menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Üç Aylar: Şekilden Öze, Alışkanlıktan Şuura

21 0
18.12.2025

İslâm dünyasında her yıl, kalpleri yumuşatan, gönülleri muhasebeye çağıran manevî bir iklim kaplar hayatımızı: Üç aylar… Receb ile başlayan, Şâban’la derinleşen ve Ramazan’la zirveye ulaşan bu zaman dilimi, Müslümanlara yalnızca daha fazla ibadet yapmayı değil; hayatlarını gözden geçirmeyi, yönlerini tashih etmeyi ve imanlarını kuvvetlendirmeyi teklif eder.

Üç ayların dinî kültürde özel bir yere sahip olmasında, bu aylarda yer alan Regâib, Mi‘râc, Berât ve Kadir gecelerinin büyük payı vardır. Her ne kadar hadis âlimleri, özellikle Receb ve Şâban aylarının faziletine dair rivâyetlerin önemli bir kısmının zayıf hatta uydurma olduğunu ifade etseler de, bu durum üç ayların bir arınma ve hazırlık mevsimi olarak değerlendirilmesine engel değildir. Zira İslâm’da yapılan bilinçli amellerin değeri vardır.

Üç aylar denilince ilk akla gelen ibadetlerden biri nâfile oruçtur. Hz. Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) Şâban ayında diğer aylara oranla daha fazla oruç tuttuğu sahih rivayetlerle sabittir. Ancak Receb ve Şâban aylarının tamamını oruçlu geçirmenin dinî bir zorunluluk veya özel bir sünnet gibi algılanması doğru değildir. Asıl olan, bu aylarda ibadet bilincini artırmak, Ramazan’a rûhen ve bedenen hazırlanabilmektir. Oruç da bu hazırlığın bir parçası olarak, kişiyi........

© Doğruhaber