Raci Çetin Yüksekbaş

AVUKAT

2018 yılında ABD’nin Arizona eyaletinde bir otonom aracın Elaine Herzberg adlı birini öldürmesiyle, otonom araçların neden olduğu ilk ölümlü kaza meydana gelmiş oldu. Bu kazanın, hukuken görülmemiş bir tartışma başlatacağını ise kimse beklemiyordu…

Yapay zekâ teknolojisinin geleceğe yön vereceği artık bir sır değil. Bu teknoloji, ulaşım alanında ise kendisini “Otonom araçlar” ile gösteriyor. Otonom araçlar, otoyolda yapay zekâ desteğiyle insan müdahalesinden kısmen veya tamamen bağımsız olarak hareket edebilen yeni nesil araçlar olarak tanımlanıyor. Bu özellikleri dolayısıyla otonom araçlar, ulaşım ve taşımacılıkta insanın kilit rol oynadığı yerleşik paradigmayı değiştirmeye aday. Yine aynı nedenle küresel anlamda da bir fenomene dönüşmüş durumda…

Bir mühendislik ürünü olan otonom araçların klasik ulaşım paradigmasını değiştirme iddiası, toplumsal yaşamı düzenleyen hukuku da yakından ilgilendiriyor. Zira geçmişten bugüne hukuk, öncelikle olayların meydana geliş biçimini incelemiş, kuralları daha sonra ortaya koymuştur. Bu durum, meşhur Roma atasözünde “Ortak hata hukuk yaratır” (“Error communis facit ius”) şeklinde ifade edilmiştir…

Nitekim otomobilin icadı ve yaygınlaşmasıyla birlikte hukuk, otomobilin can ve mal güvenliği için tehlike yaratabileceğini fark etmişti. Bu nedenle hukukçular, trafiğe dair bir ulusal ve küresel bir kurallar bütünü oluşturarak bunların merkezine muhatap olarak otomobili kontrol eden insanı koymuştu. Böylelikle sürücülere ve araç sahiplerine belirli yükümlülükler öngörülmüş, bunlara uyulmadığı takdirde meydana gelen zararlar bakımından da bu kişilerin sorumluluğuna başvurulmuştu. Bir diğer ifadeyle, klasik ulaşım paradigmasında hukukun muhatabı ve sorumlusu, insandı.

Elaine Herzberg kazasından sonra da gözler bir muhatap aradı. Ancak, bu kez durum farklıydı çünkü kazaya sebep olan araç, kendi kendisine hareket eden bir otonom araçtı. Üstelik kaza esnasında araç, bir insan tarafından kontrol edilmiyordu. Fakat ölüm hadisesi gerçekti ve birisi mutlaka bu ölümden sorumlu olmalıydı! Çözüm bulmak amacıyla, hukukun mevcut klasik sorumluluk kuralları irdelendi. Ne var ki bu kuralların hiçbiri kıyas ya da yorum yoluyla da olsa otonom araçların verdiği zarar dolayısıyla kimin sorumlu tutulacağına tatmin edici bir yanıt vermemekteydi.

Böylelikle, hukukun değişen dünya gerçeklerine nasıl uyarlanacağı ve otonom aracın verdiği zararlardan kimin sorumlu tutulacağı hararetle tartışılmaya başlandı. Bu nedenle, yapay zekâ ve otonom araçlar bakımından uygulanacak yeni bir sorumluluk kuralının geliştirilmesi düşüncesi tartışılmaya başlanmıştır. Gelin görün ki, bu sorunun nihai olarak yanıtlanması için, çözülmesi güç olan şu ön sorulara tatmin edici yanıtlar verilmesi gerekmektedir:

i) Otonom araçların yazılım ve donanımına ilişkin üretim standartları nasıl belirlenecektir?

ii) Otonom araçların sevk ve idaresine ilişkin trafik kuralları nasıl oluşturulacaktır?

iii) Yapay zekâ, hukuken kişiliği olmamasına rağmen bir muhatap olarak kabul edilebilecek midir?

iv) Yapay zekâ muhatap olarak kabul edilirse sorumluluk nasıl yönetilecektir?

v) Zarar, yapay zekâdan nasıl tazmin edilecektir?

vi) Otonom aracın sahibi, üreticisi ve yazılımcısı gibi farklı özneler de yapay zekâyla birlikte sorumlu olarak kabul edilecek midir?

vii) Riskin sigortalanması mümkün müdür? Buna ilişkin temel kurallar neler olmalıdır?

Yakın zamanda bu sorulara tatmin edici yanıtlar bulmak güç… Ancak her geçen gün karayolunda daha fazla otonom araçlara rastlanıyor. Hatta, şimdiden tüm karayolu ulaşımının otonom araçlarla sağlanacağı, bu araçların birbirleriyle veri alışverişine girerek trafiğin şehrin bütününde yönetilecek “Bağlantılı araç” adı verilen bir ütopya da dillendiriliyor!

Tüm bu gelişmeler karşısında “Ortak hatanın hukuk yaratması”nı bekleyecek zamanımız olmadığı açık. Bu nedenle, hukukun basiretli öngörülerle otonom araç ve yapay zekânın sorumluluğuna ilişkin önceden kurallar öngörmesi zorunlu hâl alıyor. Bu doğrultuda yakın zamanda Avrupa Birliği tarafından Yapay Zekâ Yasası kabul edildi. Yine, Almanya’da Karayolları Trafik Kanunu’na otonom araçlar için bazı yeni maddeler eklendi. Türkiye’de de, çağın yakalanması adına bu güncel metinlerden yararlanılarak otonom araçlara ve yapay zekâya ilişkin yasa tasarısı hazırlamak üzere meclis çalışmalarına başlanması gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki, konu her ne kadar hukuk oluşturmak ise de, çalışmanın yürütüleceği komisyonda basiretli ve özgür düşünen hukukçular kadar -hatta belki sayıca daha fazla olarak- konuya hâkim, ehil, otonom araç ve yapay zekâ teknolojisine hakim mühendisler bulunması gerektiği kanaatindeyiz.

QOSHE - Otonom araçların haksız fiil sorumluluğu - Serbest Kürsü
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Otonom araçların haksız fiil sorumluluğu

8 0
07.04.2024

Raci Çetin Yüksekbaş

AVUKAT

2018 yılında ABD’nin Arizona eyaletinde bir otonom aracın Elaine Herzberg adlı birini öldürmesiyle, otonom araçların neden olduğu ilk ölümlü kaza meydana gelmiş oldu. Bu kazanın, hukuken görülmemiş bir tartışma başlatacağını ise kimse beklemiyordu…

Yapay zekâ teknolojisinin geleceğe yön vereceği artık bir sır değil. Bu teknoloji, ulaşım alanında ise kendisini “Otonom araçlar” ile gösteriyor. Otonom araçlar, otoyolda yapay zekâ desteğiyle insan müdahalesinden kısmen veya tamamen bağımsız olarak hareket edebilen yeni nesil araçlar olarak tanımlanıyor. Bu özellikleri dolayısıyla otonom araçlar, ulaşım ve taşımacılıkta insanın kilit rol oynadığı yerleşik paradigmayı değiştirmeye aday. Yine aynı nedenle küresel anlamda da bir fenomene dönüşmüş durumda…

Bir mühendislik ürünü olan otonom araçların klasik ulaşım paradigmasını değiştirme iddiası, toplumsal yaşamı düzenleyen hukuku da yakından ilgilendiriyor. Zira geçmişten bugüne hukuk, öncelikle olayların meydana geliş biçimini incelemiş, kuralları daha sonra ortaya koymuştur. Bu durum, meşhur Roma atasözünde “Ortak hata hukuk yaratır” (“Error communis facit ius”) şeklinde ifade edilmiştir…

Nitekim otomobilin icadı ve yaygınlaşmasıyla birlikte hukuk, otomobilin can ve mal güvenliği için tehlike yaratabileceğini fark etmişti. Bu nedenle hukukçular, trafiğe dair bir ulusal ve küresel bir kurallar bütünü oluşturarak bunların merkezine muhatap olarak otomobili kontrol eden insanı koymuştu. Böylelikle sürücülere ve araç sahiplerine belirli........

© Ekonomim


Get it on Google Play