Işık Düşünceler
İnsan, zor olandan kaçan bir varlık.
Halbuki ışık, bazen zor olandadır. Kovaladığınız ya da ulaşmaya çalıştığınız gerçeklik, çoğunlukla ötekini anlamakla başlar. Diğerini anladığınız zaman, aslında kendinizi de kavramış olursunuz. İnsan, başkası üzerinden de hakikate ulaşabilir.
Bunu gündelik hayatta da görebiliriz.Mesela, değerleri için yaşayan insan, bazı prensipleri evresinden alır.Kişiliğini de onlarla inşa eder.İnsan bütünü de buradan neşet eder.
İnsan kendini böyle inşa ederken, biraz da toplumsal çevresini ve değerler toplamını da görmüş olur.
Yaşadıklarımdan çıkardığım ilk değer, empati yapmaktır.Eskilerin diğerkam olmak dediği şey. Sempatiyi bilen insan, niye empatiyi bilmez? Çünkü empati, biraz başkası olmayı gerekli kılar. Mazlumun yerinde olmak, yoksunun yanında olmak, yoksulun halinden bilmektir empati. Bunları yapmak da kolay değil. Vicdan ve cüzdan meselesi! Merhamet eğitimi almamış birisi, nasıl empati yapacak? Nemelazımcılık almış başını gidiyor.Bananecilik değer olmuş! Bana değmeyen yılan yaşasın diyenlerden ne bekliyoruz ki? Devletine, halkına zırnık vermeyen acımasız insan; size nasıl empati yapacak! Yoksula, ölsün diyen bir grupla karşılaştım...Nerde kaldı empati? "Dışarda göz yanar, içerde yürek,/Taahhüt ehline tahammül gerek./Mazlum yarasına merhem diyerek/Gözyaşı sürersen beni de çağır..."diyen şair yüreği nerde? Abdurrrahim Karakoç, yaraya merhem olmak ister de, bazıları empati yapanları keriz görmeye devam ediyor! Yoksula devlet kapısını gösteren, sonra da devlete vergi vermeyen bir sürüyle karşı karşıyayız.Nerde empati?
İnsanları da tarafsız değerlendiremez olduk. Herkesin adaleti kendine göre! Biri, diğerinin adaletini istemiyor. Bana yoksa, öbürüne ölüm modundayız. İnsanımızı adaletle değil, tarafgirlikle değerlendiriyoruz. Katilleri bile savunur olduk! Sana cehennem olan,........
© Akasyam
visit website