menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ABD'nin yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgesi: Trump'ın aynası

11 0
12.12.2025

ABD'li düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi'nde stratejik analist Rich Outzen, Trump yönetiminin ikinci dönemine dair yayımlanan yeni ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi’nin içeriğini ve önceliklerini AA Analiz için kaleme aldı.

***

Trump yönetimi geçen hafta, ikinci dönemine ilişkin yeni Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi'ni (NSS) yayımladı [1]. Belgenin dili, önceki NSS’lerden belirgin biçimde farklı. İlk üç sayfada bugünün icraatlarını abartıp seleflerini küçümseyen ölçüde kendini öven bir ton hakim, bu yüzden rahatlıkla eleştirilebilir. Yine de metin, bu böbürlenme turundan sonra gerçekten üzerinde durulmayı hak eden bazı güçlü noktalara değiniyor.

Metnin yazarları, Soğuk Savaş'ın bitiminden bu yana ABD’nin uyguladığı strateji pratiğine haklı bir gedik açarak işe başlıyor. Bu pratikle yayımlanan belgeler genellikle klişeleri sıralayan ama öncelik belirlemekten kaçınan, adına "strateji belgesi" denilen metinler yayımlama alışkanlığıyla yazılıyordu. Bu tür metinler, giderek daha rekabetçi bir dünyada gerçek ABD çıkarlarını korumaya dönük ciddi bir yaklaşım olmaktan çok hayali bir dilek listesi gibi okunuyor. Bu belge ise sağ ya da sol ideolojik kalıplara girmek yerine stratejinin temel sorularına geri dönüyor: Temel çıkarları tespit etmek, eldeki kaynakları görmek ve bu kaynakların bu çıkarları karşılamak için genel olarak nasıl kullanılacağını ortaya koymak. Bu kısa ve öz yaklaşım, belgenin seleflerine kıyasla takip edilmesini ve ciddiye alınmasını çok daha kolay hale getiriyor.

Belgede yer alan "Amerika Birleşik Devletleri ne istemeli?" başlıklı bölüm, Amerikan muhafazakar dış politikasının alışıldık çerçevesini çiziyor: Hayatta kalma, egemenlik, askeri üstünlük, nükleer caydırıcılık, ekonomik ve sanayi gücü bu vizyonun temel başlıkları olarak öne çıkıyor. Buna ek olarak "değerler" vurgusundan "ruhsal ve kültürel sağlık" söylemine kayılması, sınırlar ve enerji ihracatına yapılan güçlü atıflar gibi daha yeni unsurlar da dikkat çekiyor.

Bölgesel ayrım da oldukça açık: Batı Yarımküre'ye öncelik verilmesi; Orta Doğu'da ne bir hegemonun ne de ticaret engellerinin kabul edilmesi; kendi işini gören, iç sorunlarını çözen bir Avrupa; "özgür ve açık" bir Hint-Pasifik;........

© Anadolu Ajansı Analiz