Hadi… I Seyredilen Hayatlar, Yaşanmayan Duygular Üzerine Bir Öykü
Tak tak tak. Evin tavanından duyulan sesler üst kattaki Mualla’nın daveti anlamına geliyordu. “Dizimiz başlıyor, çayı hazırladım, gel” diyordu komşusu. En sevdiği saatlerdi üst kata çıkıp diğer komşularıyla beraber dizi seyrettiği saatler. Yıllardır her gün yemek yapmaktan sıkılmıştı ama o gün de kocasının sofrasını hazırlamış, çayını demlemişti Mualla’dan ses gelene kadar. Kendisine kalsa geçiştirirdi yemek olayını. Bedeni yorgundu. Ara sırada olsa yemek yapmasa ne güzel olurdu. Geçiştirmek şöyle dursun, çorbası, pilavı, salatası ve tatlısıyla dört başı mağrur bir sofra hazırlayamadığı zamanlar huysuzlanırdı kocası. Yine de fazla dert etmiyordu bunu kendine. Alışmıştı bir yerde. Alışmamıştı da kaderine razı oluyordu işte. Başka türlüsü olmazdı. Üst komşusuna çıkmak için hareketlendiğini fark eden kocası,
“-Nereye bu saatte?” diye sordu.
Diğerlerinden farkı olmayan üç beş cümleyle sınırlı konuşmalarından biri daha başlayacaktı şimdi.
“-Mualla çağırdı, dizi seyredeceğiz komşularla”
“-Bu kadın da çok oldu artık her gün her gün.”
“-Haftada iki dizimiz var bey, bilmezmiş gibi söylüyorsun.”
“-Oyalanma orada. İlaç saatimi kaçırma sakın.”
“-Bak televizyonun önünde ilaçların, suyunu da koydum. Saati gelince alırsın.”
“-Bu kadın da bu yaştan sonra tövbe tövbe…”
Kocasının cümlesinin bitmesini beklemeden kapıya doğru yöneldi. Allah’tan fazla söylenmemişti bu akşam adam. Yaşlandıkça gücü kalmıyordu belki de kavgaya. Keşke kavgaya gücü kalmadığı gibi yatakta da gücü kalmasaydı. Sabah erken başlayan ev mesaisi yatana kadar bitmiyordu. Hiç değilse yatakta mesaisi bitseydi. O da bitmiyordu bir türlü. Dış kapıyı açtı. Terlikleri kapının önündeydi, giydi, kapıyı arkadan çekti ve ağır aksak adımlarla çıktı apartmanın merdivenlerinden.
Üst kata çıktığında kapının önünde duran terlikleri gördü. Diğer komşuları gelmişti demek ki. Her zaman olduğu gibi en sona o kalmıştı. Belinin ağrısını, her gün ev işi yapmaktan yıpranmış parmaklarının nasırını, kocasının dırdırını hatta çocuklarını ve torunlarını bile unutup her şeyi geride bırakarak neşeyle girdi kapıdan. Mualla, tabaklara bisküvi çıkarmış, mısır patlatmış, çay bardaklarını hazırlamıştı. Neşe içinde hoş beş muhabbet derken dizi başladı.
Genç bir oğlan vardı dizide. Boşanmış........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Beth Kuhel