Devletçi hukuk ve rejim
Yaklaşık bir buçuk yıl önce bu sütunda hukukun devlet tarafından yaratıldığı sistemlerin karşıtı anlamında ‘’Devletsiz Hukuk’’la ilgili peş peşe üç yazı yayımlamıştım. Bu yazının başlığındaki ‘’devletçi hukuk’’ terimi ile başka bir şeyi, hukukun devlet tarafından yasama yoluyla yapıldığı sistemlerdeki özel bir durumu kastediyorum.
Türkiye’nin hukuk sistemi bu durumun tipik bir örneğini oluşturmaktadır; yani burada hukuk gerek oluşumu gererekse içeriği bakımından sivil bir fenomen değildir. Çünkü Türk hukuku toplumsal dinamikler tarafından devletten bağımsız olarak üretilmiş olmadığı gibi, onun içeriğini belirleyen de toplum değil devlet-merkezli anlayış veya devletçi zihniyettir. Bu zihniyetin özünü ise devletin bekasının en üstün amaç olduğu düşüncesi oluşturmaktadır. Bu yazıda ‘’devletçi hukuk’’ derken kastettiğim, bu son anlamdaki hukuktur
Türkiye’de hâkim olan bu devletçi hukuk modeli, hukuku bir yandan devletin topluma tahakkümünü kolaylaştıran ve meşrulaştıran bir araca dönüştürmekte, öbür yandan da onu ahlâkî kayıtlardan bağımsızlaştırmaya ve bu arada adaletle bağlantısını koparmaya çalışmaktadır. Birinci nokta, hukuk sistemimizin arkasında yatan “hikmet-i hükümet” felsefesiyle yakından bağlantılıdır. Hukukun “haklar”la olan bağlantısını koparan da aynı felsefedir.
Bu devletçi hukuk........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein