İsraillin Gazze’ye saldırısının birinci ayı geride kaldı. Dünyayı yönettiğini iddia eden bazı ülke liderleri (saldırının ortakları) hariç herkes bu saldırıların jenoside olduğunu kabul ediyor artık. Çocuklar, kadınlar öldürülüyor. Sayı 10 binin üzerine çıktı. İçinde olduğumuz jenerasyon böylesi bir katliamı en son Bosna’da görmüştü. Arada fark yok. Hatta İsrail devleti katliam ifadesine level atlattı.

Sırtını ABD, AB, BM gibi sözde adalet dağıtıcısı, özde dünya silah ve ölüm taciri devletlere dayamış parazit devlet İsrail, Orta Doğu ve dünya barışının altına kibrit suyu dökerek ayakta kalmaya devam etmeye çalışıyor. Dünyanın sözde kudretli devletleri Orta Doğu’da silah yığmaya devam ediyorlar. Bu kadar silahın yığıldığı bir coğrafyada savaşların bitmesi imkânsız. Şunu da açıkça bilmek lazım: Orta Doğu’da modern döneme dair tartışmaların en önemli konularından biri, orduların siyasetle ilişkileridir. Orta Doğu’yu silah yönetir. Orta Doğu’da gerginlik ve çatışma; petrol ve doğal gaz müşterisi ve tüketicisi devletlerin karşılık olarak sunabilecekleri yegâne şey silahtır. Silahın satılmasının kaynağı da gerginlik ve çatışmadır. İşte İsrail parazit devleti, Orta Doğu’nun bağrına bunun için saplanmıştır. Batı, İsrail’i bölgeye yerleştirerek, yönetmeden hükmederek dünyanın ekonomik açıdan en önemli bölgesini kontrol altında tutuyor. Kısacası sömürünün şeklini değiştirerek sömürmeye devam ediyor.

İsrail ordusu Orta Doğu’nun yönetim şekli bakımından en ilginç yapısı olarak kurulmuştur. Kendi yargısı, savaş kararı alabilen mekanizmalara sahiptir. Bizdeki eski askerî mahkemeler ve DGM geçmişinin daha sert formlarında hareket etmeyi kendi güç alanları için zorunlu görmektedirler. Daha ilginci ise ordudan emekli olanların istisnalar hariç olmak üzere tamamı siyasetçi olarak arenaya inmektedirler. “Ordu devlet” cümlesi onlar için yerli yerinde bir tanımlama olabilir. Lakin reflekssel olarak ordudan ziyade terör hücresi gibi davranışlar da sergilemekteler. İsrail ordu temel kanunu da (1976) bunu açıkça ifade etmektedir.

Cumartesi gecesi İsrail halkının durumla ilgili olarak sesi yükselmeye başladı. Yahudiler Başkan Bibi’nin evini basmaya çalıştılar. Savaşın neden bu kadar uzadığını ve esir evlatlarının akıbetini sormaya başladılar. Yer yer çatışmalar yaşandı. Önümüzdeki günlerde bu tür olaylar daha da artacaktır. İsrail’deki bu ses yükseltme sadece iç kamuoyunu etkilemez, savaşın seyrini daha da değiştirebilir. Dünyanın dört bir yanındaki mitingler, eylemler, protestolar, boykotlar, İsrail iç kamuoyunu da etkilemeye başladıysa bu olayların sonunda büyük bir barış gelebilir. İsrail devleti direnecektir lakin iç kamuoyuna karşı yapabileceği pek bir şey kalmamış demektir. Dünyadaki duyarlı insanların durmadan ses vermesi gerekiyor hep birlikte. Savaşı tetikleyen ve sürmesi için çaba sarf eden devletlerin büyükelçilik binaları protestolarla âdeta kuşatma altına alınmalıdır ki bu ülkeler gerçekleri anlayıp görsünler.

Bugüne dek yapılan tüm eylemler değerlidir ama sonuç almak için eylemler devam etmeli ve bölgeye yönelik baskı açıkça artmalıdır. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan koordinesindeki çalışmaları da göz ardı edilmemeli ve gösterilen çabanın hakkı verilmelidir. Biz barışı, yorularak kazandırmalıyız. Gazzeli Filistinliler ölüm kısmını zaten bihakkın yerine getiriyorlar. Vesselam…

QOSHE - Parazit devlet İsrail’i barışa zorlamak - Ömer Evsen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Parazit devlet İsrail’i barışa zorlamak

16 15
06.11.2023

İsraillin Gazze’ye saldırısının birinci ayı geride kaldı. Dünyayı yönettiğini iddia eden bazı ülke liderleri (saldırının ortakları) hariç herkes bu saldırıların jenoside olduğunu kabul ediyor artık. Çocuklar, kadınlar öldürülüyor. Sayı 10 binin üzerine çıktı. İçinde olduğumuz jenerasyon böylesi bir katliamı en son Bosna’da görmüştü. Arada fark yok. Hatta İsrail devleti katliam ifadesine level atlattı.

Sırtını ABD, AB, BM gibi sözde adalet dağıtıcısı, özde dünya silah ve ölüm taciri devletlere dayamış parazit devlet İsrail, Orta Doğu ve dünya barışının altına kibrit suyu dökerek ayakta kalmaya devam etmeye çalışıyor. Dünyanın sözde kudretli devletleri Orta Doğu’da silah yığmaya devam ediyorlar. Bu kadar silahın yığıldığı bir coğrafyada savaşların bitmesi imkânsız. Şunu da açıkça bilmek lazım: Orta Doğu’da modern döneme dair tartışmaların en önemli konularından biri, orduların siyasetle ilişkileridir. Orta Doğu’yu silah yönetir. Orta Doğu’da gerginlik ve çatışma; petrol ve doğal gaz müşterisi ve tüketicisi devletlerin karşılık olarak sunabilecekleri yegâne şey silahtır. Silahın satılmasının........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play