Aniden BAHAR geldi
Aniden BAHAR geldi ama bu bambaşka bir bahar. Ekranlardan evimize bir giriş yaptı ki Salı akşamını iple çeker oldum.
Ağlak, kavgalı gürültülü, mafya konulu, şiddet içeren, aldatma manyağı aileleri anlatan dizilerden öylesine gına gelmişti ki BAHAR gönlümün penceresinden içeri atlayıverdi. Herkes birbirine ‘’İzlediniz mi Bahar’ı?’’ diye sormaya ve diziyi övmeye başlayınca reytingi açık ara tavan yapıverdi.
BAHAR bir trajedi… Dram ve komedi kol kola girmiş dans ediyor. Toplumsal kodlarımız, geleneksel yetiştirilme şeklimiz, ataerkil aile düzenimiz; aile içinde kendimiz dışında kul köle olup herkesi memnun etme mecburiyetimizin bizi bizden aldığı zamanlara mahkum yaşadık.
Virginia Woolf ‘’Kendine Ait Bir Oda (1929) ‘’ve Duygu Asena (1988)‘’Kadının Adı Yok’’ kitaplarıyla, yaşadıkları üzerinden olaylar ve gözlemleriyle kızları, kadınları uyandırana kadar, bizlere dayatılana teslim olduk. İşte BAHAR aile içinde -sen bilmezsin-sen anlamazsın-senin aklın yetmez- bu erkek işi- yapamazsın- edemezsin-sana göre değil- kadının yeri evidir- cümle ve tamlamalarıyla ezilmiş, hala da ezilmeye devam eden bir kadının başkaldırı hikayesi.
BAHAR kadını sevdim. Çünkü, öncelikle yaşamında ve duygularında kendimden parçalar buldum. Ayrıca müthiş bir senaryo- Kore uygulaması olduğu söyleniyor ya kaç senaryo özgün ki?- müthiş oyuncular, muhteşem rol yeteneğiyle BAHAR=Demet Evgar; gittikçe oyunculuk tadına tad katan sevgili doktorumuz Buğra Gülsoy; kaprisli, kavgacı, yüksek egolu, sinsi anne Hatice Aslan; iki eşi idare etmeye çalışan rolüyle........
© Anayurt
visit website