Zaman zaman farklı şehirlere gidiyorum ve o şehirlerde en çok dikkat ettiğim ayrıntılar trafiği, ulaşımı, görüntü çirkinliği, çarpk yapılaşma gibi faktörlerin hangi aşamada olduğu.

Tüm bu olumsuzluklarını en aza indirgemiş şehirler bana göre yaşam kalitesini yukarıya taşıyan şehirlerdir.

İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerin kronikleşmiş sorunlarında yukarıda saydığım olumsuzlukları görmek mümkün. Oysa güzel örnekler de var. Örneğin; Eskişehir gibi…

Gelelim Antalya’daki bir türlü önlenemeyen görüntü kirliliği konusuna…

Trafik ve ulaşım sorunu zaten Antalya’da mevcut. Görüntü kirliliği konusu var ki her geçen gün çok farklı boyutlara taşınıyor.

Şehir merkezinde yoğunluklu olarak görülen tabela kirliliği, kaldırım işgalleri, otopark sorunu çıkmazının yanı sıra Antalya’nın adeta her köşesinin billboard ve megalightlerle görüntü kirliliğine dönüştüğü bilinen bir gerçek!.

Çarpık yapılaşmanın tüm faktörlerinin gözlemlendiği Antalya’da bir de bilboard ve megalightlerle görüntü kirliliğine boğulması dikkatlerden kaçmıyor.

Görüntü kirliliğini, gürültü kirliliği takip ediyor.

Özellikle Şarampol bölgesi başta olmak üzere, 100. Yıl, Güllük, Kazım Özalp Caddesi, Meydan ve Burhanettin Onat Caddesi kelimenin tam anlamıyla kaldırım işgalleri ve görüntü kirliliği kıskacı altında.

Antalya’yı her anlamda bir Dünya şehri olarak değerlendirmek için tüm sorunlarını aşmış bir şehir profilinden söz edebilmeliyiz.

Kaldırım işgalleri, otopark sorunu başta olmak üzere bir çok olumsuzluğu zaman zaman köşeme taşıyorum.

Doğal doku ile barışık projeleri daha çok kent sinerjisine taşımalıyız.

Özellikle şehir merkezindeki otopark izdihamına bir formül bulunmalı.

Bilboard şehri haline gelen Antalya’da her direğin, köşe başının reklam panolarıyla donatılması da görsel kirlilik oluşturuyor.

Yerel seçimlerin yaklaştığı bugünlerde görüntü kirliliği daha da yoğunlaştı.

Görüntü kirliliği olgusu çok geniş kapsamlı bir sorun…

Her cadde ve sokakta görmeye alıştığımız billboardlardan tutun da, kaldırım işgallerine kadar çok geniş bir yelpazede görüntü kirliliğini düşünebiliriz.

Özellikle her adım başı billboardların boy gösterdiği, direklerin, duvarların reklam panoları ve yırtılmış afişlerle donatılmış (!) Antalya bu görüntüleri hiç hak etmiyor.

Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere bu kentin yönetiminde söz sahibi olan tüm kurum ve kuruluşlar böylesi sorunların çözümü için artık kararlı adımlar atmalı.

Kent estetiği kavramının sözde kaldığı günümüzde bu sorunu çözmek adına somut adımlar atmak için daha ne bekleniyor?

QOSHE - Kent estetiği lafta mı kaldı? - Ömer Yetgin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kent estetiği lafta mı kaldı?

2 0
31.01.2024

Zaman zaman farklı şehirlere gidiyorum ve o şehirlerde en çok dikkat ettiğim ayrıntılar trafiği, ulaşımı, görüntü çirkinliği, çarpk yapılaşma gibi faktörlerin hangi aşamada olduğu.

Tüm bu olumsuzluklarını en aza indirgemiş şehirler bana göre yaşam kalitesini yukarıya taşıyan şehirlerdir.

İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerin kronikleşmiş sorunlarında yukarıda saydığım olumsuzlukları görmek mümkün. Oysa güzel örnekler de var. Örneğin; Eskişehir gibi…

Gelelim Antalya’daki bir türlü önlenemeyen görüntü kirliliği konusuna…

Trafik ve ulaşım sorunu zaten Antalya’da mevcut. Görüntü kirliliği konusu var ki her geçen gün çok farklı boyutlara taşınıyor.

Şehir merkezinde yoğunluklu olarak görülen tabela kirliliği, kaldırım işgalleri, otopark sorunu çıkmazının yanı sıra Antalya’nın adeta her köşesinin billboard ve megalightlerle görüntü........

© Antalya Son Haber


Get it on Google Play