlere kapı açtı. Her bir soruyu bu yazıda tartışma olanağım yok. Zira, liste çok uzun, ancak bir yerlerden başlamak lazım.

Siyaset bir meslek mi? Birtakım meslek gruplarının siyasetteki ağırlığı düşünüldüğünde siyaset mesleklerin mesleği mi? Partilerde yöneticilik görevlerini üstlenenler ve özellikle seçilmişler yönetilenleri temsil ediyorlar mı? Parti içi siyasal ittifaklar, siyasette dost ve düşman ayrımı, siyasal parti ve toplumsal hareketler ilişkisi, siyaset bir gösteri mi? Siyasette söylemler, roller, ritüeller, siyasal travma (Nasıl oluyor da kısa bir süre önce kurtarıcı olarak görülen(ler) kurtar(a)mayınca lanetleniyor?) Siyaset bir kurtarıcı ile mi yapılır, tabandan örgütlenme ile mi?

Bu hafta tartışmaya birinci madde ile başlayalım. CHP kurultayı her şeyden önce temsil sorunu ve siyasetin bir meslek haline gelmesi ile ilgili çok önemli şeyler söyledi. Bu profesyonelleşme ne bu kurultayla ne de CHP ile sınırlı. Bu nedenle de bir değişimi/kopuşu değil, aksine bir sürekliliği gösteriyor.

Siyasetin profesyonelleşmesi yeni bir olgu değil. Temsili demokrasinin tarihi bir anlamda siyasetin bir meslek haline gelmesinin de tarihi. Daha on dokuzuncu yüzyılın sonlarından itibaren siyasi görevler “Özgün toplumsal özellikler gösteren” ve “siyasette uzmanlaşmış” aktörlerin tekeline girmeye başladı. Seçim işleri ile merkezi ve yerel yönetim görevleri esas olarak üst........

© Evrensel


Get it on Google Play