▪︎ Dua kelimesi, "çağırmak, seslenmek, istemek ve yardım talep etmek" demektir.

İslam literatüründe Allah’ın yüceliği karşısında kulun aczini itiraf etmesini, sevgi ve ta'zim duyguları içinde lütuf ve yardımını dilemesini ifade eder.

Duanın ana hedefi, insanın Allah’a halini arzetmesi ve O’na niyazda bulunması olduğuna göre, dua, kul ile Allah arasında bir diyalog anlamı taşır.

Bir başka söyleyişle dua sınırlı, sonlu ve aciz olan varlığın sınırsız ve sonsuz kudret sahibi ile kurduğu bir köprüdür. Bu nedenle insan, tarihin hiçbir döneminde duadan uzak kalmamıştır.

... Ve

Duada gönüllülük, sessizlik ve acziyet duygusu esastır!

Bağırıp çağırarak, feryad-ü figan ederek dua edilmez!

Ne anlama geldiği bilinmeden kalıplaşmış ve ezberlenmiş dualarla Allah’a yakarmak doğru değildir!

Dua eden, ne istediğini bilmeli ve isterken de Allah’ın huzurunda bulunduğu hissiyatıyla acziyetini ortaya koymalıdır!

Kul, anladığı dil ile yaratıcıya dua etmeli ve bilmelidir ki, dillerimizin ve renklerimizin farklı oluşunu yaratan O'dur!

... Ve

Dua etmek; Allah'a iş buyurmak değil, iş yaparken Allah'tan güç istemektir.

Aklını kullanarak harekete geçmeyenlerin duası kabul görmez.

Sağlam ve sağlıklı iman sahiplerinin duası kabul görür.

Dua etmeden önce duruş ve diriliş göstermek gerekir. Teslim olmuş bir İslam alemi sadece duaya sığınmış ve bugünkü zilleti bu nedenle yaşıyor!

Küffar zülmediyor! Hakkımıza ve şerefimize saldırıyor. Biz müslüman olarak sadece sitem ediyor ve küffarın vicdanına sığınıyoruz.

Artık diyelim ki, Ya Rabb!

Bize firaset nasip eyle! Bize basiret nasip eyle! Bizi bu gaflet uykusundan uyandır! Bizi, aklımızı kullananlardan eyle!

... Ve

Yer yüzünde Müslümanlar aciz, aç, açık, fakir, yoksul, çaresiz ve aklını kullanmaz maalesef! Kafirin tuzağına düşmüş ve himayesine sığınmış insanlık tarihinin en büyük zilletini yaşıyor!

... Ve

Ne yaptık ki, dualarımız kabul olmuyor Allah'ım!?

Lud kavmi gibi eşcinselliğe sessiz mi kaldık!?

Ad Kavmi gibi büyüklük mü tasladık!?

Semud kavmi gibi makam mevki ve mülk sahibi olup, şükür yerine isyan mı ettik!?

Medyen kavmi gibi, ölçüde tartıda hile mi yaptık!?

Ticaret mallarını stok yapıp pahalanınca mı sattık!?

Zalimler, mazlumlara zulmetti de sessiz mi kaldık!?

Yemeye içmeye ve zinaya mı merak saldık!?

Sahi biz ne yaptık Allah'ım!?

Yeryüzünde zulme uğrayan mü'min kullarına imdad eyle!

... Ve

Duamız kabul olmuyor, çünkü: Tam 100 yıldır aynı düzen devam ediyor!

Ülkemizde maalesef:

Kumar serbest mi?

Devlet eliyle Milli (!) Piyango (kumar) oynanıyor mu?

Uyuşturucu satılıyor ve kullanılıyor mu?

Barlar açık mı?

Pavyonlar ruhsatlı mı?

Gazinolar sabahlara kadar açık mı?

Evlilik dışı yaşam serbest ve yaygın mı?

Zina kanunen suç değil mi?

Genelevler açık mı?

Faiz her şeye hakim mi?

Her yerde saatlık kiralık evler yaygın mı?

İnsanımız servet peşinde, şöhret peşinde ve şehvet peşinde koşuyor mu?

Din, ehil olmayan ellerde mi?

Toplum şirk ve münafıklık ile içiçe mi?

Aile; basın, medya, diziler ve sosyal medya esareti altında mı?

Sokaklar, çıplak kadınlarla dolu mu?

İsraf, had safhada mı?

Devlet malına zarar veriliyor mu?

Mesire alanları perişan ve pislik içinde mi?

Zekat, sadaka ve infak kurumu unutulmuş mu?

Sokakta eşkiya ve dolandırıcılar kol geziyor mu?

Ateizm ve Deizm çok yaygın mı?

LGBT'yi savunan var mı?

Trafikte bir kural var mı?

İhtiras imanı parçalamış, haram ve helale uyan var mı?

Adalet tam tecelli ediyor mu?

Hak haklının mı yoksa güçlünün mu?

Milli gelir adilane paylaşılıyor mu?

İnançlara saygı var mı?

Her yıl binlerce aile boşanıyor mu?

Cezaevleri tıka basa dolu mu?

Fikir ve düşünce üreten var mı?

Çalışmak isteyen var mı?

Toplumda utanma duygusu var mı?

Komşuluk ilişkileri kaldı mi?

Borç veren var mı?

İhale takipçileri avanta veriyor mu?

Torpil hat safhada mı?

Görev, ehline veriliyor mu?

Boşanmalar hat safhada mı?

Diziler aile kurumunu aleni hedef alıyor mu?

Sokaklar, kin ve nefret kokuyor mu?

Yediğimiz ve içtiğimiz gıdalar temiz mi?

Sadakat ve dürüstlük var mı?

Borcunu ödeyen var mı?

Vergiyi kaçıran var mı?

Fakiri ve fukarayı düşünen var mı?

....

Allah, bizi ıslah eylesin!

Kur'an'ın ifadesiyle, içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak eyleme Allah'ım!

... Ve

Bakın Hz. Musa (a.s) nasıl dua etti ve teslim oldu!?

"Hayır! dedi Musa:

"Endişelenmeyin! Kuşkusuz Rabb'im benimledir. Bana yol gösterecektir."

Şuara, 26/62

Düşünün ki, bir gruba önder olmuşsunuz ve hiç kimseye bir zararınız yok, ama dünyanın en zalim adamı peşinizde!? Sizi ve size inananları acı içinde öldürecek!

Ve siz kaçıyorsunuz, onlar kovalıyor.

Koşuyorsunuz ve geldiğiniz yer, koskoca Kızıldeniz’in kıyısı!?

Atlasanız, boğulacaksınız!

Dursanız, Firavun ordusuyla geliyor! doğranacaksınız.

İşte, tam da böyle bir zamanda Hz. Musa (a.s)'ın kavmi, teselli vermedi.

“Öl de, ölelim!" demedi!

Aksine, büyük bir hışımla!

İşte yakalandık!

Ey Musa! Sen açtın başımıza bu belayı! dediler!

Önden Kızıldeniz köpürüyor, arkadan Firavun geliyor!

Hz. Musa (a.s)'ın dilinden tek bir nida çıktı o anda!

"Endişelenmeyin!

Kuşkusuz Rabb'im benimledir. Bana yol (çare) gösterecektir." diyordu!

İşte bu kadar!?

Bu söz değil miydi Kızıldeniz’i yardıran, dert sanılan Firavun’u ordusuyla birlikte boğduran!?

Neden zor geliyor Rabbimize güvenmek bizlere!?

Güvenerek ve tam teslim olarak dua edemiyoruz galiba...

Bu yüzden bizlere emrediyor Rabbimiz!?

"... Gevşemeyin! Üzülmeyen! Eğer inanıyorsanız üstün olan sizlersiniz!"

Al-i İmran, 3/139

Hz İbrahim (a.s) ateşe atıldığında üzüldü mü?

Yoksa;

"Allah bana yeter; O, ne güzel vekildir!" deyip tebessüm mü etti alevlere!?

Ya Hz. Sümeyye (r. anha) annemiz!?

Mızrak göğsüne saplandığında umrunda mıydı dersiniz!?

La ilahe illallah! Muhammed (s.a.v) Resulüm'dür dedi son defa, tebessümle...

Ya Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.v)!

Uhud'da yüzünden kanlar süzülürken,

Taif'te taşlanırken,

Kabe'de secdede, üzerine işkembe atılırken,

Karısına zina iftirası atılırken,

Onlar Allah'ın bu emrine teslim olmuşlardı.

"... Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır... "

Bakara, 2/277

İman edin ve teslim olun!

Bilin ki, Allah sizinle beraberdir ve O, size bir yol göstetecektir! İnanıyorsanız, üstün olan sizsiniz! Sizin için korku olmaz ve mahsun da olmazsınız!

QOSHE - Duamız kabul olmuyor! - Mehmet Bozkurt
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Duamız kabul olmuyor!

4 0
19.12.2023

▪︎ Dua kelimesi, "çağırmak, seslenmek, istemek ve yardım talep etmek" demektir.

İslam literatüründe Allah’ın yüceliği karşısında kulun aczini itiraf etmesini, sevgi ve ta'zim duyguları içinde lütuf ve yardımını dilemesini ifade eder.

Duanın ana hedefi, insanın Allah’a halini arzetmesi ve O’na niyazda bulunması olduğuna göre, dua, kul ile Allah arasında bir diyalog anlamı taşır.

Bir başka söyleyişle dua sınırlı, sonlu ve aciz olan varlığın sınırsız ve sonsuz kudret sahibi ile kurduğu bir köprüdür. Bu nedenle insan, tarihin hiçbir döneminde duadan uzak kalmamıştır.

... Ve

Duada gönüllülük, sessizlik ve acziyet duygusu esastır!

Bağırıp çağırarak, feryad-ü figan ederek dua edilmez!

Ne anlama geldiği bilinmeden kalıplaşmış ve ezberlenmiş dualarla Allah’a yakarmak doğru değildir!

Dua eden, ne istediğini bilmeli ve isterken de Allah’ın huzurunda bulunduğu hissiyatıyla acziyetini ortaya koymalıdır!

Kul, anladığı dil ile yaratıcıya dua etmeli ve bilmelidir ki, dillerimizin ve renklerimizin farklı oluşunu yaratan O'dur!

... Ve

Dua etmek; Allah'a iş buyurmak değil, iş yaparken Allah'tan güç istemektir.

Aklını kullanarak harekete geçmeyenlerin duası kabul görmez.

Sağlam ve sağlıklı iman sahiplerinin duası kabul görür.

Dua etmeden önce duruş ve diriliş göstermek gerekir. Teslim olmuş bir İslam alemi sadece duaya sığınmış ve bugünkü zilleti bu nedenle yaşıyor!

Küffar zülmediyor! Hakkımıza ve şerefimize saldırıyor. Biz müslüman olarak sadece sitem ediyor ve küffarın vicdanına sığınıyoruz.

Artık diyelim ki, Ya Rabb!

Bize firaset nasip eyle! Bize basiret nasip eyle! Bizi bu gaflet uykusundan uyandır! Bizi, aklımızı kullananlardan eyle!

... Ve

Yer yüzünde Müslümanlar aciz, aç, açık, fakir, yoksul, çaresiz ve aklını kullanmaz maalesef! Kafirin tuzağına düşmüş ve himayesine sığınmış insanlık tarihinin en büyük zilletini yaşıyor!

... Ve

Ne yaptık ki, dualarımız kabul olmuyor Allah'ım!?

Lud kavmi gibi eşcinselliğe sessiz mi kaldık!?

Ad Kavmi gibi büyüklük mü tasladık!?

Semud kavmi gibi makam mevki ve mülk sahibi olup, şükür yerine isyan mı ettik!?

Medyen kavmi gibi, ölçüde tartıda hile mi........

© Akasyam


Get it on Google Play