Metro inşaatlarını durdurun.

Ya da yenisine başlamayın.

Yoksa batıracaksınız ülkeyi.

30 yıldan fazladır İstanbul’a gelip gidiyorum, yaşıyorum, ara ara da çalışıyorum.

2024 yılından sonra daha fazla vakit geçireceğim.

Harem otobüs terminali ile tanıştığım 1990 yılından beri sürekli trafik sıkıntısı ve korkusu yaşıyorum.

Demirel ve Özal’dan beri epeyce yol, köprü yapıldı.

Ecevit inşaat işleri ile pek ilgilenmedi.

Şair ruhlu olduğu için olabilir.

Diğer ikisi 20’lik diş gibiydi, mühendis kafası ile iş yaparlardı.

Son 20 yılda da bunlara yapılan eklerin yanında yer altına inildi.

Yeraltından daha hızlı ulaşalım dendi işimize.

Ancak, evrimsel sürecinin büyük kısmını epeyce önce tamamlayan homosapiensi fare ile karıştırdılar herhal.

Sabahın köründe zifiri karanlıkta, horozlar dahi uyanmadan evinden çıkan vatandaş, bir de yeraltına metroya inince, gözü yarı açık yarı kapalı işine gitmeye çalışıyor.

Köprüler, metrolar, tüneller ve daha nice yatırımlar.

Hala çözüm yok.

“Bileşik kaplar ilkesi” misali.

Trafik ne kadar artıyorsa, siz o kadar yol yapıyorsunuz.

Siz ne kadar yol yaparsanız, trafik o kadar artıyor.

İnsan eli ile çözemediğimiz trafik sorunu artık kendiliğinden çözülmek üzere.

Çok kısa zaman içinde eğitimin büyük bir bölümü çevrimiçi eğitim programlarına kayacak.

Kaydı bile.

Örneğin eskiden yabancı dil öğrenmek için şehir merkezindeki kursa gelmek zorunda olan öğrenciler, artık cep telefonundan sanal sınıfa bağlanarak eğitim alıyor.

Hem zamandan hem de paradan kazanıyorlar.

Hem de yabancı öğretmenlerin işin içinde olduğu daha etkin sistem.

Bu arada derse de yabancı öğretmenler uzak ülkelerden bağlanıyor. Saat farkını da avantaja çeviren sistem, zaman kaybı olmadan eğitim veriyor.

Biz burada işten eve gelince, diğer saat dilimindekilerin mesai saati başlıyor.

Bizim ölü saatimiz onların iş saati olunca hepimiz kazanıyoruz.

Kur farkı da olmazsa, “dadından yinmeyecek” ama o da düzelir inşallah.

Üniversite eğitiminin de uzaktan eğitim yoğunluğu çok yakında artacak.

Yani yakın zamanda talebelerin neredeyse yarısı fiziki olarak kampüslerin yolunu tutmayacak.

Bu durum bazı iş kollarında zaten yoğun şekilde kullanılıyor.

Biraz önce haberim ve isteğim olmadan, hale hazırda yan oda aboneliği dahil standart aboneliğim olmasına rağmen, yapılan fazladan 2 aboneliği iptal etmek için çırpındığım D-Smarttan aradılar.

Bu fazladan abonelikleri de faturalar, mesaj ile ardı ardına gelince tesadüfen öğrendim.

Aradım,

D-Smart'a hoşgeldiniz

Velkam tu de sımart

Pires nayn for ingiliş

Lil lateral arabiya semeniya

Kişisel verileri koruma kanunu…

Aydınlatma metni için 1'e bas

Kalite standartları gereği falan filan derken

Neyse yakaladık müşteri hizmetlerini.

Kardeşim benim zaten aboneliğim var,

Hem de yan oda aboneliğim bile var,

Fazlasını istemiyorum desem de, hedefini tutturmak zorunda olan “postmodern” sistemin esiri kızcağız, kendini paralıyor.

İptal etmeyin efendim, diyor

Zaten aboneliğim var hanfendi, diyorum

Çok avantajlı bir paket beyefendi, diyor

Zaten aboneliğim var hanfendi diye, tekrar ediyorum.

Komşunuza devretmek istemez misiniz, diyor,

Komşum yok hanfendi, ev sahibi çok kira istiyor, epeydir boş orası

Bir akrabanıza transfer edelim beyefendi, diyor hala

Akrabalarım da istemiyor hanfendi, derken

Ne biçim adamsınız beyefendi,

Metresiniz de mi yok, ona aktaralım, yeni yıl hediyesi olsun, diye yükselip fırça atınca

E aktaralım o zaman, diyor ve pes ediyorum.

“Kol sentır” dan arayanın telefondan gelen “ınga ınga” sesinden bize fırça atan bacımızın yeni doğan bebeğini emzirdiği de anlıyoruz.

Bu şikayetimizi de araya sıkıştırdık.

Artık gerisini D-Smart düşünsün.

Bir daha da mevcut aboneliği olan eve fazladan abonelik yapmasınlar.

Milletin metresi ile de uğraşmasınlar,

Canı çeken olur

Olanı var olmayanı var canım.

Hem de çok zor oluyor keriz aboneliğinin iptali.

Neyse konumuz dijitalleşen dünya.

Yaya trafiği azalıyor, daha da azalacak.

Çevrimiçi toplantıların oranı artıyor, daha da artacak.

Araçlar küçülüyor daha da küçülecek.

Araçlar ucuzluyor, daha da ucuzlayacak.

Evlerimiz küçülüyor, daha da küçülecek.

Aileler de küçülüyor, daha da küçülecek,

Daha doğrusu küçültülecek,

Son yüzyılda nüfusu çok artmış bölgelerde büyük kavgalar çıkacak,

Bizim insan dediğimiz, onların ise rakam olarak gördüğü fazlalıklar göz yaşı ile eritilecek,

Emperyalistlerin kafasında bizim için pek fayda getirmeyecek projeler var da henüz tam kavrayamadık.

Kavrayıncaya kadar da iş işten geçmiş oluyor zaten.

Buradan inşaat yatırım bakanlıklarına ama özellikle de belediye inşaat yatırım başkanlıklarına sesleniyorum.

Belediyeler inşaat yatırımlarımızı kontrol altına almaz ise büyük iflaslar yaşanacak ve Türkiye kullanılmayan projeler çöplüğüne dönecek.

Kent projeleri zarar edecek.

Kent metroları, yolları, köprüleri çok çok az kullanılacak.

Ancak, hızlı trenler, şehirlerarası yollar ve konforlu hava araçlar,

Bunların kullanımı artacak.

İş ve eğitim için yapılan ulaşım taleplerinin yerini turistik geziler alacak.

Önümüzdeki 20 yılda bu planlamaları yapmayan iflas edecek.

Beni dikkate almayacakları için bu kadar yeterli.

Detay isteyen yetkiliyi, onlyfans kanalımıza bekliyoruz.



QOSHE - “De Mobilizasyon” metro inşaatlarını vuracak - Prof. Dr. Gökhan Arslan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“De Mobilizasyon” metro inşaatlarını vuracak

15 0
17.12.2023

Metro inşaatlarını durdurun.

Ya da yenisine başlamayın.

Yoksa batıracaksınız ülkeyi.

30 yıldan fazladır İstanbul’a gelip gidiyorum, yaşıyorum, ara ara da çalışıyorum.

2024 yılından sonra daha fazla vakit geçireceğim.

Harem otobüs terminali ile tanıştığım 1990 yılından beri sürekli trafik sıkıntısı ve korkusu yaşıyorum.

Demirel ve Özal’dan beri epeyce yol, köprü yapıldı.

Ecevit inşaat işleri ile pek ilgilenmedi.

Şair ruhlu olduğu için olabilir.

Diğer ikisi 20’lik diş gibiydi, mühendis kafası ile iş yaparlardı.

Son 20 yılda da bunlara yapılan eklerin yanında yer altına inildi.

Yeraltından daha hızlı ulaşalım dendi işimize.

Ancak, evrimsel sürecinin büyük kısmını epeyce önce tamamlayan homosapiensi fare ile karıştırdılar herhal.

Sabahın köründe zifiri karanlıkta, horozlar dahi uyanmadan evinden çıkan vatandaş, bir de yeraltına metroya inince, gözü yarı açık yarı kapalı işine gitmeye çalışıyor.

Köprüler, metrolar, tüneller ve daha nice yatırımlar.

Hala çözüm yok.

“Bileşik kaplar ilkesi” misali.

Trafik ne kadar artıyorsa, siz o kadar yol yapıyorsunuz.

Siz ne kadar yol yaparsanız, trafik o kadar artıyor.

İnsan eli ile çözemediğimiz trafik sorunu artık kendiliğinden çözülmek üzere.

Çok kısa zaman içinde eğitimin büyük bir bölümü çevrimiçi eğitim programlarına kayacak.

Kaydı bile.

Örneğin eskiden yabancı dil öğrenmek için şehir merkezindeki kursa gelmek zorunda olan öğrenciler, artık cep telefonundan sanal sınıfa bağlanarak eğitim alıyor.

Hem zamandan hem de paradan kazanıyorlar.

Hem de yabancı öğretmenlerin işin içinde olduğu daha etkin sistem.

Bu arada derse de yabancı öğretmenler uzak ülkelerden bağlanıyor. Saat farkını da avantaja çeviren sistem, zaman kaybı olmadan eğitim veriyor.

Biz........

© 12punto


Get it on Google Play