Sevgili okurlarım, bu konuya daha önce de değinmiştim. “İnternette kadın avcıları kol geziyor” diye.
İnternetin faydası olduğu kadar zararları da var.
Bu zararları en çok ta kadınlar görüyor.
Bu konuda, birçok kadın okuyucumdan aldığım mesajlar oldukça üzücü ve düşündürücü.
Düşünün bir kere; ismini, cismini, huyunu, suyunu bilmediğiniz bir insanla tanışıyorsunuz.
“Sizden hoşlandım ve sevdim, arkadaş olalım” diyor. Siz de buna inanıyorsunuz.
Kim bilir Net'te tanıştığı kaç insana bunu söylemiştir. Sevgi ve arkadaşlık denilen şey, bu kadar ucuz olmamalı.
Arkadaşlık ve dostlukların yüz yüze yapılması daha mantıklı geliyor bana. Çünkü arkadaşlık kelimesi “msn” aracılığıyla basit bir kavram haline geliyor.
Ne insanlar var “msn” de, ahkâm keserek konuşan, buluştuğunda sus pus ezik olan söylediklerini savunamayan bir sürü yalancı insan güruhu. Böyle arkadaşlık olmaz.
Hayatın içinde ne kadar çok olayı yaşayıp hazmedebiliyor insanoğlu. Bazen haksızlığa uğradığımızı düşünürüz, bazen de biz haksızlık yaparız. Aslında kader, anlımıza ne yazıldıysa, sadece onu yaşar ve görürüz. Duygular insanı hayat akışında yönlendirenlerdir.
Hissetmek, çoğu zaman göz ardı ettiğimiz gerçek. O anda algılayabilsek, belki de daha az acı kalır hayatımızda.
Yaptıklarımız ve yapamadıklarımız, hayatımızın toplamıdır.
Yaşamda sevgili beklentisi olup ta belli sebeplerden dolayı karşılayamamış, ileriye yönelik planları ve beklentisi olup ta fırsatı olmamış, sadece karşı cinsin bedeninden ya da parasından faydalanmak isteyen insanlarla dolu bu ortam.
Tabi ki çok nadir olarak bunun istisnaları da vardır. Ama özünde menfaat yatar, gecenin geç saatinde girin arkadaş sitelerine, belki de 100 binlerce insan o saatte msn dedir.
İnsanların suratına bakmadan, konuşmadan onların yalancı mı yoksa dürüstlük abidesi mi olduğunu anlayamazsınız.
Yazılarda yalan söylemek dünyanın en kolay işi olsa gerek. Çünkü insanlar genelde sanalda oldukları gibi yazışmaz. Çoğunluk olmak istediği gibi yazışır, çelişki de burada zaten.
Dürüstlük yok denecek kadar az, insanları tanımadan ve yüz yüze gelmeden sanalda güvenilir bir arkadaşlık olacağına şahsen ben inanmıyorum.
Tanımadığınız ve ne oldukları belirsiz bu insanlarla özelinizi nasıl paylaşmak istersiniz, bunu anlamak mümkün değil.
Türkiye’de azımsanmayacak bir kesim mutlu değil. Bu Türkiye'nin acı gerçeği.
Mutlu olmayan kesim, mutlu olamayışının arayışını, perde arkasında yani nette arıyor.
Burası çok elverişli zemin, nasıl olsa görülmüyor, gerçek kimlik de belli değil, kadın olsun erkek olsun doyumsuzluktan hep arayış içinde.
Bu doyumsuzluk ön planda cinsellik olarak görülse de değil. Çoğu zaman insanların duygularının tatminsizliğinden ileri geliyor.
Hal böyle olunca, işte görünmeyen yüzüyle net devreye giriyor ve burada rahat yazışabiliyor kadın erkek. Net’e fikir tartışmak amacıyla girmiş kadınla, fazla yazışan olmaz.
Çoğunluğu tatminkâr olmayan erkeklerdir, hep cinsellik yönünden tuzağa düşürecekleri kadını ararlar.
İnternetteki bu kadın avcıları, ileride şantaj yapabilmek için, bilhassa evli kadınları tercih ediyorlar ve “Kandıracakları kadını ileride yem olarak kullanabilmek beklentisiyle” giriyorlar internete.
İnternette Kadın Avcılarının tuzağına düşmeyelim.

QOSHE - Kadın avcıları - M. Arif Demirer
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kadın avcıları

7 0
23.12.2023

Sevgili okurlarım, bu konuya daha önce de değinmiştim. “İnternette kadın avcıları kol geziyor” diye.
İnternetin faydası olduğu kadar zararları da var.
Bu zararları en çok ta kadınlar görüyor.
Bu konuda, birçok kadın okuyucumdan aldığım mesajlar oldukça üzücü ve düşündürücü.
Düşünün bir kere; ismini, cismini, huyunu, suyunu bilmediğiniz bir insanla tanışıyorsunuz.
“Sizden hoşlandım ve sevdim, arkadaş olalım” diyor. Siz de buna inanıyorsunuz.
Kim bilir Net'te tanıştığı kaç insana bunu söylemiştir. Sevgi ve arkadaşlık denilen şey, bu kadar ucuz olmamalı.
Arkadaşlık ve dostlukların yüz yüze yapılması daha mantıklı geliyor bana. Çünkü arkadaşlık kelimesi “msn” aracılığıyla basit bir kavram haline geliyor.
Ne insanlar var “msn” de, ahkâm keserek konuşan, buluştuğunda sus pus ezik olan söylediklerini savunamayan bir sürü yalancı insan güruhu. Böyle arkadaşlık olmaz.
Hayatın içinde ne kadar çok olayı yaşayıp hazmedebiliyor insanoğlu. Bazen haksızlığa uğradığımızı düşünürüz, bazen de biz haksızlık yaparız. Aslında kader, anlımıza ne........

© Anayurt


Get it on Google Play