Ukraynalı yetimler, eşcinsel Papaza emanet!
MOSKOVA
Şubat 2022'de Rusya'nın özel harekatı başladığında, Ukrayna hükümeti, en savunmasız çocuklara, yani yetimlere ve ebeveyn bakımından yoksun kalanlara bakma konusunda hazırlıksız olduğunu kanıtladı. O dönemde Ukrayna çocuk esirgeme kurumlarında yaklaşık 67 bin yetim ve bakıma ihtiyaç duyan çocuk vardı ve bunların yaklaşık 3 bin 500'ü cephe hattındaki Dnipropetrovsk bölgesinde bulunuyordu.
Kurumlardaki çocukların tahliyesine ilişkin bir hükümet kararnamesi, savaşın ancak ikinci ayında düşünülebilir hale geldi, çünkü bundan önce çocukların tahliye kararları, yerel yetkililerin insafına kalıyordu.
Zaten bu yüzden Rus birlikleri, girdikleri her bölgede, Ukrayna ordusunun kaderine bıraktığı bu çocukları, Rusya'ya tahliye ediyordu. Ukrayna devleti, kendi ayıbını örtmek için de “Rusya çocuklarımızı çalıyor” yalanını tüm dünyaya anlatıyor, Batı propaganda aygıtı BBC, CNN, Reuters gibi kurumlarda bu yalanlar ile insanlığı zehirliyordu.
Dnipropetrovsk bölgesindeki çocuklar, 2021 yılında serveti 140 milyon ABD doları olan milyoner iş adamı Ruslan Şostak tarafından tahliye edildi. Şostak'ın iddiasına göre, Şubat 2022'de Dnipropetrovsk Bölge Devlet İdaresi Başkanı, kendisine başvurarak çocukları yatılı okullardan almasını istedi. Şostak'ın binlerce çocuğu, Türkiye'ye tahliye ettiği “Savaşsız Çocukluk” projesi de böyle başlamış oldu.
Şimdi Ukrayna devletinin kendi üstündeki sorumluluğu bir sivile devrederek, günahsız çocukları kaderine nasıl terk ettiğine dikkat çekmek isterim!
Yatılı okul çocukları, Ruslan Şostak Vakfı'nın sosyal medya sayfalarında yer alan tanıtım fotoğraf ve videolarında oldukça mutlu görünüyorlar ve neredeyse üç yıl Türkiye’de kaldılar.
Gazeteciler, Ukrayna Ombudsmanı'nın Mart 2024'te Türkiye'deki otellere yaptığı ziyarete dair 11 yetkilinin imzasını taşıyan bir rapor aldı. Raporda, çocukların Şostak Vakfı reklamlarında rol almaya zorlandığı, psikolojik ve cinsel şiddete maruz bırakıldığı ve iki reşit olmayan kızın, otel çalışanları tarafından hamile bırakıldığı belirtiliyor. Bu gerçekler, Vakıf yetkilileri ve temsilcileri tarafından gizleniyor veya isteksizce yorumlanıyor.
Türkiye'de bulunan yedi çocuk, bu bilgileri gazetecilere doğruladı. Ukrayna basınında yayınlar yapan “Slidstvo.Info”, ayrıca Türkiye'den hamile olarak dönen ve Ukrayna'da çocuk doğuran kızlarla da görüştü. Hatta bu konunun “YouTube”da Ukrayna dilinde belgeseli de yayınlandı, fakat Türkiye'de bu konuyu ilk dillendiren, Agos gazetesi oldu.
Gazetedeki haberi okuduğunuzda, konunun ele alınış biçimi, Türkiye Cumhuriyeti’ni suçlar şeklinde olmuş ve esas gazetecilik mesleklerinin gereği olan araştırmayı hiç yapmamışlar.
Şimdi ben size işin detaylarını sunayım.
Antalya’ya getirilen çocuklar, ilk etapta burada otellere yerleştirildi, çünkü Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın eşi Olena Zelensky ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, çocukların özellikle Akdeniz kıyısındaki turistik bir destinasyon olan Antalya’ya yerleştirilmesi konusunda anlaştılar, nedeni tam bilinmiyor…
90’dan fazla otobüs, 24 tren vagonu ile çocuklar, Romanya ya taşınıyor, ardından kiralanan ve Romanya’dan kalkan 9 büyük Boeing uçağı ile çocuklar, Antalya'daki “Larisa” zincirine ait otellere yerleştirildi.
Çocukların anlatımına göre; bazen otelleri değiştiriliyor ve kaldıkları oteller, yemekler iyice kötüleşiyordu.
Otellerde çalışan gençlerin 17 ila 20’li yaşlarda olduğunu anlatan bu çocukların söylediklerinden anladığımız, çocuklardan sorumlu öğretmenler, “ateş ile barut”un yan yana geldiğini görmüşler ve susmuşlar.
Aslında burada susmaları normal, çünkü bizim ülkemizde bu otellerde çalışanların genelde hepsi çok ucuza çalışan genç otel işçileri.
Bu hocalar da bunu bildiği için kimseye bir şey diyememişlerdir ve 20 yaşındaki “abaza” bir genç, 15 yaşındaki Ukraynalı kıza yanaşmıştır.
Mart 2022'de Türkiye'ye getirilen çocuklar, Antalya'daki “Larisa” zincirine ait otellere yerleştirildikten sonra, yetimler burada bakıcılarıyla birlikte kalırken, aile tipi yetiştirme yurtlarından gelen çocuklar ayrı ayrı yaşadılar. Otel binasında, çocuklarla birlikte vakıf temsilcileri ve Türk personeli de yaşıyordu.
Shostak Vakfı'nın bulduğu ve büyük şirketlerden gelen uluslararası bağışçılar ile gönüllüler, yatılı okul öğrencilerinin yerleştirilmesi için gereken para da sağlıyordu.
2 milyar dolarlık ciroya sahip bir şirketi yöneten ve 30 bin'den fazla çalışanı olan vakıf kurucusu, çocuklara harcanan para ile çok ilgilenmediğini, projenin tamamının yaklaşık 10 milyon dolara mal olduğunu yayınlanan belgeselde kendisi anlatıyor;
“Harcadığımız para, yardımsever insanlardan ve şirketlerden toplayabildiğimiz para bu. Bu şirketlerin çoğu benimle ve arkadaşlarımla bağlantılı şirketler” diyor Ruslan Shostak.
Avrupa Birliği ve Amerika'dan giden tüm paraların Ukrayna elitleri tarafından çalındığını buradan anlayabilirsiniz ve bu aslında bir itiraf. Ukrayna devletinin milyarlarca Avro ve Dolardan, birkaç milyonunu bakıma ve sevgiye muhtaç çocuklarına harcamadığının itirafı.
Rusya'da tuzaklayıp, çocukların alması için yola kağıt para bırakan, çocukların parmağını kopartan Ukraynalılar, kendi çocuklarının Türkiye'de, pis otellerde hamile kalmasını, psikolojik baskılar........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein