menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Avrupa: Ekonomik Dev, Siyasi Cüce?

19 0
17.12.2025

ABD ve Çin tek merkezli stratejik aktörler. Ekonomik güçlerini teknolojiye, savunmaya, jeopolitiğe ve küresel etkiye dönüştürebiliyorlar. Avrupa’nın gücü ise 27 ayrı ülkenin toplamı.

Avrupa Birliği denince uzun yıllar akla gelen tanımı bugün hâlâ hatırlıyorum:

“Ekonomik dev, siyasi cüce.”

O zamanlar bu ifade biraz abartılı, hatta haksız bulunurdu. Bugün ise bir polemik değil; neredeyse herkesin sessizce kabul ettiği bir gerçeklik hâline gelmiş durumda. Üstelik tablo geçmişe kıyasla daha da ağır. Avrupa artık sadece siyasi olarak değil; stratejik ve psikolojik olarak da küçülüyor. Bunu istatistiklerden çok insanlarla konuşurken hissediyorum. Özellikle genç Avrupalılarla. Gelecekten söz ederken sesleri kısılıyor, cümleler yarım kalıyor. Kendi medeniyetlerine, kendi geleceklerine ve belki de en önemlisi kendilerine olan inançları zayıflıyor.

Tarih bize şunu defalarca gösteriyor: Özgüvenini kaybeden bir kıta, dış tehditlerden çok daha hızlı biçimde içeriden zayıflar. Geleceğine inanmayan bir gençlikle de ileri gitmek mümkün değildir.

Kâğıt üzerinde Avrupa Birliği hâlâ devasa bir ekonomi. Yaklaşık 17 trilyon dolarlık bir toplam GSYH’den söz ediyoruz. ABD 27 trilyon dolar, Çin ise 18–19 trilyon dolar bandında. Ama bu rakamlar kolayca yanıltıyor.

ABD ve Çin tek merkezli stratejik aktörler. Ekonomik güçlerini teknolojiye, savunmaya, jeopolitiğe ve küresel etkiye dönüştürebiliyorlar. Avrupa’nın gücü ise 27 ayrı ülkenin toplamı. Ortak bir maliye politikası yok. Ortak borçlanma kapasitesi sınırlı. Büyüme zayıf, verimlilik düşüyor.

Daha da önemlisi şu: Bu ekonomik büyüklük, küresel oyunu şekillendiren bir etkiye dönüşmüyor. Avrupa zengin kalıyor ama yön veremiyor. Üstelik Almanya ve Fransa gibi lokomotifler kendi iç sorunlarıyla meşgul. Jeopolitik akla ve finansal derinliğe sahip Birleşik Krallık ise artık AB’nin dışında.

Bugünün büyük krizlerine baktığımda kendime şu soruyu soruyorum: Avrupa gerçekten masada mı?

Ukrayna–Rusya savaşı Avrupa’nın kapısında yaşanıyor ama stratejik kararlar Washington’da alınıyor. Silah tedariki, savaşın süresi, müzakere ihtimalleri, hatta sınır tartışmaları… Brüksel çoğu zaman izleyici konumunda. Moskova ise AB’yi muhatap bile almıyor.

Gazze konusunda Avrupa içinde ortak bir ses yok. Almanya başka, Fransa başka, İspanya başka konuşuyor. Sahadaki dengeyi belirleyen kararlar yine ABD ve bölgesel aktörler........

© yetkinreport.com