Yusuf Tekin’in, tam da Tayyip Erdoğan’ın özlediği bir milli eğitim bakanı olduğu ve olacağı, Cumhuriyet gazetesinde dün yayımlanan bir fotoğraf ve haberle kesin olarak ortaya çıktı:

Sefa Uyar imzalı haberde, İsmailağa cemaatine bağlı İhya Vakfı’nın yöneticisi sıfatını da taşıyan cemaatin lideri ve ileri gelenlerinin “çalışmaları hakkında bakana bilgi verdikleri” ifade ediliyordu.

Dini bir cemaat hangi tür “çalışmaları” hakkında, laik olduğu artık sadece anayasada yazılı olan Cumhuriyetimizin milli eğitim bakanına bilgi verme ihtiyacını duyar?

Aklıma merhum Necmettin Erbakan’ın, başbakan iken tarikat liderlerine başbakanlık konutunda verdiği iftar ve ona gösterilen tepkiler geliyor. Oysa şimdi tarikat liderleri Milli Eğitim Bakanlığı’na bilgi sunup tavsiyelerde bulunuyor, kimseden ses çıkmıyor.

Boşuna sorduğumu biliyorum bu soruyu!

Çünkü Tayyip Erdoğan, eğitim kuruluşlarımızı daha önce laiklik karşıtı faaliyetleri yüzünden Milli Eğitim Bakanlığı’ndan uzaklaştırılan Yusuf Tekin’e, Ali Erbaş’la aynı kafada birine, teslim ederken tam da bunu istiyordu.

Nitekim Yusuf Tekin’in başında olduğu bakanlık, dini cemaat ve onlara bağlı vakıflarla yaptığı protokollerle uygulamaya başladığı ÇEDES (çevreme duyarlıyım, değerlerime sahip çıkıyorum) projesiyle Diyanet İşleri’ne bağlı imamları, vaizleri okullarda derslere sokmaya başladı. Tabii, “öğretmenlik formasyonu” olmayan kişilerin derslere giremeyeceğine ilişkin “eğitim ilkesi” ayaklar altına alındı.

Geçenlerde gazetelerde okuduk: Tekirdağ Şarköy’de bir okulun öğrencileri, “ders olarak” Gazi Süleyman Paşa Camisi’nde; Gercüş’te bir imam hatip okulu öğrencileri, bir camide temizlik yaptılar. Zonguldak’taki Gazi Osman Paşa İlkokulu, Eskişehir’deki İnönü İmam Hatip Ortaokulu, Mardin’de Cumhuriyet Ortaokulu dahil yedi okulda aynı tür etkinliklere gidildi.

ÇEDES’le okullar, imam ve vaizlere açılınca iş bitti sanmayın. Yusuf Tekin şimdi, Ali Erbaş’ın Meclis’ten yasa geçirterek açtırdığı Diyanet Akademisi gibi, “öğretmen akademisi” açtırmak peşinde.

Yetmedi. Ortaokul öğrencilerinin kaldığı pansiyonlarda, imam, vaiz gibi din adamlarının öğrencilerle “sohbet” yaptıkları veya yaptırıldıkları yaygın şekilde yazılıyor ve söyleniyor.

Bu arada Türkiye’de halen yasadışı eğitim veren 600 medrese olduğu ifade ediliyor.

Hoş yakında medreseye de ihtiyaç kalmayacak. Çünkü Yusuf Tekin, okullardaki eğitimin temelini oluşturan “müfredatı” değiştirme yolunda adımlar attı. “Eğitimdeki gereksiz bilgileri ayıklayıp sadeleştirme” külahıyla sunulan yeni müfredatın “fıtrat”, “şahsiyet” ve “vatan sevgisi” gibi kavramlar etrafında şekillenerek dini içerikli hale getirileceği bildiriliyor. Bu yeni müfredat, önce henüz okula başlamamış çocuklarla, ilkokul ve ortaokullarla liselerin ilk sınıflarında uygulanmaya başlanacak. Tüm sınıflara da ondan sonra yaygınlaştırılacak.

Tüm bunlar olurken Atatürk’ün eğitime verdiği olağanüstü önemi bilen ve vurgulayan CHP’nin “eğitim uzmanı” bir genel başkan yardımcısı/gölge kabine üyesi olmadan bu konuları nasıl savunacağını benim gibi siz de merak etmez misiniz? Gerçi Prof. Dr. Lale Karabıyık bu işe bakıyor ama o da finans profesörü.

QOSHE - Dört nala gidiyoruz... - Oktay Ekşi
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dört nala gidiyoruz...

67 30
18.11.2023

Yusuf Tekin’in, tam da Tayyip Erdoğan’ın özlediği bir milli eğitim bakanı olduğu ve olacağı, Cumhuriyet gazetesinde dün yayımlanan bir fotoğraf ve haberle kesin olarak ortaya çıktı:

Sefa Uyar imzalı haberde, İsmailağa cemaatine bağlı İhya Vakfı’nın yöneticisi sıfatını da taşıyan cemaatin lideri ve ileri gelenlerinin “çalışmaları hakkında bakana bilgi verdikleri” ifade ediliyordu.

Dini bir cemaat hangi tür “çalışmaları” hakkında, laik olduğu artık sadece anayasada yazılı olan Cumhuriyetimizin milli eğitim bakanına bilgi verme ihtiyacını duyar?

Aklıma merhum Necmettin Erbakan’ın, başbakan iken tarikat liderlerine başbakanlık konutunda verdiği iftar ve ona gösterilen tepkiler geliyor. Oysa şimdi tarikat liderleri Milli Eğitim Bakanlığı’na bilgi sunup tavsiyelerde bulunuyor, kimseden ses çıkmıyor.

Boşuna sorduğumu biliyorum bu soruyu!

Çünkü Tayyip Erdoğan, eğitim kuruluşlarımızı daha önce laiklik karşıtı faaliyetleri yüzünden Milli Eğitim Bakanlığı’ndan uzaklaştırılan Yusuf Tekin’e, Ali Erbaş’la aynı kafada birine,........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play