İsrail’in soykırımı karşısında insanlığın vicdanı sızladı ancak dünyaya hükmeden taş yürekliler katliama devam ediyorlar. Acı o kadar büyük ki merhametli ve vicdanlı bir insanın bu yükü kaldırması mümkün değil. Benim de birçoğunuzun olduğu gibi sinirlerim bozuk, duygularım tarumar olmuş durumda… Yazdıklarımın da bir anlamı var mı gerçekten bilmiyorum… Büyük bir eksiklik hissediyorum. Edward Said gibi ‘intifada’da taş atıp hayatımın en anlamlı anını yaşayamadım. Rashel Aliene Corrie gibi tankların önüne atılıp hayatımı feda edemedim. Gülden Sönmez gibi çocuk katili Amerikan dışişleri bakanını protesto edip tutuklanamadım. Ahed Tamimi gibi yumruklarımı sıkıp siyonistlere saldıramadım.

Yukarıda saydıklarım, Filistin’de yaşanan drama isyan eden kahraman kadınlardan sadece üçü. Bugünlerde Filistin’de kadın olmak, anne olmak ne kadar zor… Kendi canını koruyamazken çocukların için çırpınmak ve feryat etmek vahşi canavarlar için bir şey ifade etmiyor. Bir aydan fazla zaman geçti; artık durum istatistiki verilere dönüşecek diye korkuyorum. Zulme alışmak ve sessiz kalmak beni ürkütüyor. Daha çok ses çıkarmalıyız, daha fazla çaba harcamalıyız. Elbette boykot listelerini de kararlı bir şekilde gereğini yaparak takip etmeliyiz.

Filistin davasında kahramanlaşan bu üç sembol kadının hikâyelerinden kısaca söz etmek istiyorum. Önce kaderini elleriyle çizen kahraman Amerikalı kızın, kısa ama ibret dolu hayat hikâyesinden başlayalım.

Rashel, 10 Nisan 1979 yılında Olympia Washington’da doğmuş bir Amerikalı. Olympia-Refah kardeş şehir projesi kapsamında Gazze’ye gitti. Gazze’de İsrail askerlerinin, evlerini yıkmaya çalıştığı Filistinlilere destek verdi. Yıkım sırasında zırhlı bir buldozeri durdurmak için aracın önüne geçti ancak buldozerin ezmesi sonucunda hayatını kaybetti. Rashel Aliene Corrie öldürüldüğü 16 Mart 2003 yılında henüz 23 yaşında hayatının baharında bir genç kız idi. Bu kadar kısa ömre ne kadar çok şey sığdırmış oldu Rashel. Filistin’den annesine yazdığı bir mektupta oradaki yıkımı ve zulmü şöyle anlatıyordu:

"Dünyada böyle bir zulmün kıyamet koparmadan gerçekleştirilebileceğine inanamıyorum.
Dünyanın böyle korkunç bir hâle gelmesine göz yumuşumuza tanıklık etmek canımı yakıyor, geçmişte de yaktığı gibi.”

Bu dünyadan bir Rashel geldi geçti, yüreğimizi deldi geçti. Şimdi Rashel’in hayatını feda ederek bize göstermiş olduğu hakiki inanca daha çok ihtiyaç var.

İkinci kahramanımız Ahed Temimi, 31 Ocak 2001’de Nabi Saleh köyünde doğmuş bir Filistinli. 2012 yılında 11 yaşındayken işgalci askerlere yumruk atmaya çalışırken gördük onu. Küçük bedeniyle cesur bir şekilde saldırıyordu siyonist askere… Ahed’i daha sonraki direnişlerde de gördük. O, Filistin davasının cesur sembol kızı oldu. Ahed Temimi’nin Batı Şeria’da tutuklandığı haberini aldık. İsrail’in batışı, Filistin’in kurtuluşu Ahedlerin elinden olacaktır.

Üçüncü kahramanımız, yüreği dünya mazlumları ve Filistin için çarpan Av. Gülden Sönmez. Gülden Hanım ömrünü mazlumlara adamış gözü pek, yiğit bir kahramandır. MAZLUMDER, İHH gibi çok sayıda sivil toplum örgütünde öncülük ve liderlik yapmıştır. Mavi Marmara gemisiyle Filistin’e giden az sayıda babayiğitten biridir. Onun, Dışişleri Bakanlığı önünde Amerikan dışişleri bakanını tek başına protesto ettiğini görünce gözlerim yaşardı. “İçeride bebek katili var. 4 bin 500 çocuk ve bebek öldü. Soykırım!!! diye feryat etmesi yüreklerimizi dağladı. Biz yanında olamadık, hakkını helal et Gülden Abla.

İnsanlığı Rashel, Ahed ve Gülden gibi cesur yürekli kahramanların mücadelesi kurtaracaktır.

QOSHE - Filistin için mücadele eden kahraman kadınlar - Dr. İsrafil Kuralay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Filistin için mücadele eden kahraman kadınlar

24 1
09.11.2023

İsrail’in soykırımı karşısında insanlığın vicdanı sızladı ancak dünyaya hükmeden taş yürekliler katliama devam ediyorlar. Acı o kadar büyük ki merhametli ve vicdanlı bir insanın bu yükü kaldırması mümkün değil. Benim de birçoğunuzun olduğu gibi sinirlerim bozuk, duygularım tarumar olmuş durumda… Yazdıklarımın da bir anlamı var mı gerçekten bilmiyorum… Büyük bir eksiklik hissediyorum. Edward Said gibi ‘intifada’da taş atıp hayatımın en anlamlı anını yaşayamadım. Rashel Aliene Corrie gibi tankların önüne atılıp hayatımı feda edemedim. Gülden Sönmez gibi çocuk katili Amerikan dışişleri bakanını protesto edip tutuklanamadım. Ahed Tamimi gibi yumruklarımı sıkıp siyonistlere saldıramadım.

Yukarıda saydıklarım, Filistin’de yaşanan drama isyan eden kahraman kadınlardan sadece üçü. Bugünlerde Filistin’de kadın olmak, anne olmak ne kadar zor… Kendi canını koruyamazken çocukların için çırpınmak ve feryat etmek vahşi canavarlar için bir şey ifade etmiyor. Bir aydan fazla zaman geçti; artık durum istatistiki verilere dönüşecek diye korkuyorum. Zulme alışmak ve sessiz kalmak beni ürkütüyor. Daha çok ses çıkarmalıyız, daha fazla çaba harcamalıyız. Elbette boykot listelerini de kararlı bir şekilde........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play