''göynümün sahibine''...
Bay Altınmakas lakabını taktığım, Yeşilgiresun Gazetesi sahibi canım Ahmet Öğütçü ağabeyim ile bi "haber metninden" söz ediyorduk, yıllar evvel matbaadaki ofisinde. Konu neydi, vallahi unutmuşum?
Ama, o haberi duymadığım, görmediğim anlaşılmıştı çok geçmeden. Mevzuya Fransızdım. Ahmet Abi kızdıydı bana;
-"Yahu nasıl görmezsiniz, hem de Yeşilgiresun'da çıktı haber! Ne diyim ki şimdi, kendi gazetenizi okumuyonuz"!!!
İtiraz edince ben, çıkmadı abi öyle bişey falan gibisine, hiç üşenmeden arşive gitti gosgoca Ahmet Öğütçü... Haberin çıktığı günün gazetesini bulup getirdi.
Eyvah! Hem de ne eyvah! Haklıydı maalesef!
Üstelik, tam da benim köşeyazımın alt sütununda yayımlanmıştı haber. Bu kez yediğim fırça daha da büyük oldu;
-"Ula oolum, bak işte, kendi yazınızı bile okumuyonuz"!!!
***
O an için pek gülünçötesi olmakla birlikte, gayet basit bi açıklaması vardı aslında bu durumun. Kendi yazımı okumuyordum ki. Neden okuyayım, zaten ben yazmışım?
Haliyle, o sayfadaki tüm haberler de güme gidiyordu.
***
Hadi ben, şu dünyada sadece kendimi okumayan... Ve Gürsel Ekmekçi dışındaki tüm köşeyazarlarını (yerel ve ulusal) takip eden biriyim.
Ama tekbi kitap okumadan, hiçbi günlük gazeteye hakim olmadan şair / yazar olmuşlar var şehrimde.
Bi de bunların her nedense 3-5 tane kitabı falan mevcut? Okuru olmayan yazarlar tayfası şehrimi kuşatmış... Ne demek lazım gelir, bilemedim?
Allah'ım bana evliya sabrı vermiş, yoksa bunlara tahammül etmek normal bi insanın çekeceği dert diğildir şu üç günlük dünyada.
***
Geçtiğimiz hafta, takvimi şaşırdım, anımsayanınız vardır, 8 Mart Kadınlar Günü'nü Şubat'tan kutladım. Sanırım bana gülüp geçmiş olmalısınız. Sağolun, ben de sizi seviyorum!
Şaşırmam doğaldır. Çünkü, çok yoğun yaşıyorum zaten gündüzümü. Çoğunluk gibi "sıradan" kalem erbabı olmamak için, geceleyin sabaha kadar bişeyler okuyorum.
Nevrim dönmüş zaten. Gün ne, hafta ne, ay ne, umrumda mıdır? Yaşıyoruz işte bi biçimde, bu gezegende.
Aynı nedenlerin bi sonucu olarak, Sevgililer Günü makalesi yazmayı da unutmuşum işte, napim? Oysa, ne çok önem veririm 14 Şubat tarihine. Bilen bilir.
Ay çıkmadan yazayım bari, lütfen idare ediniz.
***
İlhan İrem'den kalma eski 45'lik plaklardaydı biraz sevgi.
Love Story filmini izlerken aşk üçün ilk ağlayışımızdaydı belki.
1978 yılında, dünya kupası finalleri sürerken, Alman milli takımının futbolcu eşlerinin kamp yapılan otele, bi tür ödül gibi, motivasyon niyetine götürülmesinin içimizi ilk mıncıklayışındaydı da sanki?
Trt Yurttan Sesler Korosu türkülerindeydi sevgi.
Böyle böyle aşık olduk gız milletine, yüzlerine-gözlerine davun çıkmayasacılara.
***
Unutamadık hiç.
O günlerden kalma bi de ''Kaynanalar" dizisi var idi, ömrümüze ömür katan.
Azıcık şanslı kuluyumdur Allah'ın, bu yönüyle. Henüz Giresun'da tv yayınları yoğiken, İstanbul'a pek sık gidebildiğim üçün, izleyebiliyordum bu muhteşem dizinin ilk hallarını bile.
Annannemin evi... Siyah-beyaz televizyonu... Kuru yemişler-meyveler yeniyo bi yandan... Sobadan çıtırtı sesleri yükseliyo diğer yandan...
Nuri Gantar-Nuriye Gantar... Ekranların neşesi, heyecanı, mutluluğu, hüznü...
Ey gidi güzel günlerim.
Eski Türkiyem.
***
Bi ikili olmayı, çift olmanın güzelliğini Gantar ailesinden öğrendi bizim kuşak.
Tekin Akmansoy; ''Nöriyem'' dedikçe eşine,
Leman Çıdamlı; ''Gantarım'' diye hitap ettikçe eşine, çok mutlu olurduk hepbir. İçimize kazılıdır o duygu.
Şu gün bile, sevdiceğime şaka yollu eylediğim hitapların tümünün kökeninde, kalbimde taşıdığım sevdasının çekirdeğinde "Nuri Gantar ahlakının" yattığını düşünürüm. İyi günde-kötü günde.
***
Sevgililer Günü geçti gitti. Normal insanlarla aynı zaman diliminde yaşamayı beceremediğim için, yazamadım vaktinde. Üzgünüm.
Ömrümüzde tanıdığımız ilk sevgililer, iki büyük sanatçı, Leman Çıdamlı ve Tekin Akmansoy yaşamda diğiller artık, bilirsiniz.
Her 14 Şubat'ta boynumuzun büküklüğü biraz da bundandır.
Sevgililer Günümüz kutlu olsun.

QOSHE - SEVMEK - Gürsel Ekmekçi
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

SEVMEK

12 12
28.02.2024

''göynümün sahibine''...
Bay Altınmakas lakabını taktığım, Yeşilgiresun Gazetesi sahibi canım Ahmet Öğütçü ağabeyim ile bi "haber metninden" söz ediyorduk, yıllar evvel matbaadaki ofisinde. Konu neydi, vallahi unutmuşum?
Ama, o haberi duymadığım, görmediğim anlaşılmıştı çok geçmeden. Mevzuya Fransızdım. Ahmet Abi kızdıydı bana;
-"Yahu nasıl görmezsiniz, hem de Yeşilgiresun'da çıktı haber! Ne diyim ki şimdi, kendi gazetenizi okumuyonuz"!!!
İtiraz edince ben, çıkmadı abi öyle bişey falan gibisine, hiç üşenmeden arşive gitti gosgoca Ahmet Öğütçü... Haberin çıktığı günün gazetesini bulup getirdi.
Eyvah! Hem de ne eyvah! Haklıydı maalesef!
Üstelik, tam da benim köşeyazımın alt sütununda yayımlanmıştı haber. Bu kez yediğim fırça daha da büyük oldu;
-"Ula oolum, bak işte, kendi yazınızı bile okumuyonuz"!!!
***
O an için pek gülünçötesi olmakla birlikte, gayet basit bi açıklaması vardı aslında bu durumun. Kendi yazımı okumuyordum ki. Neden okuyayım, zaten ben yazmışım?
Haliyle, o sayfadaki tüm haberler de güme gidiyordu.
***
Hadi ben, şu dünyada sadece kendimi okumayan... Ve Gürsel Ekmekçi dışındaki tüm köşeyazarlarını (yerel ve ulusal) takip eden biriyim.
Ama tekbi kitap okumadan, hiçbi günlük gazeteye hakim olmadan şair / yazar olmuşlar var şehrimde.
Bi de bunların her nedense 3-5 tane kitabı falan........

© Yeşilgiresun


Get it on Google Play