menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

O karanlık uçurum

18 0
10.03.2024

H. AYHAN TİNİN

İki gün önce Dünya Kadınlar Günü’ydü.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği bütün coğrafyalarda etkisini sürdürmesine karşın bazılarında daha da eşitsiz… Neredeyse bir ‘kadın korkusu’ndan söz etmek bile olası…

Her korku nesnesi, korkanı biraz daha saldırgan yapar. Fiziksel ya da duygusal…

Sanatın kaleydoskopu, kadınla erkek arasındaki bu son bulmayan çekişmenin maskesini indirmek için hayatımızı biraz kolaylaştırır mı dersiniz?

Lilith efsanesinden tutun da Ortaçağın cadı avcılığına, oradan sosyal yaşamda olduğu kadar iş yaşamında da eşitsizliğin cam tavanına kadar, erkeğin kadından bu kadar korku duymasının altında hangi yüzleşilemeyen kaygılar yatıyor?

Erkeğin güç ve iktidarla ilgili bütün varsayımlarının, bir kadının karşısında çoğu kez kristal kadeh gibi tuzla buz olması, bunun açıklaması olabilir mi?

Sosyologlar ya da psikologların söylediklerinin yanı sıra, sanatın sokaklarında gezmek, çoban ateşlerini yakmaya vesile olabilir.

Heinrich Mann 1905’te edebiyat dünyasının en unutulmaz romanlarından birini kaleme aldı, ‘Mavi Melek’. Profesör Raat bir lise öğretmenidir. Öğrencilerine otoriter bir tavırla durmadan ahlak vaazları verir. Hele konu kadınlarsa… Sonunda bar şarkıcısı Rosa’ya engel olunamaz bir tutkuyla bağlanır, vaaz ettiği şeylerin tam aksini yaşar.

İnsanın uç noktaya gittiği her alanın, aynı zamanda diğer uca da en yakın durduğu yer olduğu söylenir.

Roman 1930’da Hollywood tarafından filme çekildi. Başrolde dönemin efsane kadın oyuncusu Marlene Dietrich vardı. Film dünya ölçeğinde ses getirirken roman da yeniden raflarda yerini aldı.

1960’larda Yeşilçam ‘Babamız Evleniyor, Ajda Pekkan ve Vahi Öz’ün oynadığı bir kopyasını........

© Diken


Get it on Google Play