Arıların dünyası ilginçtir. Tam anlamıyla her şeyin yerli yerinde olduğu bir yaşamları vardır. Her bir görevin tanımı yapılmıştır. Her şey, dakik bir saat gibi çalışır. Ana arı, kovanın kraliçesi olarak en uzun ömürlü üyesidir. Yaklaşık 5-7 yıl yaşayabilir. Her kovanda bir tane bulunur. Yaşlanıp, görevini yapmakta aksayınca kovandaki arılar, yerine bir başkasını hazırlar. Yeni ana arı, kovanda görev yapmaya başlayınca ya kocamış anayı öldürürler ya da yaşlı ana arı bir bölüm işçi arıyla birlikte kovandan ayrılır.
Verimli biçimde yumurtlayan ana arılı bir kovanda günlük yaşamın planlı ve disiplinli bir işleyişi vardır. Kovan yönetimindeki çalışma, eğitim, hiyerarşi, liyakat, görev paylaşımı, örgütlenme, iş bölümü, temizleme ve kontrol, dayanışma, keşif, savunma, korunma, beslenme, hastalıklara karşın önceden önlem alma gibi birçok özelliği ile adeta bir devleti andırır. İsterseniz buna aile de diyebilirsiniz. Hatta bir işletmeyi, şirketi, her hangi bir örgütü andırıyor diyebilirsiniz. Özerk yapısı nedeniyle hiçbir biçimde bir başka kovana ait arıların girmesine izin verilmez. Sınırları çok güçlüdür. Yani, sınır namustur. Pasaport dahi yetmez! Hiçbir biçimde bir yabancının kapısından içeri girmesi mümkün değildir. Kapıda sürekli bekçi vardır. Başka bir kovanın arısı, kovana girmeye çalışırsa sonu, ölümüyle biten bir güvenlik sistemine çarpar. 45 gün ömrü olan işçi arıların yaklaşık ilk yirmi günü kovan içinde geçerken ikinci yirmi-yirmi beş günü ise kovan dışında geçer. Her bir görevin tanımı vardır. Planlama, çalışma, örgütlenme ve iş bölümüne ilişkin kurallar ve disiplin hayranlık uyandıracak ölçüde olağanüstüdür.
Buradaki asıl amacım, arıların olağanüstü yaşamını anlatmak değildir. Arıların, niteliğe dönük seçiciliğidir: Bir kolonideki ana arı yumurtası, döllenmeden sonra yaklaşık 16 gün sonra petek gözünden çıkar ve 6-7 gün sonra çiftleşir. Çiftleşme için ana arı, günün en sıcak saatinde, genellikle 14-16,oo saatleri arasında kovandan çıkar ve yaklaşık 2-5 Km. uzaklığa gider. Yerden yaklaşık 12-15 metre yükseklikte uçarak, 8-10 civarındaki erkek arı ile havada çiftleşir. Ana arının kovandan 5 Km.ye varan bir uzaklığa gitmesinin ve 12-15 metre yükseğe çıkmasının, havada uçarken döllenmesinin tek bir temel nedeni vardır. En güçlü erkek arı ile çiftleşme yoluyla soyunu koruma çabasıdır. En kaliteli spermlerle yumurtasının döllenmesini sağlama arzusudur.
Arılar, soylarını sürdürme isteğini gerçekleştirirken en kalitelisini, en güçlüsünü, en hızlısını seçme başarısını gösterir. Aslında insanlar da öyledir. Belki, farkında bile değiliz ama döllenirken spermanın en kalitelisi, en hızlısı, en büyüğü yumurtaya ulaşır. Yumurta, kendisine ulaşanlar arasından en iyisini seçerek içine alır. Yalnızca, arılarla insanlar mı, böyle yapar? Tabi ki, hayır. Doğa, tamamıyla kalitelinin seçimine odaklanmıştır. Bütün canlı dünyasında soyun devamı, en kaliteli ile döllenme yapılmasına yöneliktir. Yaşam, seçicidir. İyiyi çeker, kötüyü iter.
***
Toplumsal yaşamda birçok örgütlenme biçimi vardır. Dernekten başlayarak vakıf, şirket, kooperatif, siyasi parti, oda, borsa, baro, birlik, belediye, özel idare gibi çok sayıdaki örgüt, yaşamımızın içinde yer almaktadır. Daha doğrusu insanlar bu tür örgütlenmelerde üye olarak, yönetimde görev alarak sosyalleşme davranışı gösterir.
Her bir örgütlemenin kendine has, organlarını, yönetimlerini seçme biçimleri vardır. Bu seçimlerin birçoğunda en niteliklisini seçme yerine kalite yönünden düşük olanların işbirliğine dayalı bir seçim anlayışını yaşamaktayız. Kötü, iyiyi kovmaktadır. Niteliksiz olanlar, niteliklileri ortamdan dışlamaktadır. Örgütlerin, kapısında, sınırında herhangi bir engelleme, korunma, savunma mekanizması yoktur. Kısırlık yaratan melez polenlerle çiftleşme olmaktadır. Niceliği olan niteliği olanı kapı dışında bırakmaktadır. Bu işte bir terslik yok mudur? Doğa, sürekli en iyisini seçmenin peşinde koşarken toplumsal yaşamda en kötüsünü seçmenin ardından koşuyoruz. Neden? Cumhuriyetin ilk on beş yılındaki başarısının altında en iyisini seçme, göreve getirme, atama başarısı vardır. Yıllık ortalama % 10'dan fazla kalkınma hızının yakalanmasının ardında en iyileri, en kalitelileri göreve getirme vardır.
***
Deyim yerindeyse, bugün toplumu habis bir ur kaplamıştır. Vasıfsız olanlar niceliklerine güvenerek örgüte egemen olmaktadır. Sayısal çoğunluk her şey demek değildir. Duvara toslayınca nitelikli insanları aramaya başlamayalım. Duvara çarpmadan nitelikli insanlarla çalışmayı sürdürelim. Bu böyle gitmez! Ama niteliksizliğin olduğu yerde de kaçılmaz olarak yaşanacaktır. Niteliksizleri seçmeyi sürdüren örgütler, ömürlerini kısaltmaktadır. Hatta hızla ölüme yaklaşmaktadır. Arılar kadar olamıyoruz. Benden söylemesi…. Bütün bu olumsuzluğa karşın bugün yaşlı ana arının yerine taze, genç ana arıyı seçebilenlere selam olsun.

QOSHE - Arılar Kadar Olamıyoruz! - A. Dursun Yılmaz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Arılar Kadar Olamıyoruz!

19 13
07.11.2023

Arıların dünyası ilginçtir. Tam anlamıyla her şeyin yerli yerinde olduğu bir yaşamları vardır. Her bir görevin tanımı yapılmıştır. Her şey, dakik bir saat gibi çalışır. Ana arı, kovanın kraliçesi olarak en uzun ömürlü üyesidir. Yaklaşık 5-7 yıl yaşayabilir. Her kovanda bir tane bulunur. Yaşlanıp, görevini yapmakta aksayınca kovandaki arılar, yerine bir başkasını hazırlar. Yeni ana arı, kovanda görev yapmaya başlayınca ya kocamış anayı öldürürler ya da yaşlı ana arı bir bölüm işçi arıyla birlikte kovandan ayrılır.
Verimli biçimde yumurtlayan ana arılı bir kovanda günlük yaşamın planlı ve disiplinli bir işleyişi vardır. Kovan yönetimindeki çalışma, eğitim, hiyerarşi, liyakat, görev paylaşımı, örgütlenme, iş bölümü, temizleme ve kontrol, dayanışma, keşif, savunma, korunma, beslenme, hastalıklara karşın önceden önlem alma gibi birçok özelliği ile adeta bir devleti andırır. İsterseniz buna aile de diyebilirsiniz. Hatta bir işletmeyi, şirketi, her hangi bir örgütü andırıyor diyebilirsiniz. Özerk yapısı nedeniyle hiçbir biçimde bir başka kovana ait arıların girmesine izin verilmez. Sınırları çok güçlüdür. Yani, sınır namustur. Pasaport dahi yetmez! Hiçbir biçimde bir yabancının kapısından içeri girmesi mümkün değildir. Kapıda sürekli bekçi vardır. Başka bir kovanın arısı, kovana girmeye çalışırsa sonu, ölümüyle biten bir güvenlik sistemine çarpar. 45 gün ömrü olan işçi arıların yaklaşık ilk yirmi günü kovan içinde geçerken ikinci yirmi-yirmi beş günü ise kovan dışında geçer. Her bir görevin tanımı vardır. Planlama, çalışma, örgütlenme ve iş bölümüne ilişkin kurallar ve disiplin........

© Yeşilgiresun


Get it on Google Play