Rüzgar çeşitlerini tam bilmem. Havaya bi bakmaya gidişatı anlayan biri deseniz, hiç diğilim. Meteoroloji kültürüm de sıfırdır. Rüzgar nerden eserse ne olur veya gökyüzünde neyin olmaması neye işarettir, aha geldim gidiyorum, hiç anlamam!
Nesilleri tükense de artık, öyle nice güzel insan var idi eskiden. Akşama yağmur yağacağını bilen, birazdan fırtınanın kopacağını anlayan, yarın hava güneşli olur diye önceden bilgi veren...
Nur içinde uyusunlar.
Misal, rahmetli annannem oturduğu yerden aylık hava tahmini yapardı. Yanıldığını hiç görmedim. Diğil Giresun ve Karadeniz, hatta Türkiye geneli, hayatta hiç ilgisi olmadığı Köln'ü bile en isabetli şekilde tahmin ederdi. Ne yazık ki onlar gibi olamadım. En son, il dışından konuklarıma; "Bu hava katiyyen yağmaz, Kale'ye çıkabiliriz" dediğimden 20 dakka sonra Giresun tarihinin en şiddetli yağmuru yağmış ve 72 saat aralıksız sürmüştü. Üniversite birinci sınıfta mıydım, biraz daha büyük müydüm, unuttum şimdi? Giresun Kalesi'nde mahsur kalmıştık.
***
Bu anlamda bilgi saabı olduğum tek gerçek şudur;
Kale'deki bayrağımızın Ordu yönünde salınması havanın güzel olacağına işaret görülür. Yok, eğer Trabzon'a doğruysa dalgalanım, derhal evlerimize kaçmak gerekir, soğuk ve yağışlı hava geliyo demektir.
Biraz balıkçılık tecrübesi, biraz gocagarı takvimi bilgisi içerir diyip geçeyim, yüzyıllardır şaşmamıştır bu!
***
Sözü geçenki olağanüstü kıble fırtınasına getireceğimi anlamış olmalısınız.
Şimdi; "Aaa, rüzgar mı esti Gürselciğim, duyma bile duymadım" diyerek yemeyin beni! Hepinizin korkudan salavat getirdiğini biliyorum, o derece bi felaketti yaşadığımız.
Deniz, elektrik direkleri boyu yükseldi. Sahilleri su bastı hep. Çatılar uçtu. Ağaçlar devrildi. Elektrikler kesildi. Ekmek almaya çıkmıştım, baktım havada uçmuyo muyum? Debboy semalarında benim gibi seyir halinde olan dostlarla selamlaşmıyo muyum bi de?
-Ooo Gürsel Beyciim nereye böyle?
-Valla abi, bakkala diye çıktım evden ama şuan Şebinkarahisar'a kadar gidecek gibiyim.
-Hadi bakalım hayırlı uçuşlar, ben de Esenboğa Havalimanı'na iner, akşama otobüsle dönerim!
***
Ne gülüyonuz?
Giresun Giresun olalı hiç bu kadar uzun süreli fırtına yaşadı mı? Eskinin fırtınaları bile ne asildi, ne mertti, ne delikanlıydı. Yarım saat sürer ve çeker giderdi. Dineceğini bilir, evin kuytu yerine kaçar, sessizce dua ederek beklerdik. Elektrikler anında gitmiş olurdu zaten. İyice korkardık.
Fakat babalarımız sağ idi. Onların kanatları altında bize bişey olmazdı ki.
Demek ki korkmuş gibi yaparmışız. Analarımızın olduğu kadar babalarımızın da kuzusuyduk biz.
***
İki gündür konu aynı şehrimizde.
İklimler değişti gardeşim. Mevsim diye bişey kalmadı gardeşim. Doğanın dengesini bozduk gardeşim.
Parklarda, çay ocaklarında, berber koltuklarında sadece bunlar konuşulur oldu...
Bi Allah'ın kulu da demiyo ki;
Yahu biz kimiz? Ağaç kessek ne yazar, dereleri hes'lerle kurutsak ne yazar, her tarafı beton eylesek ne yazar, denizleri doldursak ne yazar? Bu olağanüstü dengeyi, tamamen matematik içeren bu muhteşem bilimsel sistemi, bu benzersiz ilahi kudreti nasıl değiştirebiliriz ki?
Sallıyorum kafadan yahu; milyar yıldır süregelen bu devri daim içinde, mutlaka 250 yılda bi şiddetli fırtına olurdur şehrimizde. Mutlaka 300 yılda bi aşırı sıcaklar görülürdür. 400 yılda bi buzul çağı yaşanırdır.
Kim karışabilir, kim bozabilir, kim değiştirebilir, kim?
***
Uzatmiyim, Giresun kıblesi derler adına, tozu dumana kattı yine.
Benim kıblem başka ama.
Yunus Emre gibi, "Benim kıblem dostlarımın gönülleridir" falan gibi bi palavra da sıkacak diğilim şimdi. Pir Sultan Abdal gibi bitireyim izninizle...
''Benim güzel yüzlü serv-i çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
Mihrabımdır iki kaşın arası''.
Size bu satırları Alucra üzerinde uçar vaziyette çok zor koşullarda yazıyorum, cümleten güzel günler dilerim.

QOSHE - KIBLE - Gürsel Ekmekçi
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

KIBLE

6 0
29.11.2023

Rüzgar çeşitlerini tam bilmem. Havaya bi bakmaya gidişatı anlayan biri deseniz, hiç diğilim. Meteoroloji kültürüm de sıfırdır. Rüzgar nerden eserse ne olur veya gökyüzünde neyin olmaması neye işarettir, aha geldim gidiyorum, hiç anlamam!
Nesilleri tükense de artık, öyle nice güzel insan var idi eskiden. Akşama yağmur yağacağını bilen, birazdan fırtınanın kopacağını anlayan, yarın hava güneşli olur diye önceden bilgi veren...
Nur içinde uyusunlar.
Misal, rahmetli annannem oturduğu yerden aylık hava tahmini yapardı. Yanıldığını hiç görmedim. Diğil Giresun ve Karadeniz, hatta Türkiye geneli, hayatta hiç ilgisi olmadığı Köln'ü bile en isabetli şekilde tahmin ederdi. Ne yazık ki onlar gibi olamadım. En son, il dışından konuklarıma; "Bu hava katiyyen yağmaz, Kale'ye çıkabiliriz" dediğimden 20 dakka sonra Giresun tarihinin en şiddetli yağmuru yağmış ve 72 saat aralıksız sürmüştü. Üniversite birinci sınıfta mıydım, biraz daha büyük müydüm, unuttum şimdi? Giresun Kalesi'nde mahsur kalmıştık.
***
Bu anlamda bilgi saabı olduğum tek gerçek şudur;
Kale'deki bayrağımızın Ordu yönünde salınması havanın güzel olacağına işaret görülür. Yok, eğer Trabzon'a doğruysa dalgalanım, derhal evlerimize kaçmak gerekir, soğuk ve yağışlı hava geliyo demektir.
Biraz balıkçılık tecrübesi,........

© Yeşilgiresun


Get it on Google Play