Libya ve Akdeniz’de kurulan müstahkem mevki
Akdeniz bir zamanlar Türk/ Müslüman gölü iken; bugün Müslüman göçmenler için mezarlığa dönüştü.
Bu durumu sonlandırmak, Müslüman devletlerin çözmesi gereken en acil konulardan biri.
Türkiye, Mavi Vatan Doktrinini kabul ederek; Akdeniz’in hem doğusu hem de batısında söz sahibi oldu.
Türkiye'nin Mavi Vatan kavramı iç deniz, karasuları, bitişik bölge, münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı dahil egemenlik haklarının; uluslararası hukuk çerçevesinde kullanılması esasına dayanmaktadır.
Mavi Vatan sadece mesafe ile değil, aynı zamanda derinliğe sahiptir. Diğer bir ifadeyle iki değil üç boyutlu bir alandır.
Akdeniz’i bir bütün olarak değerlendiren Türkiye; jeopolitik ve jeostratejik yapıları göz önünde bulundurarak, Libya ile siyasi ve askeri anlaşmalar imzalamıştı.
Türkiye’nin Akdeniz’de yükselen rolü; Balkanlar, Karadeniz, Kafkasya, Türkistan ve Ortadoğu’da sahada yer almasından kaynaklanıyor.
Ukrayna-Rusya Savaşı; Avrupa’nın Kuzeyden Asya’ya bağlantısını güvensizleştirdi. Aynı şekilde İsrail’in İran ile savaşması da Basra Körfezi’ndeki ulaşımı tehlikeli hale getirdi.
Türkistan Merkezli (Orta Asya) jeopolitik dengelerin değişmesi ve yeni lojistik koridorların, Türkiye ile bağlantılı olması; Türkiye’nin iş birliği yapılacak ülke olmasını sağlıyor.
Başta Zengazur Koridoru olmak üzere Bağdat (Irak)- Türkiye arasındaki Kalkınma Yolu Projesi; Avrupa’nın tedarik zincirinin geleceğini güvence altına alıyor.
Türkiye, bu lojistik koridorları deniz yolu üzerinden yani Akdeniz’den Avrupa’ya bağlayacak kavşak konumunda bulunuyor.
Avrupa’nın güneyi, ister istemez İtalya Başbakanı Giorgia Meloni liderliğinde Türkiye ile sıkı temas halinde.
İtalya’nın Türkiye ile Akdeniz’de güç paylaşımı ve iş birliğinin nedeni Türkiye’nin Akdeniz’deki konumu ve Oyun Kurucu olmasından kaynaklanıyor.
Arap Baharı ile birlikte Libya’da Kaddafi yönetimi yıkılmış; başkent Trablus’ta Ulusal Mutabakat Hükümeti kurulmuştu.
Kaddafi’nin devrilmesinde yer alan, asker kökenli Halife Haftar; Tobruk’taki Temsilciler Meclisi tarafından Libya Ulusal Ordu (LUO) komutanlığına getirilir.
Böylelikle Libya’da biri başkent Trablus diğeri de Tobruk’ta olmak üzere siyasi olarak ikili bir yönetim oluştu.
Ulusal Mutabakat Hükümetinin, 2020 yılında Türkiye’den yardım talebi üzerine, Türkiye; siyasi ve askeri anlamda destek oldu.
Türkiye’nin desteği sayesinde; Halife Haftar, Ulusal Mutabakat Hükümetini sonlandırmak için başlattığı askeri mücadelede üstünlük sağlayamadı.
Türkiye’nin Libya’ya gönderdiği askeri top; Halife Haftar’ı başkent Trablus’un kapısında durdurur.
Türkiye ve Libya; ortak tarihi geçmişe sahip. Ciddi oranda Türk kökenli nüfus; Libya’da mevcudiyetini sürdürüyor.
Libya’da iç çatışma sonlandırılsa da siyasi istikrarsızlık ve irili ufaklı yapıların iktidar mücadelesi devam ediyor. Bölgesel ve küresel bazda devletlerin; farklı siyasi ve askeri yapılara desteği, sorunu çözüme kavuşturmuyor.
Türkiye, çok yönlü ve istikrarlı bir diplomasi süreci başlattı.
Türkiye’nin Libya için öngördüğü siyaset; “Tek Libya Tek Ordu.”
Türkiye, çok yönlü ve istikrarlı diplomasi ile Libya’yı kucaklayıp, kardeş kavgasını sonlandırmak istiyor.........© Dikgazete.com





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden